KaynakBrezilya'da birbirinden hoşlanan 2 insan genelde arkadaş gruplarıyla birlikte dışarı çıkarlar, birbirlerinden hoşlanıp hoşlanmadıklarına emin olmak için. Solo randevular sadece ilişkiye 'kesin' gözüyle bakılırsa yapılır.Fransa'da 'ilişkide miyiz' tarzı bir düşünce yoktur. Fransızlar konu çıkmaya gelince biraz rahatlarına düşkünler. 'Çıkma' konseptine pek inanmıyorlar. Yani Fransa'da biriyle ya birlikte değilsinizdir, ya birliktesinizdir. 'Çıkıyoruz, bakıcaz.' yok.Japonya'da 'randevuya geç kalmak' gibi bir lüksünüz yoktur, eğer birine bir saatte söz verdiyseniz, ve o saatte dediğiniz yerde olmazsanız, ya müthiş bir sebebinizin olması gerekir ya da karşınızdakiyle bir daha asla konuşmamayı göze alırsınız.Bir İtalyan'la çıkarken, 'şööööyle bir gözüm kaydı' diye bir şey söz konusu olamaz. Biraz kıskançlık, aşklarını her zaman taze tutar. Sevdiklerini çok sahiplenici olurlar ve sadece onlara ait olmanızı isterler.Avustralya'da eşitlik her şeyin üstündedir. Yani yemeğe çıktıklarında, ilk randevu bile olsa taraflardan biri 'bu sefer benden' diye bir şey demez. Anında hesap bölüşülür.Danimarka'da gelişigüzel, sarhoş ve sexle başlayan bir gecenin ilişkiye dönüşmesi oldukça sıradandır. İçin, sevişin ama korunmayı unutmayın.İspanya'da olay tamamen 'taktiklerden' ibarettir. En başta fazla yüz verilmez, fazla hevesli gözükülmez, çünkü İspanyollar kovalamayı sever. Ama unutmayın, fazla naz aşık usandırır.Eğer bir Rusla randevunuz umduğunuzdan biraz daha fazla 'dokunsal' geçerse, şaşırmayın. Ruslar, bedensel olarak size yakın durmayı samimiyet ifadesi olarak görürler.Küçük ve önemsiz konuşmalara elveda deyin. Almanlar işi biraz uzun uzadıya konuşmayı severler. Sığ, yüzeysel konuşmalar Alman kültüründe pek hoş karşılanmaz, gerçek bağlantıyı kurmanızı engeller.Yunanlarla konuşurken fiziksel hareket ve mimiklerinizi dikkatli kullanın. İletişimde gösterilen sıradan jest ve mimikler bile bazen onlar için ofansif olabilir. Kelimelerle ifade etmek her zaman daha iyidir.