DHA'nın aktardığı bilgiye göre, Bursa’da yaşayan hayvansever Banu Baltacı, 5 ay önce sokakta gördüğü yardıma muhtaç köpeği evine alarak ihtiyaçlarını karşıladı.
Daha sonra köpeği veterinere götüren Baltacı, köpeğin ‘gençlik’ hastalığına yakalandığını öğrendi. ‘Bıdık’ ismini koyduğu köpeğin kısa süre içerisinde vücudunun tutmadığını gören Baltacı, köpeğe kendi elleriyle mama yedirerek suyunu içirmeye başladı.
Bıdık’ın hastalığı hakkında bilgiler veren Banu Baltacı, 'Köpeği ilk aldığımda çok güçsüzdü, halsizdi ve hiçbir şey yemiyordu. Bu süreçte serum verip testler yaptırdık. Testlerden sonra gençlik hastalığı olduğunu ve son evreye geldiği ortaya çıktı. Uzun bir süre tedavisi devam etti. Köpeğin böylelikle hayatta kalmasını sağladık ama ne yazık ki böyle felç olarak kaldı. Yemeğini ve suyunu dahi kendi başına içemiyor çünkü boynunu tam tutamıyor. Bıdık, bir ihtiyacı olduğu zaman kesik kesik ağlıyor. Ben yüzüne bakıp ne istediğini anlamaya çalışıyorum. Susadığı zaman daha farklı, tuvaleti geldiği zaman daha farklı sesler çıkartıyor. Artık Bıdık’ı çözdüm, onu anladım' dedi.
Kucağında taşıyamadığı için çözümü bebek arabasında bulduğunu dile getiren Baltacı, 'Felçli, yürüyemiyor diye bir hayvanı eve hapsetmenin bir anlamı yok. Evimizde küçük bir bahçemiz var ama o Bıdık için yeterli değil. Önceden sahiplendiğim köpekleri bu çevrede gezdirmeye çıkarıyorum zaten. Bıdık’ı neden çıkarmayayım ki? Bıdık yürüyemiyor olsa bile toprağa, çimenlere değsin diye düşündüm. Hava alsın, güneş görsün istedim. Kollarımda rahatsızlık olduğu için kucağımda çok fazla taşıyamıyordum. Bu yüzden bebek arabasıyla nasıl olur diye düşündüm ve bir arkadaşıma söyledim. Sonra arkadaşım bana bu bebek arabasını getirdi. Bu şekilde gezmeye, dolaşmaya başladık. Akşamları bu parkta arkadaşlarımızla toplanıyoruz. Bıdık da yanımda oluyor ve bu durumdan dolayı mutlu oluyor. Dışarıya çıkıp gezdirdiğim zaman hava almış oluyor ve daha rahat uyuyor' diye konuştu.
'Bizi görenlerin çoğu ne olduğunu anlayamıyor. Komşularım beni tanıdığını için bana ‘Banu ne oldu?’ diye soruyorlar ama beni tanımayan insanlardan bir kısmı bana bakıp gülüyor. Tanımayanların bir kısmı, ‘Acaba bu kadın deli mi?’ diyorlardı. Yanımdan geçerken bana bunları söyleyen insanları duyduğumda, onlara köpeğin felçli olduğunu söylüyorum. Artık mahalledeki insanlar alıştı bize. Ben Bıdık’ın uzun yıllar yaşayacağından umutluyum. Bu yüzden fizyoterapi hastanesine götürüp muayene ettirmek istiyorum ama maddi durumum buna elverişli değil'
kötülüğün prim yaptığı dünyada iyi insanlara deli derler! sizin gibi delilerin önünde saygıyla eğilirim.
Sizi tek kelimeyle kutluyorum. Gostermis oldugunuz insancil davranisin toplumumuza ornek olmasini dilerim.
Ah keşke hepimiz böyle senin gibi "deli" olsak "sevgi delisi", sana söylenebilecek tek söz umarım ömrün boyunca parmağına iğne bile değmez.