Dünyaları Değiştirebilecekken Ardında Büyük Bir Hayal Kırıklığı Bırakmış 10 Muhteşem Şey

Güzel şeyler vadeden, akıllıca düşünülmüş ve bir boşluğu doldurmak için ortaya konulmuş her atılımın başarılı olması ya da kitleler tarafından sahiplenmesi mümkün olmuyor.

Deha ürünü gibi gözükmesine rağmen, arka planındaki zaafları neticesinde başarısızlığa mahkum kalmış şeyler bunlar. Aynı zamanda, detayların ne denli önemli olduğunu da yüzümüze vurmayı ihmal etmiyor.

10. QR Kod

Kamera vasıtasıyla kullanıcıları Internet bağlantılarına ulaştıran cici teknoloji. Karekod olarak da bilinen QR kod teknolojisi halen kullanılsa da, potansiyeline kıyasla yalan olmuş bir teknoloji ürünü olduğu su götürmez bir gerçektir.

Çünkü karekod kullanmak, çoğu zaman nereye gideceği belli olmayan bir tünele girmek gibi bir şey. Gerçekten de kullanıcı açısından neyle karşı karşıya olduğunu bilmemek kadar itici bir durum yoktur.

Karekod tutmadı. Kitleler bu teknolojiyi benimsemedi. Bir türlü standart haline gelememiş olması da, karekodu ölüme mahkum eden nedenlerden birisi şüphesiz.

9. Yürüyen uçak

Ford’un kurucusu Henry Ford, zamanında herkesin kullanabileceği türden bir uçak modelini günlük yaşama adapte etmek istemiş.

Sonradan, üretilen ilk model test uçuşunda yere çakılınca bu fikirden anında vazgeçmişler.

8. Dumansız sigara

Seksenlerin sonunda, uğruna milyon dolarların harcandığı bir proje neticesinde, PREMIER adlı dumansız bir sigara üretilmiş.

Sonuç tam bir hayal kırıklığı olmuş. Çünkü sigara elle tutulamayacak kadar çok ısınıyor, ayrıca berbat kokuyormuş.

7. Danstan enerji üretgeç

İngiliz iş adamı Andrew Charalambous, 2007 yılında sahibi olduğu gece kulübünün zeminine basınç duyarlı enerji üniteleri entegre etmiş. Daha açık bir ifadeyle, mekandaki her dans figürünü işletmeye enerji olarak geri kazandırmayı başarmış.

%60 oranında enerji tasarrufu imkanına rağmen, bu sistemi başka kullanan olmamış.

6. Sprey insülin

Diyabetiniz varsa, veyahut diyabeti olan bir yakınınız varsa insülin çilesini bilirsiniz. 

İşte, bir ilaç firmasının yetkilileri 2007 yılında “Yahu şu insülini şırınga yerine sprey olarak üretelim de vatandaşın çilesi bitsin” demiş ve insülini ağızdan sprey olarak veren bir pompa üretmişler.

Bu ürün hiç tutmamış. Görülebileceği gibi, bildiğin roket cephanesi büyüklüğünde olan bu pompayı insanlar yanında taşımak istememiş. Taşısalar bile pompayı ulu orta ağızlarına götürüp kullanmayı utanç verici bulmuşlar.

Yani, nasıl desem, neyse...

5. Cinerama

Cinerama adlı teknoloji 1952 yılında tanıtılmış. Temel olarak geniş ve eğimli bir sinema perdesine üç farklı projeksiyonun yan yana görüntü yansıtmasıyla üretilmiş olan bu sistem, izleyiciye aşırı gerçekçi bir sinema deneyimi vadediyormuş. Fakat bu teknoloji de tutmamış.

Nedeni de sinema endüstrisinin o dönemde böylesine köklü bir değişikliğe gitmeye hazır olmaması filan değil, her gösterimde üç farklı makiniste ihtiyaç duyan bu teknolojiye sinema salonlarının şiddetle karşı çıkması olmuş.

