Öncelikle uyarımızı yapalım, sansasyonel davaları derlediğimiz bu içerikte birçok insan için oldukça rahatsız edici şeyler içeriyor. Lütfen kendi inisiyatifinizle devam edin!
Öncelikle uyarımızı yapalım, sansasyonel davaları derlediğimiz bu içerikte birçok insan için oldukça rahatsız edici şeyler içeriyor. Lütfen kendi inisiyatifinizle devam edin!
TikTok uygulamasında 1990'lara ait davalardaki görüntüleri popüler olan Menendez Kardeşler'in olayı 1989 20 Ağustos Pazar gecesi gerçekleşti. Lyle ve Erik Menendez, Beverly Hills'deki malikânelerinde ebeveynlerini bir tüfekle öldürdüler. O gece eve döndüklerinde Lyle 911'i aradı ve 'Birisi ailemi öldürdü!' diye bağırdı. Polis geldikten sonra, kardeşler onlara Batman filmini seyretmeye gittiklerini ve ardından her yıl düzenlenen 'Leste of LA' festivaline katılmaya karar verdiklerini fakat kardeşlerden birinin kimliğini unutması üzerine eve döndüklerinde anne ve babalarını bu şekilde bulduklarını ifade ettiler. Başlangıçta bu kanlı cinayeti “çete tarzı cinayet” olarak nitelendirdiler ve kardeşlerin babası José'nin iş hayatını incelediler. Fakat cinayetlerden sonraki aylarda polis, kardeşlerin cömert harcamalarını görünce bunun kardeşlerin ebeveynlerinin cinayetleriyle bir ilgisi olabileceğini düşündü. Erik Menendez psikiyatristine cinayeti kardeşiyle kendisinin işlediğini itiraf etti ve tutuklandılar. Duruşma sırasında kardeşler, yıllarca babalarının cinsel ve duygusal istismarına maruz kaldıklarını ve babalarının onları öldüreceği korkusuyla cinayetleri işlediklerini ifade etti. Önce ayrı ayrı yargılandılar, her erkek kardeş için bir jüri vardı. Her iki jüri de çıkmaza girdi ve bu da yanlış yargılamayla sonuçlandı. İkinci duruşmada ise tek jüri tarafından birlikte yargılanarak suçlu bulundular ve sonuç olarak şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
Ailenin babası Xaiver Dupont de Ligonnes soylu bir konttu. Bir anda Dupont de Ligonnes ailesi ve iki köpekleri ortadan kayboldu bu durumu fark eden komşuları polisi arayıp ihbarda bulundular. Evi inceleyen polisler olağan dışı bir durum ile karşılaşmamıştı. Ev terk edilmiş gibi bir havada olsa da 6 kişilik bir aile ve 2 köpeklerinin bir anda evden yok olmaları mümkün değil gibi görünüyordu. Birkaç gün sonra ailenin babası DuPont'an akrabalarına ve arkadaşlarına bir mektup geldi. Mektuba göre, Xaiver'ın kimliği bir uyuşturucu çetesini yok ettiğinde ortaya çıkmıştı, bu yüzden taşınmışlardı. Fakat akrabalar buna inanmadı. Polislerin sık sık eve gelip gitmesi nedeniyle medya olaya inanılmaz ilgi göstermeye başladı. Evin balkonunun alt kısmında bir gariplik fark eden polis memurları, daha sonra bahçedeki çukurları görmüştü. Yapılan incelemeler sonrasındaysa evin annesi Agnes, çocuklar Arthur, Thomas, Anne, Benedict ve evin iki köpeğinin cesetlerini bulundu. Fakat babanın cesedi yoktu ve bu onu baş şüpheli haline getirmişti. Cinayetten 1 hafta sonra Xaiver, sürekli güvenlik kameralarına yansımış olsa da polisler tarafından bir türlü yakalanamadı. Bu dava Netflix'in Unsolved Mysteries isimli programa konu olmuştur.
Zodyak katili, 1960 -1970 yılları arasında faaliyet göstermiş bir seri katildir. Aralık 1968 ve Ekim 1969 yılları arasında Kaliforniya ve San Francisco'da dört erkek ve üç kadının Zodyak katili tarafından öldürüldüğü bilinmektedir. İşlediği cinayetler sonrasında San Francisco Körfez Bölgesi'ndeki yerel gazetelere mektuplar göndermiş, mektuplarda kaç kişiyi öldürdüğünden ve cinayet anından bahsetmiştir. Gönderdiği mektuplarında bazı şifrelere yer vermiş ve bunlardan şimdiye kadar sadece iki tanesinin içerdiği şifreler çözülebilmiştir. Emniyet güçleri tarafından yapılan birçok soruşturmaya rağmen katil hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır. Nisan 2004'te cinayet dosyasını kapatılmış, fakat Mart 2007'de dosya tekrar açılmıştır. Kaliforniya eyaletinde ise dosya 1969'dan bu yana açıktır ve soruşturma hâlen sürdürülmektedir. Katilin kimliği hâlâ bilinmiyor.
