Kadınlar oldukları her yeri güzelleştirmiyorlar mı sizce de?
Kaynak: Sevil Çonka
Kadınlar oldukları her yeri güzelleştirmiyorlar mı sizce de?
Kaynak: Sevil Çonka
Ve ilkokulda bir gösteride eğribaş adlı gelin başlığı giyer. Bu giysiye hayran olan Tansuğ'un hayranlığı ömrünün sonuna kadar hem sürer hem de hayatını şekillendirir.
Ayrıca Kemeraltı'nda satılan taş kuklalara Anadolu giysileri diker ve işinde ustalaşmaya devam eder. 20 yaşındayken ünlü ressam Nuri İyem'den aldığı resim dersleri ise hem işinde hem de sanatında kendisine faydalı olur genç kadının.
Bu yazılarından birini yazmak için çıktığı gezilerin birinde Milas'ta aracı bozulur. Tamir için beklerken köy kahvesine giden Tansuğ çocukken başına taktığı 'Eğribaş'ı görür ve satın alır.
Hatta 1968'de Galatasaray Lisesi'nin yanındaki Yapı Kredi binasında Anadolu Kadın Başlıkları adlı ilk sergisini açar. Bu sergi o kadar ilgi toplar ki ünü Türkiye sınırlarını hızla aşar.
“Birçok ödül aldım, folklorda da çok ödül aldım ama en büyük ödül, paraların, 50 kuruşun üstüne geçmemdir benim. Ondan daha büyük ödül olamaz! Çünkü bugüne kadar Dünya tarihinde madeni paraya halktan bir sanatçı ve kadın geçmemiştir.”
Ardından 1975'te Belçika ve Rotterdam, 1976'da Strassburg, 1980'de Roma Üniversitesi, 1985'te de Köln sergisi açılır. Bütün bunlar güzel ama Tansuğ'un kafasında asıl olarak kendi ülkesinde bir müze açma fikri yer tutar.
Devrin bir diğer siyaset insanı Fahrettin Kerim Gökay ile bir öğle yemeğinde durumu konuşan Sabiha Hanım, aldığı cevap karşısında kahrolur, çünkü Gökay yetkililerin şöyle dediğini aktarır: 'Biz bir kadına mı kaldık?' Bunun üzerine ise yazar Şevket Süreyya Aydemir şöyle diyecektir: 'Bu topraklarda deve dikeni yetişiyor, adam yetişmiyor, seni anlamazlar Sabiha Kız.'
2007'de ise yaşanan kötü olay neticesinde koleksiyonunun 430 parçası çalınır. Yazık! Sabiha Hanım bu olay karşısında şöyle isyan eder: “En üzüldüğüm şey koleksiyonumun müzeye dönüştürülmemesi, bu birikimden kimsenin haberdar olmayışı, bu kültürü dünyaya tanıtamamak, sosyolojik ve antropolojik çalışmalara kaynaklık edecek bu hazinenin gün ışığına çıkamayışı… Bundan büyük üzüntü mü olur?”
Türk Halk Bilimi araştırma dalı ödülü, Pertev Naili Boratav Halk Bilimi ödülü, Pen Dünya Kadın Yazarlar Derneği ödülü sahibi olan Sabiha Tansuğ çalışmalarına devam etmekte... Müzenin adresine ve etkinliklere Sabiha Tansuğ Müzesi Twitter adresinden ulaşabilirsiniz.
'Kozak yaylasında bir Türkmen gelini
Baştan ayağa Efes Tanrıçası Artemis gibi
İnançla, felsefeyle donatılır
Yirmi dört parçadan oluşur giysisi
Bunların hepsi kadınlık simgesi
Arkeoloji, etnoloji bu giyimde gizli
Kutupların Tanrıçası benzeri'
paranin uzerine halkdan birinin resmini koymanin derin anlamlari var. para ilk basildigindan beri gucun ve otoritenin temsilidir. yeni bir olusumun devlet oldugunun isareti kendi parasini basmasidir. o bolgedeki ekonomiyi ve ticareti onun kontrol ettigini belgeler. bu yuzden paranin uzerinde gucun sembollerini gorursunuz, imparatorun portresini yada dini figurleri, padisahin tugrasini... her ne kadar alti oyulmaya calisilsada bugun tl nin uzerinde cumhuriyetin kurucusu olarak cumhuriyetin gucunu hala ataturk simgeliyor. paraninin uzerine halkdan birinin resminin konmasi gucun halkda oldugunu gostermektir. 100yildir birde bunu halk anlayabilseymis guzel olacakmis, ayri konu.
Yanlış hatırlamıyorsam dünyada ilk masal derleme işini Grimm kardeşler yapmıştı, bu aynı zamanda Halkbiliminin de başlangıcı sayılır. Bunu ilk duyduğumda "bu tarz ilkler neden bizden çıkmaz ki" diye düşünmüştüm. Sabiha Hanım'ın karşılaştığı tavır neden çıkmadığını tokat gibi yüzüme çarptı. Bizdeki halkbilimi çalışmaları ancak Türkçülük akımının etkisiyle başlayabildi bu arada. Grimm Kardeşlerden yaklaşık 75 yıl kadar sonra.