4. Tak-çıkar otomobil

Tak-çıkar otomobil konsepti. Alt kısmı sabit, üst kısmı amacına göre farklı seçeneklerle donatılabilen Capsula, 1982 yılında tasarlanmış. Yani hem aile arabası, hem itfaiye, hem ambulans, hem çekici olarak kullanılabilen bir araç tasarımından bahsediyoruz.

Capsula hiç tutmamış. Çünkü hiçbir firmanın ilgisi cezbetmemiş.

3. Orion Projesi

Orion Projesi olarak bilinen uzay projesi, 60’ların başında ABD’de geliştirilmeye başlanmış. Projenin amacı, uzay gemilerini nükleer patlamalar sayesinde hızlandırmak ve uzak mesafeleri çok kısa sürede alabilmekmiş. Mesela Mars’a yalnızca bir kaç haftada ulaşabilmek gibi

Sonradan bir takım politik engeller ortaya çıkınca, 1964 yılında proje yarım bırakılmış.

2. Concorde

Çoğunuz Concorde efsanesini hatırlıyordur. Efsane, çünkü Concorde yakın sayılabilecek bir zamana ait olmasına rağmen yalnızca seçkin bir kitleye hitap eden bir ulaşım şekliydi. Ses hızını aşabilen (2200 km/s), 100 yolcu kapasitesiyle ve New York - Londra arasını 3 saatten az bir sürede kateden bu karizmatik uçaklar, tarihin tozlu sayfalarına gömüldü.

Neden mi? Uçağın üretiminden bakımına, yakıtından işletmesine inanılmaz maliyetli olması (yalnızca 14 adet üretilmiştir), çevreyi aşırı kirletmesi, çok gürültülü olması, en zengin kitleyi bile bezdiren bilet fiyatları, 2000 yılında gerçekleşen ve 104 kişinin ölümüne sebep olan kazası gibi faktörleri saymak yeterli olacaktır.

1. Devrim

Dünyalara etki eder miydi bilinmez, fakat Devrim’in Türkiye tarihi açısından önemini yadsımak mümkün değil. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in talimatıyla, yalnızca 130 günde geliştirilip üretilen Devrim, 4 silindirli bir aile otomobiliydi. Çağının oval ve keskin çizgilerini aynı anda bünyesinde barındıran bu “yüzde yüz yerli” otomobil, maalesef seri üretime geçmedi. 

Talebin üretim masraflarını karşılamayacağı düşüncesi, seri üretimi mümkün kılacak dökümanların tutulmamış olması ve en önemlisi halkın gözü önünde yolda kalması, Devrim’i başarısızlığa mahkum eden sebepler arasında gösterilir.

Bugün Devrim’i Eskişehir’de, üretildiği yer olan TÜLOMSAŞ’da görmeniz mümkün.

Popüler İçerikler

Onedio Anketine Göre 2024 Yılının En İtici 5 Ünlüsü!
Kasımpaşa’nın 18 Yaşındaki Futbolcusu Yasin Özcan 8 Milyon Euro’ya Aston Villa’ya Transfer Oluyor
İstanbul Boğazı'nın En Pahalı Yalısında Fiyat Güncellemesi: Değeri Tam 120 Milyon Euro
YORUMLAR
11.05.2017

İnsülin ağızdan alınabilecek bir hormon değildir.Kana karışmadan sindirime uğrayıp yapısı bozulduğunda işlevini yerine getiremez.Ya içerikte bilgi yanlışı var ya da insanları kandırmak için yapılmış bir ürün.

11.05.2017

Zaten o yolla da çok büyük bir oranda sindirime girmeden ağızdan, trachea ve alveollerden kana karışıyor. Benzer mekanizma için bkz sublingual tabletler.

11.05.2017

Devrim 130 günde değil, 129 günde yapılmıştır... Belki bir günleri olsaydı seri üretime geçebilirdi...

11.05.2017

Devrim dedin gene ciğerimizi yaktın... Aynı Tülomsaş bir zamanlar bir zamanlar İran'a Irak 'a Suriye'ye lokomotif satardı oda yalan oldu birilerinin Ortadoğu projeleri sayesinde.

TÜM YORUMLARI OKU (14)