Hemşireliğin dünyanın en değerli, aynı zamanda en zor mesleklerinden biri olduğunu bilmeyen yoktur sanıyoruz. Hemşirelik mesleğinin kurucusu Florence Nightingale'in anısına onun doğum günü olan 12 Mayıs, Dünya Hemşireler Günü olarak kutlanıyor. Biz de tüm hemşirelerin Dünya Hemşireler Günü'nü kutluyor, bu önemli mesleğin zorluklarına dikkat çekmek istiyoruz.
Hemşirelik çoğu zaman yan gelip yatabileceğiniz bir meslek değil. Tüm gün koşturmaca, katlar arasında mekik dokuma gerektiriyor ve bu oldukça yorucu.
Pek çok meslek sadece beyin ya da sadece beden gücüyle yapılır. Oysa hemşirelik ikisini aynı anda gerektiriyor ve bu çok zor.
İş sorumluluğu kavramının en geniş olduğu mesleklerden biri kuşkusuz hemşirelik. Aynı anda birbirinden alakasız onlarca iş yapılması gerekebiliyor.
Bir yere çağırılınca gidememek, nöbet çizelgesine bakmadan plan yapamamak insanı zamanla bu tür şeylerden uzaklaştırıyor.
Hastanın nazlı ve hassas olması normal karşılanabilir, ancak bazı hasta yakınlarının saygısız ve 'ben senin patronunum' tavrı sakin insanı çileden çıkarır. Şiddet mevzusuna değinmiyoruz bile.
Bilmişi, endişelisi, hastalık hastası; her gün çok farklı talepleri olan bu insanlarla uğraşmak oldukça yorucu.
Herkesin stresli, mutsuz, öfkeli olduğu bir ortamda yıllarca çalışmanın sonucunda psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkması çok doğal. Hangi insan bunu kaldırabilir ki?
İnsanın üzerine bir yafta yapıştı mı, çıkmıyor. Bir meslek grubuna bağlı her insanın aynı kişisel özelliklere sahip olduğunu düşünmek oldukça saçma tabii. Medya ve popüler kültürün hemşire imajı birçok insanın böyle düşünmesine neden oluyor.
Evet, ne yazık ki hala varlar. Mesleğin zorlukları değil de, insanların bunları zorluk olarak görmemesi asıl can sıkıcı olan.
hemşir diye bir kavram tdk'da bile yok. erkek kadın farketmez mesleğin tanımı hemşiredir. Zira ev arkadaşım da erkek bir hemşire.
tamamdır kararımı verdim veteriner oluyorum.
hemşireler kadar salak bir meslek grubu yok