Çoğunu duyduk, hatta satırlarında kaybolduk. Ama nasıl yazdılar? Büyülü cümlelerini nasıl var edebildiler?
Siz de merak ediyorsanız okumaya devam edin...
Çoğunu duyduk, hatta satırlarında kaybolduk. Ama nasıl yazdılar? Büyülü cümlelerini nasıl var edebildiler?
Siz de merak ediyorsanız okumaya devam edin...
Yazarken şalı hariç bütün kıyafetlerini bir dolaba kilitlermiş. Bunun nedeni hem dikkatinin dağılmaması, hem de sıkılıp dışarıya çıkmasını engellemekmiş. Yalnızca bir şal ile kalınca tabii, insan içine çıkmak pek mümkün olmuyordu.
Göz problemlerinden çok çeken Joyce, dev kağıtlara pastel boyalarla koca harflerle yazmak durumunda kalıyormuş. O meşhur ve karmaşık satırlarını böyle bir yöntemle var ettiğine göre, iki kat saygıyı hak ediyor.
Capote, tuhaf yazma alışkanlıklarında bayrağı taşıyan adam olabilir. Cuma günlerinde, sayısında 13 olan otel odalarında ve içinde üçten fazla sigara izmariti olan bir kül tablasının yakınında asla yazmazmış.
Bir alışkanlık sayılır mı bilemeyiz ama, yazar meşhur romanı ‘Yolda’yı tek parçalık uzun bir parşömene yazmış.
Schiller’in masasının bir çekmecesi çürük elmalarla doluymuş. Bunun nedeni de çürük elmaların kokusunun ona ilham vermesiymiş.
Nabokov eserlerinin her paragrafını kartlara yazıp onları bir ayakkabı kutusuna istiflermiş. Böylece dilediği zaman paragraflarının sırasını değiştirebilirmiş.
Polisiye hikayelerin üstadı Agatha Christie’nin esrarlı hikayeleri, daima küvetinde elma yerken aklına düşermiş.
Şair, coşkulu şiirlerini yolda yürürken ufak fişlerin üzerine yazarmış. Şiirlerinde coşku da, adımlarındaki enerjiden ilhamını alıyormuş demek ki.
Fransız romancı, yazmadan önce köpeğinin bitlerini temizlermiş. Niye bilmiyoruz. Muhtemelen bundan sıkılıp kendini yazmaya veriyordu.
Poe bitirdiği eserlerin kağıtlarını mühür mumuyla birbirine yapıştırırmış. Editörünün saçları muhtemelen erkenden beyazlamıştır.
Steinbeck, masasında daima 12 adet keskin uçlu kalem bulundururmuş. Disiplin!
Stephen King, egzersiz amacıyla her gün en az 2000 adet zarfsız cümle kurarmış. Zarf kullanmayı sevmediğini biliyorduk ama, bu kadarı da baya sertmiş!
Yazar, kalabalık bir akşam New York metrolarından birine atlar ve insanları gözlemleyerek 50 adet espri bulurmuş. Bu da onun topluma ve insanlara dair müthiş gözlem yeteneğini açıklıyor gibi.
Woolf hep ayakta yazarmış. Hatta ayakta çalışmaya uygun ilk masanın mucidi bile olabilirmiş!
Yazar yazılarını yazarken yüzünü hep yeşil pudrayla kaplarmış.
Diğerlerini az çok anlayabiliyorum (bit temizleyen yazar hariç), ama yeşil pudrayla yüzü kaplamanın amacı ne ola ki?
Türk yazarlardan ya da şairlerden de olsa ne güzel olurdu :D
Steinbeck Gazap Üzümleri'ni böyle yazmış demek ki, 12 adet keskin uçlu kalemle en keskin ve sağlam romanlardan biri.