Klasik müziğe olan sevgisi ile müzisyen kariyeri hayalleri kuran besteci Atina Konservatuarı’nda ders almıştı. Ancak dünyadaki ve Yunanistan’daki siyasi gelişmelerden o da etkilenmişti.
Theodorakis, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazilere karşı direniş saflarında yer almış ve bunu takiben 1946-1949 yılları arasındaki iç savaş sırasında ise solcu Ulusal Kurtuluş Cephesi ile birlikte mücadele vermiş, rejim karşıtı olarak defalarca tutuklanmış ve işkenceye maruz kalmıştı. Askeri cuntaya karşı da direnen Theodorakis, bu nedenle de tutuklanmış ve işkence görmüştü. Uluslararası dayanışma kampanyasının yarattığı baskı sonucu 1970 yılında cezaevinden tahliye edilen ve ülkeyi terk etmesine izin verilen besteci, 1974 yılına kadar Paris’te yaşamıştı.
1967’den itibaren Yunanistan’da müziği yasaklanan Theodorakis’i dinleyenler cezaya çarptırılıyordu. Ancak bu durum Theodorakis’in dünyayı dolaşarak binlerce konser vermesine engel olmadı. Bütün konserlerinde diktatörlüğü eleştiren besteci, ülkesindeki askeri cuntaya karşı direnişe de destek topluyordu.
1974’te askeri cunta yönetiminin sona ermesi sonucu ülkesine döndü ve bir kahraman ve özgürlük temsilcisi olarak karşılandı.
"Dakrysmena Matia" isimli meşhur parçanın sahibidir kendileri.