Lübnan'ın başkenti Beyrut, Ömer bin Hattab'ın halifelik döneminde (634-644) Müslümanlar tarafından fethedildi.
O dönemde farklı isimleri olsa da Büyük Ömer Camisi, Bizans döneminden kalma bir kilise üzerine inşa edildi. Fakat kiliseden de önce aynı alanda Roma döneminden bir tapınak bulunuyordu.
Beyrut 1110 yılındaki Haçlı saldırısına kadar Müslüman devletlerin elinde kaldı. Zorlu bir kuşatma sonucunda Haçlı Kralı Baudouin mayıs 1110 tarihinde kenti ele geçirmeyi başardı. Haçlılar, kendi inançları gereği camiyi, Aziz John Baptista ismiyle bir kiliseye dönüştürdü.
Selahattin Eyyubi’nin 1187’de kazandığı Hittin Savaşı ile, Haçlıların kilisesi tekrar cami oldu, fakat bu durum uzun sürmedi. 10 yıl sonra Haçlılar tekrar Beyrut'un kontrolünü ele geçirdi.
1291’de de Müslümanlar Memluk ordusu ile tekrar Beyrut'a geldi ve Aziz John Baptista Kilisesi'ne zarar vermeden camiye dönüştürdü ve caminin adını 'Büyük Ömer Camisi' koydu.
21. yüzyıldayız şuan.
Günümüzde nasıl ki Eski Yunan ve Roma tapınakları ve daha da eski zamanlara ait tapınaklar müze ve ören yeri olarak geziliyorsa, aynı şekilde bir gün gelecek bütün cami ve kiliseler müze olacak. İnsanlar bu yapıları tarihi eser olarak mimari güzellikleriyle tanıyacak ve bugünkü tartışmaları da tarih diye okuyacaklar.
sadece kilise değilde hintlilerin camiden tapınağa çevirdiklerinide yazsalardı . mesela babri mescid vs. ve allahabad gibi isimlerin değiştirilmesi