Okültizm, Orta Çağ, Rönesans ve Aydınlanma Çağı boyunca pek çok insanın ilgisini çekmiş, mistik ve metafizik olana ulaşmayı amaçlayan bir pratiktir. Okültizme olan ilgi bugün de sona ermiş değildir ve aralarında ünlü insanların da bulunduğu pek çok isim hâlen bilinmez olanın peşinden gitmektedir. İşte dünya tarihine ismini kazımış 10 gizemli okültist:
Libyalı Apsethus, her şeyden önce bir Tanrı olmayı istiyordu. Bunun için yakaladığı papağanları kafeslere kapatan Apsethus, onlara tek bir cümle öğretti: 'Apsethus bir Tanrı'dır.' Daha sonra papağanları tekrar salan Apsethus, papağanların yüce şahsiyetini insanlığa yaymasını bekledi. Papağanların feryatlarını duyan insanlar gerçekten de bu söze inandılar ve Apsethus'a tapınmaya, onun için kurbanlar adamaya başladılar. Zamanla Apsethus'un yaptığı numarayı anlamaya başlayan halk ise, adama hiç nazik davranmadı ve yakarak idam etti.
Kral Midas, Kimmerler tarafından tahttan indirildikten sonra intihar etti ve farklı bölgelerde bulunan liderler kendi krallıklarını kurdular. Bu liderlerden bir tanesi de, Lidya'da hüküm süren Kral Giges'ti. Onun hakkında bilinenler tarihçi Herodot'un yazdıkları ve Platon'un onun hakkında yarattığı 'görünmezlik yüzüğü' hikayesinden ibarettir. İşin bilinen kısmı ise, Giges'in bir okültist olduğudur ve kehanetlerini duymak için Delfi kahinine gittiğidir.
Bir büyücü olan Simon, kutsal ruhun gücünü satın almak istediği için kilise babaları tarafından afaroz edilen bir adamdı. Yaşadığı zaman boyunca büyüye ilgi duyan ve isminin sonuna bu sebeple büyücü anlamına gelen 'Magus' kelimesini alan Simon, birlikte yaşadığı Helena isimli kadını ve Menander isimli öğrencisini ölümsüz olduğuna inandırmıştı.
Bir simyacı olarak ismini ezoterik geleneğe yazdıran Magnus, serbest formdaki arseniği sentezleyen ve bazı elementleri bulan ilk isim olarak bilinmektedir. Magnus bazı metallerin, örneğin kurşunun altına dönüştürülebileceğini düşündü ve 'bilim' üzerine birkaç kitap kaleme aldı. İddialara göre bir felsefe taşına da sahip olan Magnus, bu taşı öldüğünde Aquinas'a bıraktı. Soğuk bir günde karları bile eritebildiği yazılan bu adam, zamanının en güçlü ve saygı duyulan okültistlerindendi.
Gençlik yıllarında bir şövalye olan Gilles De Rais, emekliye ayrıldıktan sonra tüm servetini yazdığı bir piyesin sahnelenmesine ve okültizme yatırmış bir adamdı. Bir kilise papazıyla girdiği tartışma şiddetle sonuçlanınca kilise tarafından araştırılan De Rais'in o güne kadar yüzlerce çocuğu öldürdüğü ortaya çıktı ve adam 26 Ekim 1440 tarihinde idam edildi.
Nicolas Flamel için simya, yalnızca metalleri altına dönüştürmek için kullanılacak bir yöntem değil, aynı zamanda ebedi gerçeği öğrenmek ve bilgeliğe ulaşmak için seçilmesi gerek bir yoldu. Ona göre bu bilgeliği sağlayacak olan ise felsefe taşıydı ve Flamel uzun yıllarını bu taşı aramakla geçirdi. Ardından felsefe taşına ulaşmanın yolunun bir kitaba ulaşmaktan geçtiğini öğrendi ve kitabı satın aldı. Kimilerine göre ise hayatının izleyen yıllarını metalleri altına dönüştürerek ihtiyacı olan insanlara yardım etmekle geçirdi.
1888 yılında İngiltere'de kurulan Altın Şafak Hermetik Cemiyeti'nin bir üyesi olan Dion Fortune, daha sonra kuracağı Inner Light Derneği ile ezoterik ve okült pratikler gerçekleştiren bir kadındı. Ergenlik yıllarından beri bir medyum olan Fortune, iddialara göre Sokrates'in ve Merlin'in ruhlarıyla iletişim kurdu ve kayıp kıta Atlantis ile ilgili görüler elde etti. Fortune, geçireceği bir sinir krizine kadar dönemi üzerinde etkili bir okültist olarak yaşadı.
Bir pagan dini olan Vika ve Neopaganizm'in kurucusu olan Gerald Gardner, bir modern dünya büyücüsü olarak adlandırılmaktadır. Bir nüdist, amatör antropolog, halkbilimci, yazar ve ünlü okültist Aleister Crowley'nin arkadaşı olan Gardner, yaşamı boyunca pek çok ezoterik ve okült geleneğin takipçisi oldu. Yaşadığı dönemde medya tarafından 'İngiltere'nin baş büyücüsü' olarak anıldı ve özellikle genç kadın ve erkekleri hedef alan Vika ve Neopaganizm'i yaymaya çalıştı.
H.R. Giger, yaptığı biyomekanik ve sürreal tablolarla, illüstrasyonlarla, heykellerle ve mobilya tasarımlarıyla tanınan bir ressamdı. Aynı zamanda bir tarot kartı dizisinin görsellerini çizen Giger, yaşamı boyunca ünlü okültist Eliphas Levi'nin ve Aleister Crowley'nin çalışmalarını ve öğretilerini takip etti.
İçeriğimizin hala hayatta olan tek ismi Alan Moore. 'V for Vendetta', 'Watchmen' ve 'From Hell' gibi daha sonradan Hollywood tarafından film haline getirilen pek çok çizgi romanın yazarı olan Moore, kendisini dindar ya da spiritüel bir insan olarak adlandırmayacağını söylüyor ancak aslında okültizme pek de yabancı bir isim değil. Bunun sebebi ise yarattığı işlerde göze çarpan mistik ve okült öğeler. Yazarın biyografisini kaleme alan Lance Parkins, Moore'un günümüzün nâdir okültist ve büyüyle yakın ilişkisi bulunan liderlerinden biri olduğunu belirtiyor.
Herşey son maddeye kadar ne kadar da güzeldi...