Uykudan bahseden anne, şimdi doğrudan uykuya, oğlunun uykusuz gözlerini kapatması ve anlaşılmaz sesler çıkarıp uyumasını engelleyen dilini susturması için seslenir.
Gel Uyku, gel Uyku,
Oğlumun olduğu yere gel,
Çabuk (?) oğlumun olduğu yere gel Uyku,
Uykusuz gözlerine uyku ver,
Sürmeli gözlerine elini koy,
Dışarıdaki diline gelince,
Durmayan dilinin uykusunu engellemesine izin verme.
Sonra yine hasta oğluna döner ve Uyku onun kucağını kırmızı buğdayla doldurunca, Şulgi’nin oğlunu iyileştirecek küçük tatlı peynirlerin yanı sıra bahçesinden bol sulu marullar bulacağına söz verir.
O (Uyku)kucağını kırmızı buğdayla dolduracak,
Ben – ben senin için küçük peynir tatlısı yapacağım,
İnsana şifa veren küçük peynirlerden,
İnsana şifa verirler, Ah, efendinin oğlu,
Ah efendi Şulgi’nin oğlu!
Bahçem bol sulu maruldur,
Gakkul marulları iyi yetişmiştir (?),
O marulları yesin efendi.
Yukarıdaki ninni annelerin binlerce sene önce de aynı duyguları taşıdığını gösteriyor.
severiz milletçe ninni dinlemeyi :D