İzleyenler de dinleyenler de bilir ki Diego Armando Maradona futbol için tarihin en iyisiydi...
Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te bir gecekondu mahallesinde doğdu Diego.
Düzenli elektriği bile olmayan bu gecekonduda büyüdü.
14 yaşındayken Argentinos Juniors'la ilk profesyonel maçına çıktı. Burada 5 yıl geçirdi, 166 maçta 116 gol atarak...
20 yaşında çocukluk hayali, tuttuğu takım Boca Juniors'a transfer oldu. İlk sezonunda La Bombonera'da şampiyonluk yaşadı.
İlk yurt dışı macerası ise Katalunya'ya oluyor. 1982'de 5 milyon Euro'luk bonservis bedeliyle geldiği Barcelona'da 53 gol atıyor.
Önce hepatit kapıyor, sonra Athletic Bilbaolu Andoni Goikoetxea tarafından sakatlanıyor. İşler Barcelona'da çok istediği gibi gitmiyor yani kısaca.
Dünyanın en pahalı futbolcusu unvanıyla İtalya'nın en yoksul şehirlerinden birine transfer oluyor: Napoli'ye. Ve sadece futbolun değil, spor tarihinin seyri değişiyor.
San Paolo'ya ilk çıkışında sadece Maradona'ya bir 'Hoş geldin' demek için 85 bin kişi stadı dolduruyor.
Maradona, 1984 yılında geldiği Napoli'de 1991 yılına kadar görülmemiş işlere imza attı. İki lig şampiyonluğu, bir UEFA Kupası, bir İtalya Kupası ve bir İtalya Süper Kupası kazandırdı.
O zamandan bu zamana kadar da şehirde 'Arjantinli Mesih' olarak görüldü.
Nasıl bir sevgi olduğunu daha iyi anlatmak için şu olayı da yazalım: 1990 Dünya Kupası'nda ev sahibi İtalya, Arjantin ile karşılaştı. Maç Napoli şehrinde oynandı. O gün stadı dolduran Napolililer İtalya'yı değil Maradona'nın ülkesi Arjantin'i desteklediler.
1991 yılında Maradona, Bari maçının ardından teste girdiğinde kokain kullandığı ortaya çıktı ve 15 ay men cezası aldı.
Mafya ile de yakınlaştığı Napoli'den ayrılmanın vakti gelmişti. Napoli'nin ardından Sevilla ve ülkesinde Newell's Old Boys formaları giydi.
Futbolu ise 1997 yılında çocukluk hayali Boca Juniors'ta bıraktı.
Formasını giydiği takımlarda tüm kulvarlarda 588 maça çıkan Maradona, 312 gol kaydetti.
Ülkesi Arjantin'in 1986'da kazandığı Dünya Kupası'nda da Maradona'nın imzası vardı.
Çeyrek final maçında İngiltere'ye elle attığı gol futbol literatürüne ''Tanrı'nın Eli'' olarak geçti.
Aynı maçta topu 60 metre taşıyıp 5 kişiye çalım atarak attığı gol ise 2002'de FIFA tarafından yapılan oylamada "yüzyılın golü" seçildi.
Maradona, milli takım formasıyla 91 maça çıkarken, 34 gol attı.
Uyuşturucu bağımlılığı yüzünden aldığı bir ceza da 1994 Dünya Kupası'nda ihraç edilmesi oldu.
Kendisini de deyimiyle bu kötü alışkanlığı olmasa çok daha iyi bir futbolcu olacaktı.
Yaptıklarından daha fazlasını yapabilen bir Maradona'ya ise hayaller bile yetmez...
Hatalarıyla, sevaplarıyla iyi ki bu dünyadan bir Armando Diego Maradona geçti...
1990 dünya kupası finalinde kaybedince onunla birlikte ben de ağlamıştım.. futbolu sevmezken onunla ısınmıştım bu spora... harcadı kendini tabii, şüphesiz orası..
O 1986 Meksika dünya kupası..... Bir maçı bizim saatle 22.00 de diğer maçı ise 01.00 de izlemiştik. TV den de olsa Maradona'yı canlı izleyebilmiştik. Üzdü :(
Tanrı elini çekmiş bu dünyadan..
1990 dünya kupası finalinde kaybedince onunla birlikte ben de ağlamıştım.. futbolu sevmezken onunla ısınmıştım bu spora... harcadı kendini tabii, şüphesiz orası..
O 1986 Meksika dünya kupası..... Bir maçı bizim saatle 22.00 de diğer maçı ise 01.00 de izlemiştik. TV den de olsa Maradona'yı canlı izleyebilmiştik. Üzdü :(