Dee Dee Blanchard’ın 1993’te doğan kızı Gypsy Rose’a henüz 3 aylıkken uyku apnesi teşhisi koyulur. Fakat annesi, yakınlarına Gypsy Rose’un bedensel ve zihinsel olarak engelli olduğunu söyler ve kızını yıllarca hasta olduğuna inandırır. Anne kızın mücadelesi yerel gazetelere bile haber olur. Hatta isimleri duyulan anne kıza derneklerden bağış yağıyordu. 2010 yılında, Dee Dee herkese 14 yaşında olduğunu söylemiş olsa da, Gypsy Rose 19 yaşındaydı. Ve hasta olmadığını biliyordu. Gypsy Rose, 2015 yılında internette sabıkası kabarık Nicholas Godejohn ile tanıştı. Birlikte annesinden kurtulma planı yaptılar. Olay gecesi Gypsy Rose, annesi uyurken Nicholas’ı eve aldı. Nicholas, anneyi 17 kez bıçaklayarak öldürdü. Gypsy Rose ve Nicholas evden kaçarak uzaklaştılar. Anneyi kan gölü içinde bulan komşuları, zihinsel engelli kızının kaçırılmış olabileceğini düşündü. Ardından Gypsy Rose ve Nicholas sosyal medyada yaptıkları paylaşım sayesinde yakalandılar. Gypsy 24 yaşında ilk duruşmasına çıktığında onu kimse tanıyamadı. Sağlığına kavuşmuştu. “Hapiste yüzüme hayat geldi, hiç olmadığım kadar özgürleştim” diyen Gypsy Rose 10 yıl hapis cezası aldı. Konusunu bu olaydan alan 'The Act' adlı 8 bölümlük bir dizi yayınlandı.
Conrad Roy, 12 Temmuz 2014'te, arabasındaki su pompasından çıkan karbonmonoksiti soluyarak intihar etti. O zamanlar 17 yaşındaki kız arkadaşı Michelle Carter, Condrad Roy ile olan mesajlarında Condrad'ı intihar etmeye teşvik ettiği nedeniyle suçlu bulundu. Önceden akıl hastalığı geçmişi olup daha önce de intihara teşebbüs etmiş olan Condrad, korktuğu için arabadan çıktı. Ancak Carter ona tekrar arabaya binmesi yönünde mesaj attı. Aynı zamanda Carter'ın arkadaşlarına attığı mesajlardan, Roy'u kurtarmak için herhangi bir girişimde bulunmadığı ortaya çıktı. Bu olay üzerine, I Love You, Now Die (Seni Seviyorum, Şimdi Öl) adında bir belgesel yayınlandı.
Ted Bundy; 1974’ten itibaren iki yıl içinde Amerika Birleşik Devletleri'nin çeşitli yerlerinde çok sayıda genç kadını kaçırmış, tecavüz etmiş ve acımasızca öldürmüştür. Kurbanlarının kesin sayısı bilinmeyen Bundy, 10 yılı aşkın inkâr süreci sonunda 1989'da infaz edilmeden önce, 1974 ve 1978 arasında yedi eyalette işlediği 30 cinayeti itiraf etti fakat araştırmacılar 30'dan fazla cinayet işlediğini düşünüyor. Tarihler 16 Ağustos 1975’i gösterirken, tamamen şans eseri olarak “polisten kaçmaya çalışan” bir sürücü olarak yakalandı. Yakışıklı, zeki ve eğitimli bir avukat olan Ted Bundy’nin bir katil olabileceği, hele ki mesleği avukatlık olan birinin bunları yapabileceği kimsenin aklına gelmiyordu. Bundy, kurbanların ve toplumun güvenini kazanmak için yakışıklı ve karizmatik oluşunu kullandı. Kendi savunmasını üstlenen Ted Bundy’nin ünü, 7 Haziran 1977’deki ‘tavanı delerek’ kaçışı sonrası daha da arttı. 1978'deki son yakalanmasından önce Florida'da saldırılar gerçekleştirdi. Florida cinayetleri için, iki ayrı davada üç ölüm cezası aldı. Bundy, 24 Ocak 1989'da Raiford, Florida'daki Florida Eyalet Hapishanesinde elektrikli sandalyede idam edildi.
Richard Ramirez, Amerikalı bir seri katil, tecavüzcü ve hırsızdır. Los Angeles bölgesinde yaşayanları ve daha sonra San Francisco bölgesi sakinlerini Cecil Hotel'deki çatı katında kalırken öldürdüğü 13 kadınla 1984 ve 1985 yılları arasında Los Angeles’ta terör estirdi. Medya tarafından 'Gece Avcısı' (Night Stalker) lakabı takılmıştır. Satanist olduğunu iddia eden Ramirez, suçlarından hiçbir şekilde pişmanlık duymadı. Ramirez'in on dokuz ölüm cezasını onaylayan yargıç, eylemlerinin 'herhangi bir insan anlayışının ötesinde zulüm, iğrençlik ve ahlaksızlık' sergilediğini belirtti. Ramirez, California'da idamını beklerken lenfoma komplikasyonlarından öldü.
