Dünyada Herkese Yılda 13.500 Dolar Temel Gelir Mümkün mü?

Artık dünyanın en değerli şirketi Nvidia… Nvidia, 2 trilyon dolar değerindeki Microsoft ve Apple ‘ı geçerek 3 trilyon dolar değeri aştı. Akıl almaz bir rakam. Nvidia’yı bu kadar değerli yapan özelliği, yapay zekâ işlemcileri üretmesidir. Bu şirket, ayrıca incelenmeye değer. Ben daha ilginç bir dünya gündemini tartışmak istiyorum: “Evrensel Temel Gelir” (ETG).

Nvidia ile Evrensel Temel Gelir kavramı arasındaki ortak payda, yapay zekâdır.

Önceki hafta, Open AI CEO’su Sam Altman yeni bir bombayı gündeme bıraktı. Ona göre, Chat GPT-7 piyasaya çıktığında, dünya paraya ihtiyaç duymayacak. Daha kötüsü ise, yüz milyonlarca insan da işsiz kalacak. Bunun için de Evrensel Temel Gelir’i yaşama geçirmek gerekiyor. 

Bu kavram, kahve sohbetinde ortaya atılmış bir söylem değil. Üzerinde çok ince düşünülmüş, felsefi temelleri de olan ve dünyanın farklı yerlerinde deneyimlenmiş bir sistem. Hatta Stanford Üniversitesi’nde 2017 yılında Evrensel Temel Gelir Laboratuvarı bile kurulmuş. 

Evrensel Temel Gelir (Vatandaşlık Geliri de deniliyor), bir devletin tüm vatandaşlarına düzenli diğer gelirlerinden ya da servetlerinden bağımsız olarak toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle düzenli bir gelir sağlamasını öneren sosyal güvenlik kuramıdır.

Sam Altman, Evrensel Temel Gelir’i (ETG) Chat GPT-4o’nun (GPT-4 Omni) tanıtımı vesilesiyle gündeme getirdi. Yapay zekâ uygulaması GPT4o versiyonu, insanın duygularını okuyup, yorumlayabilen özelliği ile çok konuşuldu. Yüzünü kameraya tutuyorsun veya fotoğrafını sohbet alanına yükleyince; sevincini, üzüntünü, gerginliğini GPT4o anlıyor ve duygularını paylaşıyor. Bu özelliğin, yapay zekâ uygulamalarında yeni bir aşama olduğu kesin. 

Yapay zekânın bu versiyonu ile isteyen her kişi yapay evcil hayvan edinebilir, yapay sohbet robotu satın alabilir ve beraber gülüp, oynayıp yine beraber ağlayabilir. Kim bilir başka neler çıkacak…

Peki, sonraki versiyonlarında ne olacak? Chat GPT-5 ne vadediyor? Ya önümüzdeki 10 yıl içinde ne gibi dönüşümler yaşanacak? Şu anda, dünyanın pek çok mahfilinde bunlar tartışılıyor. Ama Sam Altman, bir ipucu verdi. Chat GPT-7 çıktığında, dünya milletlerinin paraya ihtiyacı kalmayacak. Bu hangi yılda yaşanacak? Malum, GPT-3 çıkalı daha iki yıl olmadı. GPT-5’in bu yılın ikinci yarısında çıkabileceği bekleniyor. En kötü ihtimalle, 3-4 yıl içinde GPT-7 piyasaya sürülebilir. Böyle bir dünyaya hazır mıyız?

Belki de rakipleri daha hızlı hareket eder. Çin, bu hafta piyasaya sürdüğü ve 2 dakikalık, gerçek nitelikte video üreten yapay zekâ uygulaması Klink’i tanıttı. Klink, batılı yapay zekâ uygulamalarından daha gerçekçi ve kapsamlı görüntüler üretebiliyor. 

Apple da, hafta başında Siri yerine geçecek Apple Intelligence’ı piyasaya sürdü ve yapay zekâlı iOS 18 uygulamasını tanıttı. Etkinlikte Elon Musk da hazır bulundu. Birlikte resim vermelerinden dolayı, Apple ile OpenAI’ın ortaklığı bile konuşulmaya başlandı. Muhtemel ki Google, Amazon ve Elon Musk da karşı hamlelerde bulunacaktır. 

Evet, “insanların paraya ihtiyacı kalmaması” ne demektir? Bir de bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için yılda 13 bin 500 dolar, şahane bir emeklilik maaşı değil mi? Altman, bunu ABD vatandaşları için hesaplamış ama şu anda dünya geneli için düşünülüyor.

