Sanat öyle bir şeydir ki, estetik ve tekniğin ötesine uzanır ve dünyayı etkileyebilir hatta değiştirebilir. Derlediğimiz sanatçılar var olana meydan okuyup yenilikçi ve bambaşka bir şey yarattılar.
İşte o sanatçılar ve dünyayı değiştiren sanat eserleri!
Picasso'nun 1937 tarihli Guernica'sı, kübist stilinde politik bir protesto eseridir. Adolf Hitler’in silahlı kuvvetlerinin gerçekleştirdiği ve Franco hükümetinin tasdik ettiği saldırıyı anlatan tablo, tarihin neredeyse en önemli isyan tablosu olarak bilinir. Kötülük için değiştirilen dünyayı ve geri alınamayan bir masumiyeti yansıtan tablo insanlığı değiştirebilir nitelikte.
Leonardo da Vinci’nin 1503 tarihli bu baş yapıtının ünlü olmasının nedeni, yaratılan portrelere meydan okuması ve sanat içindeki kompozisyonu değiştirmesidir. Şu an ‘Mona Lisa’ dünyada en çok ziyaret edilen ve bilinen sanat eseridir.
Pop art sanatçılığına liderlik eden Andy Warhol 1962 tarihli eseri ile sıradan nesnelerle yaratılabilecek sanat fikrini bizlere tanıttı. Campbell’in Çorba Konserveleri tarafından piyasaya sürülen 32 çeşit çorba konservesinin resmedildiği tuval, Andy Warhol’a muazzam bir ünü de beraberinde getirdi.
Post-empresyonist öncülerinden olan Vincent Van Gogh, 1989 tarihli Yıldızlı Gece tablosunu bir dönem yattığı akıl hastanesinde çizmiştir. Van Gogh sadece gördüklerini resmetmek yerine, gördüklerinin ona hissettirdiği duyguları resmeder. Hastane odasının camından gördüğü manzarada köy ve kilise kulesi olmamasına rağmen bunu kendi hayal ederek bu tabloya yansıtmıştır.
Henri Matisse ömrünün son altı yılında renkli guaj boyalı kağıtlardan kestiği parçalardan oluşturduğu kompozisyonlarla yarattığı bir teknik geliştirdi. Boyalardan uzaklaşıp, biçim ve algıyı saflaştırma üzerine yaptığı işleri modern sanata büyük bir yön vermiştir. 1953 tarihli bu eseri dışa vurumculuk akımını etkileyen eserlerindendir.
Işık ve gölgenin sihirbazı olarak adlandırılan Claude Monet, değişken ışık ve boya kullanımını tasvir etmesiyle sanat algısını değiştiren kişilerden biridir. Doğayı, zamanı ve hareketi açık seçik bir şekilde ele geçirip yansıtması ile ön plana çıktı. 1906 tarihli Nilüferler tablosu da bunun en güzel örneklerindendir.
Belleğin azmi (eriyen saatler), Salvador Dali’nin en bilinen eserlerinde başta gelir. Dali’nin sıra dışı ve karışık hayal dünyası ile yarattığı 1931 tarihli eseri sürrealizmin en bilinen örneklerindendir. Tabloda resmedilen her bir saat farklı bir zamanı gösterir. Bunun nedeni de Dali’nin dünyasında doğrusal ve düzgün ilerleyen zamanın önemi olmamasıdır. Resmedilen eriyen saatler esasen zamanın anlamsızlığıdır.
Venüs, Yunan mitolojisindeki güzelliğin ve aşkın tanrıçası olan Afrodit’in Roma mitolojisindeki karşılığıdır. Yunan Mitolojisine göre Kronus, babası olan Uranüs’ü hadım eder ve cinsel organını denize atar. Bunun sonucunda deniz döllenmiş olur, Venüs doğar ve bir deniz kabuğu üzerinde yükselir. Botticelli, 1482-1486 yılları arasında yaptığı bu eseri, kendi tarzından ödün vermeyerek gerçek dışı duruş ve biçimlerle resmetmiştir.
1893 tarihli eser Edward Munch’un en ünlü eseridir. Eserin, figürün çığlık atmasından dolayı bu ismi aldığı düşünülse de, dünyadan gelen gizemli bir çığlıktan dolayı bu ismi almıştır Munch’un günlüğüne göre; Yolda iki arkadaşıyla beraber yürürken, güneş kan kırmızısı renginde batmaktadır. Arkadaşları yolda yürümeye devam ederken, Munch oracıkta titreyerek doğanın içinden gelen olağan dışı çığlığı hissetmiştir.
Leonardo Da Vinci, İsa’nın çarmıha gerilmeden önce havarileriyle yediği son akşam yemeğini tasvir ettiği bu eseri, taş üstüne tempera boyası kullanarak kendine özgü bir teknikle yaratmıştır. Birçok sanatçı tarafından tekrar tekrar resmedilen bir eser olmasına rağmen orijinali Milano şehrinin Santa Maria Delle Grazie Manastırı'nın duvarındadır.
Vatikan’daki Sistina Şapeli’nin tavanında olan bu eser Michelangelo’nun en önemli eserlerinden biridir. 1508-1512 yılları arasında yapılmış eser, bordo pelerinin içinde Tanrı’nın etrafını saran melek figürleri ve Tanrı’nın parmak ucuyla Adem’e hayat vermesiyle, ilk insanın (Adem’in) yaratılışını yansıtmaktadır.
Soğuk Savaş’ın sembolü olarak da bilinen Berlin Duvarı, dünyayı değiştiren güçlü resimlerle birlikte sanatçıların bir meydan okuması ve isyanıydı. 1990 yılında duvarın yıkılmasından bu yana, duvarı süsleyen sanatçılar duvarın anlamını bir mücadele, kısıtlama, sıkıntıdan özgürlüğe geçiş ve kendini ifade etme şekline dönüştürdüler.
Ne zaman bir sanat eseri görsem ya da kilise ya da fresk; aklıma hep Seda gelir. Buradan eski kız arkadaşıma selam olsun <3 Umarım mutlusundur. Hep mutlu kal.