18 yaşındaki Isabella Guzman, Aurora'daki evlerinde annesini acımasızca öldürmesi üzerine tüm dünya basının gündemine oturdu. Özellikle TikTok'ta sansasyon olan Guzman, 2013 yılında gerçekleşen olayda annesini tam 79 kez bıçakladı. Annesini öldürürken üvey babasının görmesi üzerine evden kaçan Guzman, ertesi gün yakalandı. Guzman, mahkeme tarafından akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesiyle hastaneye yatırıldı. Toplum için herhangi bir tehdit barındırmayana kadar akıl hastanesinde tedavi görecek olan Guzman, 2020 yılında tamamen iyileştiğini söyledi. Topluma yeniden katılmaya hazır olduğunu pek çok medya kuruluşu ile paylaşan Guzman, aynı zamanda 'zamanı geriye alabilseydim pek çok şeyi farklı yapardım' tarzında açıklamalarda bulunarak pişmanlığını dile getirdi. Isabella Guzman'ın son duruşması 11 Mart 2021'de yapıldı, fakat hâlâ akıl hastanesinde kalmaya devam ediyor.
1970 yılında, Norveç Buz Vadisi'nde yanarak ölmüş bir kadın bulundu. Tren istasyonunda kadının kişisel eşyaları, kozmetik ürünleri, peruğu ve şifreli notları bulundu. Polis, kadının birden fazla sahte pasaportla Norveç'te birkaç otelde kaldığını tespit etti. Kadının kimliği hiçbir zaman doğrulanmadı, ancak birçok kişi onun Soğuk Savaş ile bağlantılı bir casus olduğuna inanıyor.
İlk olay 1960 yılında, dört gencin Bodom Gölü kıyısında kamp yaptığı sırada gerçekleşti. Göl kıyısında bir çadırda yaşayan dört arkadaştan üçü sabah saatlerinde ölü bulundu. Polis ekipleri olay yerini incelediğinde tüm gençleri çadırın dışında buldu. Yani biri onları uyurken bıçaklamak yerine uyandırmış ve dışarıda bilerek saldırmıştı. Ayrıca, olay yerinde birkaç garip eşya da kayboldu. Örneğin, genç bir adamın motosikletinin anahtarı alındı, ancak motosiklet hâlâ yerindeydi. Bazı giysiler kamptan sadece birkaç kilometre uzakta bulundu. Kapsamlı araştırmalara rağmen failin kimliği hiçbir zaman tespit edilemedi ve yıllar içinde katilin kimliği hakkında çeşitli teoriler ortaya atıldı. Gustafson, 2004 yılında beklenmedik bir şekilde cinayet şüphesiyle tutuklandı, ancak ertesi yıl suçsuz bulunduğu nedeniyle beraat etti.
Henüz 16 yaşındayken Amerika Birleşik Devletleri'nde öldürülen Skylar Neese, iki yakın kız arkadaşı Rachel Shoaf ve Sheila Eddy tarafından bıçaklanarak öldürüldü. 3 Ocak 2013'te Rachel, yetkililere kendisinin ve Sheila'nın, 2012 yılında işlenen korkunç cinayeti planlayıp gerçekleştirdiklerini söyledi. Rachel, 1 Mayıs 2013'te ikinci derece cinayetten suçlu bulundu ve 10 yıl sonra şartlı tahliye ile 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sheila 24 Ocak 2014'te birinci derece cinayetten suçlu bulundu ve on beş yıl sonra şartlı tahliye ile ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Ölümlere ve seri katillere ev sahipliği yapmasıyla tanınan Los Angeles'taki Cecil Otel'de, 2013 yılında 21 yaşında Kanadalı bir turist olan Elisa Lam gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Otelde çalışan bir bakım görevlisi tarafından otelin çatısındaki bir su tankının içinde Lam'in cesedi bulunur. Ölmeden önceki asansördeki görüntüleri tüm dünyada ilgi uyandırır. Olay faili meçhul olarak kalmıştır.
2018 yılında 38 yaşındaki Shanan Watts ve iki küçük kızı Kolorado’da kayboldu. ABD, Christopher Lee Watts, hamile karısını Rzucek née Shanann Cathryn Watts'ı boğarak öldürdüğünü ve daha sonra kızları, dört yaşındaki Bella ve üç yaşındaki Celeste'yi başlarına bir battaniye örterek öldürdüğünü itiraf etti. 6 Kasım 2018 tarihinde Chris, suçunu itiraf ettiği için idam cezasından kurtuldu. Şartlı tahliye imkânı olmaksızın beş, üçü arka arkaya olmak üzere beş müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Chris, ayrılık konuşmasının ardından eşini ve kızlarını öldürdüğünü söyledi. Vahşice işlenen bu cinayetlerin detaylarının ortaya çıkmasıyla birlikte ailenin hikâyesi dünya çapında manşetlere taşındı. American Murder: The Family Next Door isimli Watts ailesi olayını anlatan belgesel filminde, sosyal medya gönderileri, mesajlar, resmî kayıtlar, daha önce yayınlanmamış videoları içeren arşiv yaşanan olayları gözler önüne seriyor.