Sam Altman’ın yaklaşımı şu: Yapay zekâ şirketleri o kadar güçlü ve zengin olabilir ki, dünyadaki her erkek, kadın ve çocuğa evrensel bir temel gelir sağlayabilirler.

Altman bu görüşünü Chat GPT çıkmadan iki yıl önce yani 2021 yılında kaleme aldığı bir blog yazısında dile getiriyor. O gün, OpenAI bir araştırma laboratuvarı iken bugün 100 milyar dolara yaklaşan bir yapay zekâ devi haline geldi. 

İnsanlara verilecek ETG’in hesabı da şöyle yapılmış: Yapay zekâ teknolojisiyle, 10 trilyon dolar civarında bir katma değer oluşacak, bu ek gelir de bütün insanlara dağıtılacak. Tabii ki bunlar teorik kavramlar ve kurgusal rakamlar ama ciddi şekilde tartışılıyorsa, önemli bir hazırlık var demektir. 

Gerçekten de oluşacak ek gelir 10 trilyon dolar mı olacak? Cell Reports Sustainability dergisinde 7 Haziran'da yayınlanan yeni bir analize göre, tüm dünya nüfusuna düzenli nakit ödeme yapmak, küresel gayri safi yurtiçi hasılayı (GSYİH) yüzde 130 oranında artırma potansiyeline sahiptir. Ancak bu analiz, yapay zekânın oluşturacağı gelir yerine çevreyi kirleten finansmanların daha faydalı kaynaklara aktarılması ve karbon emisyonlarının azalacağı yeni durum varsayımına dayanıyor. 

Araştırma ekibi, 7,7 milyar insandan oluşan tüm dünya nüfusuna temel bir gelir sağlamanın maliyeti 41 trilyon dolar olacaktır. Haliyle, yoksulluk sınırı altındakileri finanse etmekle, gelişmiş ülkelerdeki insanları finanse etmek aynı miktarda olmayacak. Tüm dünya nüfusuna temel gelir vermek, küresel mevcut GSYİH'yı yaklaşık yüzde 130 artırılırsa, sonuçta dünya geliri 163 trilyon dolara çıkabilir. 

Sonuçta önemli bir veri. Bu durum, yapay zekânın oluşturacağı katma değeri de olumlu etkiler mi?

Eskiden miskinler için mekanlar yapılırmış. Doğru mudur bilmem ama vatandaşlık geliri sonrası miskinliğin ve tembelliğin ne olacağı bile tartışılıyor. İlk intibalar olumlu. Bunun için pandemide pek çok ülkede vatandaşlara yapılan ödemeler örnek gösteriliyor. 

Bir de Alaska’daki eskimolara, Hawai’deki bazı yerlilere, Finlandiya’daki işsizlere yapılan ödemeler ve tepkiler inceleniyor. Haliyle Stanford Üniversitesindeki laboratuvar da bunun için var. Hatta Amerikan ordusunda görevli 2 milyon sivil ve askeri personel ile Uber’in 3,5 milyona varan aktif sürücüleri de araştırma konusu oluyor. 

Uber’in çoğu şoförü emeklilerden oluşuyormuş. Demek ki sabit gelire rağmen emekli yan gelip yatmıyor, çalışıyor. Bir de dünya genelindeki milyoner ve milyarderler de örnek gösteriliyor. Her türlü imkanları olmasına rağmen, günde en az 12 saat çalışmaya devam ediyorlar. 

Ben bir iş kadını olarak, olaya iki bakış açısı daha getirmek istiyorum. Bunlardan birincisi, yeni dönemde ortaya çıkacak iş fırsatlarına bakmak gerekiyor. Düşünsenize, 50 - 60 trilyon dolarlık yeni gelir potansiyelinden bahsediliyor. Trilyon dolarlık yeni sektörler, yeni girişimcilerini bekliyor.

Unutmayın, fırsatlar önce isteyenlerin önüne düşer.

Bunu birazdan açacağım. 

Diğer konu ise, acaba bu vatandaşlık gelirlerini vatandaşa dağıtmadan önce sağlık hizmetlerini, eğitim faaliyetlerini, ulaşım imkanlarını ve temel beslenme  ürünlerini (bebeğin sütü, öğrencinin proteini, yaşlının özel besini gibi) ücretsiz olması mümkün değil mi? Bir de vergi yükü azaltılmalıdır. Ayrıca, dünyada hızlı artan enflasyon riskini çözmek için de bu imkanlar kullanılabilir. 

