Güzel bir nehir olmasının yanı sıra ayrıca doğal bir gizemi de var. Kimse nehrin nereden geldiğini bilmiyor. Nehrin kaynağı bilinmese de tatilciler ve dalgıçlar için popüler bir yer.
Donmuş baloncuklar göl donduğunda ortaya çıkıyor ve güzel bir görünüm kazanıyor. Fakat çok tehlikeli olabilir. Çünkü bu baloncuklar havadan değil, 'havayla karıştığında patlayıcı olabilme' özelliği gösteren metandan oluşuyor.
Dünyanın en büyük tuz gölü olarak biliniyor. Yağmurlu geçen mevsimde tuz ince tabaka suyla kaplanıyor ve ayna etkisi yaratıyor.
Gölün rengi her zaman pembe değildir fakat suyun rengi yeşil su yosunu, bakteriler ve yüksek oranda karides yoğunluğunun sonucu olarak değişiyor.
Yeşil Göl kış döneminde kuru oluyor ve yürüyüşçüler için ideal bir ortam oluyor. Fakat yaz döneminde sıcaklığın artmasıyla yakınlardaki dağların tepelerindeki karın erimesiyle gölü dolduruyor.
Sibirya'da yer alan göl soğuk mart ayında turkuaz renginde keskin buz şeklini almasıyla biliniyor.
Mağara 30 milyon yıl önce oluşmuştur. Mağaranın yüzeyinde bulunan ateşböcekleri sadece Yeni Zelanda'da bulunuyor.
1971'de Rus yer bilimi uzmanları doğalgaz araması yaparken tesadüfen buldukları uzun bir kuyudur. Bu kuyudan metan gazı çıktığı için bilim insanları çevreyi korumak için bu kuyuyu ateşe verdiler ve o zamandan beri kuyu sürekli yanmaktadır.
2000 yılında keşfedilen mağara o ana kadar keşfedilen en büyük doğal kristallerle kaplanmıştır.
Sanki birisi bu ağacı boyamış gibi gözükse de, bu ağacın türü dolayısıyla kabuktaki renklendirmeler kendiliğinden oluşuyor. Kabuktaki çizgiler yeşilden başlıyor, yaşına göre mor, kırmızı ve turuncu rengini alıyor.
Dünyanın birçok yerinde kendiliğinden yanmakta olan ateşler bulunsa da, çoğu bilinen doğalgazlar tarafından yanmaya devam ediyor. Şelaleyi çevreleyen taşlar bu gazı üretmiyor. Bilim adamları ateşin hala nasıl yandığı konusunda emin değiller. Ateşin binlerce yıl önce Amerikalı yerli kabileler tarafından yakıldığı düşünülüyor.
Kaindy Gölü'nü özel kılan şey suyun altında kalmış olan orman. Bu orman su yüzünden görünmüyor sadece ağaç parçaları görünüyor fakat suyun altına girildiğinde batık ormanın muhteşem manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Göl 1911 yılında yaşanan büyük bir deprem sonucunda oluşmuştur. Kış aylarında gölün yüzeyi tamamen donuyor.
Kısa süren yağmur sezonu sırasında suya kırmızı rengini veren Macarenia clavigera adı verilen parlak kırmızı bitkilerle kaplanır.
1965'de astronotlar tarafından keşfedilmiştir. Uzaydan bakıldığında gözü andıran yapı, 1965 yılında Gemini 4 astronotları McDivitt ve White tarafından keşfedilmiştir. 'Richat Yapısı' denilen 50 kilometre çapındaki dairesel yapının önceleri meteor taşının düşmesi sonucu oluştuğu düşünülse de coğrafyacılar tarafından jeolojik zamanda su ve rüzgar erozyonundan oluştuğu belirlenmiştir.
35 milyon yıl önce volkan patlamasıyla oluşmuş tepeler renk değiştirmesiyle biliniyor. Deseni havaya, ışığa ve daha birçok özelliğe göre değişiyor.
Katmanlı havuzcuklarda çökelmekte olan kalsiyum karbonat, başlangıçta yumuşak bir jel halindedir. Zaman içinde sertleşmekte ve traverten olmaktadır. Ancak ziyaretçiler tarafından katmanlar üzerinde gezilmesi ve oynanması, henüz yumuşak haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına ve çökelme dengesinin bozulmasına sebep olduğu için koruma altına alınmıştır.
Dalga şiddetli kum fırtınalarından oluşmuştur. Dalga şekli ise rüzgar ve yağmur erozyonuyla oluşmuştur. Ve alana herhangi bir zarar gelmesin diye günde sadece 20 ziyaretçinin bölgede yürümesine izin veriliyor.
Bu kum tepecikleri farklı renkteki kum tabaklarından oluşuyor. Renkler, lavın kil minerallerine dönüşmesiyle oluşuyor.
Kaynak: http://www.buzzfeed.com