İnsanların birbirini dolandırması belli bir coğrafyaya ya da zamana özgü değil. Her an, herhangi bir yerde yaşanabilir, hatta direkt sizi de hedefe koyabilir.
Aman dikkat.
İnsanların birbirini dolandırması belli bir coğrafyaya ya da zamana özgü değil. Her an, herhangi bir yerde yaşanabilir, hatta direkt sizi de hedefe koyabilir.
Aman dikkat.
İngiliz bir firma tarafından üretilen bu bomba dedektörlerinin tanesi 60 bin dolardan satıldı. Hükümet, Irak’ta kullanmak için bu dedektörlerden yüzlerce satın aldı ve toplamda 78 milyon dolarlık masraf yaptı.
Aslında cihaz hiçbir işe yaramıyordu. Patlamaları engellemek bir yana, onlarca insanın ölümüne sebep oldu.
Bir dönem her yerde satılan ve kapış kapış giden bu bileklikler, takan kişiye fiziksel ve psikolojik dirayet verdiği gerçeği üzerinden pazarlanıyordu. Üzerinde naylon bir hologram olan lastikten bir bilekliğin bunu nasıl sağladığı ise merak konusuydu. Süperstar futbolcular ve basketbolcular başta olmak üzere pek çok kişi bu çılgınlığın peşinden gitti. Tabii ki her saçma ve saman alevi şey gibi bir süre sonra geride bırakıldı.
“Şeker gibi ama şeker değil” mottosuyla pazarlanan ürün, 1000 mg’lık paketlerde satılıyor ve besin değeri tablosunda 0 kalori gösterilerek pazarlanıyor. Gerçekte Splenda’ların %95’i şekerden oluşuyor.
Bu da 1000 mg’lık paket başına 3.36 kalori anlamına geliyor. Peki pakette nasıl %0 yazabiliyor? Şöyle: Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin yönetmeliğine göre, servis başına 5 kaloriden az şeker ihtiva eden ürünler 0 kalori olarak paketlenebiliyor. Splenda da bu sebeple 0 kalori olarak pazarlanıyor. Ama 0 kalori değil, 3.36 kalori.
Daha basit bir ifadeyle:
1000 mg şeker: 3.86 kalori
1000 mg Splenda: 3.36 kalori
Kişisel becerilerinize oynasa da, bu makinelerin bununla pek az ilgisi var. Siz “Ben kesin alırım bunu bee” diye atlayıp liralanızı çarçur ededurun, üreticilerinin dahi itiraf ettiği üzere makinelerin mekanizmalarıyla oynanmış durumda. Sadece belli durumlarda oyuncak almanıza izin veriyor.
Termodinamikten bihaber kitleleri avlamak için piyasaya sürülmüş bu maymun kafasının, günde 3 kez cihazını şarj ettiği, ertesi güne kadar da kendi kendini şarj edip başa döndüğü iddia ediliyordu. Yani sınırsız enerji.
İşin tuhafı, cihazın 1200 Euro’ya satılması. Bu da dolandırıcılığın niteliğini ortaya koyuyor.
Sülün Osman’ın Türkiye tarihinin simge dolandırıcısı olduğunu biliyoruz. En büyük rivayetlerden biri de, şehre yeni gelmiş insanlara, sahip olmadığı yerleri ucuzdan satması. Hatta bunlardan biri de bir rivayete göre Boğaziçi Köprüsü’ymüş.
1960’larda bakım masrafları zirve yapınca hükümet tarafından ciddi ciddi sökülme tehlikesi yaşamış Eyfel Kulesi’ndeki fırsatı gören Victor Lustig, atık demir firmalarıyla bir araya gelmiş ve kendini hükümet temsilcisi olarak tanıtmış. Hükümetin kuleyi parçalamak istediği ve en iyi teklifi verene bu işi teslim edeceğini söyleyen adam, bu yolla iki büyük firmayı dolandırmış. Yani her memleketin kendine özgü Sülün Osman’ı olabilir. İnanmak yeterli.
Ucuza sat, kartuş masraflarından müşteriyi bağla üzerinden kurulan bu çakallık zincirine pek çoğunuz aşinadır. Kartuşta kullanılan mürekkep miktarıyla fiyatlarını incelediğimizde, mürekkebin litresinin 6000 doları aştığını görüyoruz. Bu da vurgunun gerçek yüzünü ortaya koyuyor.
Detoks yaptığını iddia eden, kenarında köşesinde detoks yazan her şeyin yalan dolan olduğu gerçeği. Böyle ürünler size detoks yapmaz. En fazla sindiriminizi hızlandırırlar ve bol bol tuvalette vakit geçirirsiniz. Hatta vücudunuzda çok sağlam iki adet detoksçu var. Böbrekleriniz.
Amerika’da bir dönem farklı noktalarda uygulanmış bu dolandırıcılık yönteminde, adamın biri ehliyet sınavına girecek olan heyecanlı insanlara “Bana 50 dolar verirsen sınavdan geçmeni sağlarım. Olur da yapamazsam paranı iade ediyorum.” diyor. Sınav öncesi heyecanıyla insanlar bu teklifi kabul ediyor.
Olayı tahmin etmişsinizdir. Sınavı geçen onlarca insan, bu adam sayesinde sınavı geçtiğini düşünüp parasının peşine düşmüyor. Yine de geçemeyen birkaç insan oluyor ve adam bu insanlara parasını iade ediyor ve özür diliyor. Tabii bu esnada bir dünya hasılat yapmış oluyor.
Nwude, kendini yetkili olarak tanıtıp uluslararası bir bankaya inşaat halindeki iki havalimanının işletmesini 242 milyona satmış. Gerçek 3 yıl sonra fark edilmiş.
Bu “mucizevi” ürün minik damlacıklar içinde satılıyor. Ürüne göre, vücudumuzun gerekli oksijen seviyesinde kalması zor. Bu yüzden yediğiniz içtiğiniz şeylere birer damla Dioxx damlatın ve bu sorun çözülsün.
Tabii Dioxx’un içeriğine baktığımızda, onun yalnızca *su* olduğunu öğreniyorsunuz. Minik bir damlalık içinde, 8 dolara satılan bir su.
Brezilyalı bir rahip, İsa’nın kokusu şeklinde pazarladığı kokuyla epey bir para kırmış. Ne kadara satıldı, kaç kişi aldı bilmiyoruz ama yaşanmış. Gazetelere de yansımış.
Böyle.
12 dolara satılan ürün bir ara Kenya’da yok satmış. İddiasına göre şişeyi herhangi bir tüpe sabitlerseniz, gaz sarfiyatınız %40 oranında azalıyormuş.
En komiği de sonuncu aw :D
10. Türkiyede çok yaygin devlet kurumlarinda tandigii olan birisi seni memur yapariz filan diye 10 bin tl aliyor sonra olmazsa parani iade ederiz diyor böyle en az 100 kişiye diyor bir tanesi kazansa bile adama yetiyor. Çogu ilde bu tarz olaylar duyuluyor.
Çok uzağa gitmeyin hemen yan sütun da var ''19 tl ye Baklava''