Haliyle, insanların paraya ihtiyaç olmayacaksa, Çin’de uygulanan kredibilite gibi bir sistem mi hayata geçirilecek? Yani herkese verilmesi gereken 13 bin 500 dolarlık bedel bir para değil, kredibilite mi olacak? İyi vatandaş olanların yani kurallara uyanların, spor yapanların, sanatla uğraşanların, sosyal aktivitelere katılanların kredibilitesini artırırken, suçluların ve miskinlerin kredibilitesi azalacak mı? Her biri üzerinde, insan hakları esas olmak üzere, uzunca tartışmak gerekiyor. 

Peki, yapay zekâ gelecekte neleri değiştirecek? Mesela bu yılın sonunda gelmesi beklenen GPT-5’ten neler bekleniyor?

Her yeni nesil model, bir öncekinden katlanarak daha karmaşıktır. Bir çok büyüklük daha fazla bilgi işlem işlemi gerektirirler, bu da çok daha fazla çip ve güç anlamına gelir. Çip, veri merkezi, güç ve finansal sermaye arzı, 4-5 yıllık dönemde en gelişmiş sınır modelleri için bir darboğaz olabilir. Malum, yapay zekâ ile birlikte enerji talebi de konuşulmaya başlandı. Altman, körfez ülkelerine trilyon dolarlık destek turuna çıktı. Yani finansal darboğaz da oluşabilir. Malum ülkeler arasında, çip rekabetinde beklenenin üzerinde sürtüşmeler yaşanıyor. 

Soruyu GPT-5 yerine, önümüzdeki 10 yıl, olarak sorarsak: Amerikan büyük işletmeleri, Amerikan endüstriyel gücünün uzun süredir görünmeyen bir seferberliğine trilyonlarca dolar akıtmaya hazırlanıyor. On yılın sonunda, Amerikan elektrik üretimi yüzde on büyüyecek. Nükleer santraller, güneş enerjisi için tarlalar ve yeni enerji teknolojileri…

2027 yılına kadar okul öncesinden lise öğrencilerine her birinden niteliksel sıçrama beklenmelidir. Çünkü, AGI yani yapay genel zekâ esas olacak. Yapay Zekâ Teknolojisi’nde AGI (Artificial General Intelligence) olarak bilinen konu, insan bilişsel sistemlerinin geniş olduğu, farklı görevleri iyi yapabilen ve daha akıllıca odaklanmak yerine insan aklının genişliğini gerçekten simüle eden geniş bir çeşitlilikteki yapay zekâyı ifade ediyor.

AGI’nin mümkün olması için, yapay zekâ’nın kişisel farkındalığa ve bilince sahip olması gerekir; böylece sorunları çözebilir, çevresine uyum sağlayabilir ve daha geniş bir görev yelpazesi gerçekleştirebilir.

Şimdilik AGI teorik bir kavram ve araştırma hedefi olarak devam ediyor. Ancak gelecekte asıl konuşacağımız alanın bu olduğunu unutmayın. Haliyle, öğrencilerin tamamı önümüzdeki üç yıl içinde AGI ile entegre eğitim ve uygulamalar içinde olmalılar. 

Laboratuvarlar çiçek açacak. Daha önceki bir yazımda, bu yeni dönemi “Buluşlar Çağı” olarak ifade etmiştim. Yapay zekâ teknolojileriyle donatılmış, yeni yüz binlerce laboratuvar kurulacak. Haliyle tahminlerin üzerinde milyonlarca uzmana ihtiyaç duyulacak. 

Emek ve sermayenin yapı değiştirdiği bir dönem yaşanacak. Yeni dönemi bazıları “uzay komünizmi” olarak tanımlarken, bazıları da “yeni kapitalizminin ayak sesleri” olarak yorumluyor. Özgürlükler ve siyasi yapılar tartışmaya açılacak. Hiçbir yapı kendini kolay teslim etmeyeceği için, siyasi kargaşalara hazır olmak gerekiyor. 

Bu arada Sam Altman’ın kişisel olarak, binlerce (evet binlerce) yapay zekâ girişimine yatırım yaptığı belirlendi. Yapay zekâ girişimleri ile Altman, önümüzdeki üç yıl içinde tarihin ilk dolar trilyoneri olursa şaşırmayalım. 

Yapay zekânın oluşturduğu bu çığır açıcı gerçekler yanında “Evrensel Temel Gelir”in ne önemi var ki?

Linkedln

Facebook

X

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
TikTok Fenomenleri Çağla ve Cansu Arasında ‘Erkek’ Kavgası Çıktı: Cansu, Çağla’yı Silahla Vurdu
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: "Kendi İcat Ettiğin Laikliği Bana Dayatıyorsun"