Dünya Sinemasından Ekstrem Kurgu ve Sahneleriyle 21. Yüzyıla Damga Vurmuş 29 Film

21. yüzyılda yayınlanan ve oldukça ilginç, sıradışı yapımlar olmaları nedeniyle adlarından söz ettirmiş, dünya sinemasından birbirinden kaliteli filmleri derledik. Filmlerin tamamında çok ekstrem olan ve herkesin kolay kolay izleyemeyeceği aşırı rahatsız edici sahnelerin bulunduğunu belirtelim. 

Filmlerin sıralaması ise IMDB puanlarına göre, en düşükten en yükseğe doğru.

  • Film özetleri 'sinemalar' ve 'beyazperde' sitelerinden alıntıdır.

29. A Serbian Film / Bir Sırp Filmi (Srdjan Spasojevic, 2010, Sırbistan)

Emekli bir porn film yıldızı olan Milos, ailesiyle 'normal' bir hayat sürdürürken, eski iş arkadaşlarından Lejla bir gün bir teklifle çıkagelir. Milos'un yer almasını istediği 'sanat filmi projesi'nde reddedemeyeceği kadar büyük bir para vardır; fakat öte yandan bu işin arka yüzü ve detayları sır gibi saklanmaktadır...  Srdjan Spasojevic'ın Aleksandar Radivojevic ile beraber senaryosunu kaleme aldığı ve yönetmenliğini üstlendiği film ele aldığı konular açısından oldukça sert ve uslup olarak da hiçbir çekincesi olmayan bir yapım. İzleyen herkesin 'Sakın bunu izlemeyin' dediği, bu nedenle de amacına ulaşıp merak uyandıran bir film olmayı başardığını söyleyebiliriz. (IMDB Puanı: 5,2)

28. The Woman (Lucky McKee, 2011)

Vahşi bir kabilenin geride kalan son üyesi bir kadın, Kuzeydoğu sahilinin yıllardır dolaşmaktadır. Kabilesinin son üyesi polis tarafından öldürülmüştür. Bu kadın, bir şekilde, ülkede başarılı bir avukat olarak isim yapmış olan bir kişiyi ele geçirir yani ona çok yaklaşır. Avukatımız, bu şahsı ortadan kaldırmak değil de uygar hale getirmek üzere bir eğilimde bulunduğunda ciddi bir risk alır. Aldığı bu riskle kendi ailesini, tüm bireyleri ile birlikte ciddi boyutta bir tehlike altına sokmuş olacaktır. (IMDB Puanı: 6,1)

27. Calvaire (The Ordeal) (Fabrice Du Welz, 2004, Belçika)

Kadın kılığına girip şarkı söyleyerek para kazanan Marc Stevens, Noel'de güneyden bir partiden davet alır. Derhal yola çıkan genç adamın arabası yolda arızalanır. Yağmur yağdığı için en yakın hana sığınan genç adamı yaşlı bir adam karşılar. Başlangıçta oldukça yardımsever görünen yaşlı adam, Marc'ı eski karısı Gloria zannetmeye başlayınca işler karışır. (IMDB Puanı: 6,2)

26. Frontière(s) / Sınır(da) (Xavier Gens, 2007, Fransa)

Paris’te tutucu bir adayın başkanlık seçimi neticesi çıkan ayaklanma sırasında, bir grup genç suçlu soygun peşindedir. Çıkan ayaklanmalardan ötürü her tarafta hareket artmış ve hatta alevler yükselmektedir. Bu durumdan faydalanmak odaklı hareket eden bu soyguncular, amaçlarına ulaşırlarsa yurt dışına kaçacaklardır. Ellerine geçen para ile de grubun kadın üyesinin çocuğunu, yanlarına aldırabileceklerdir. İşler planladıkları gibi gitmez. Polisten kaçmaya çalışan bazı çete üyeleri, Lüksemburg sınırı yakınında köhne bir pansiyona saklanırlar. Aslında otel sahipleri, eski bir Nazidir. Yeni dünya düzeni kurmak için, faşist fantezilerini bu kişiler üzerinde gerçeğe dönüştürmek için her şeyi yapmaya hazırdırlar. (IMDB Puanı: 6,3)

25. In My Skin / Derimin Altında (Marina de Van, 2002, Fransa)

Ruh sağlığı pek iyi olmayan bir kadın yanlışlıkla kendisini kestiği bir günün ardından kontrolünü yitirir. Artık hiçbir şey daha fazlasını kesmesi için onu durduramayacaktır. Genç kadın zamanla kendi kendine dayanılmaz acılar çektirmeye başlar. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali'nin Nöbetçi Sinema Bölümü'nde yer alan filmin gösterimi sırasında filmi izlemeye dayanamayan üç izleyicinin ve filmin çevirmeninin bayıldığı söyleniyor. (IMDB Puanı: 6,3)

24. Wolf Creek / Kurt Kapanı (Greg Mclean, 2005, Avustralya)

Film Avustralya’nın terk edilmiş bölgelerinde yaşanan gerçek olaylara dayanmaktadır. Olaylar, üç üniversite arkadaşı olan Liz, Kristy ve Ben’in, tatil için Wolf Creek Ulusal Parkı’ndaki gizemli meteor kraterini görmek üzere parka gitmeleriyle başlar. Geri döndüklerinde arabalarının çalışmadığını görürler. Hiç kimsenin olmadığı bu dev, boş alanda çaresizce kendilerini kurtaracak birilerini beklerler. Hava kararmaya başladığında, oranın yerlisi olan bir adam (Mick) gençleri kamyonuyla kurtarır. Sabah olduğunda, Mick’in, arabalarını tamir etmek ve onların gitmelerine izin vermek gibi bir niyeti olmadığı gerçeği ortaya çıkar. Üç arkadaş bir kaçış yolu ararken, inanılmaz, vahşet dolu gerçekle yüz yüze gelirler. (IMDB Puanı: 6,3)

23. Red White & Blue / Kırmızı, Beyaz ve Mavi (Simon Rumley, 2010, Birleşik Krallık)

Film, önüne gelenle seks yapmayı ve yattığı erkekleri bir daha aramamayı kendine bir intikam ve bir hayat felsefesi haline getirmiş bir kız, rock yıldızı olma hayalinde tembel bir genç, ve bir Irak gazisinin hayatlarının araba kazasından beter bir şekilde birbiriyle çarpışmasını anlatıyor. Irak gazisi rolünde Tomb Raider filmlerinden hatırlayacağımız Noah Taylor harikalar yaratıyor. (IMDB Puanı: 6,4)

22. Kidnapped / Dehşet Evi (Miguel Ángel Vivas, 2010, İspanya)

Üç maskeli adam Madrid'in göbeğindeki bir eve girip bir aileyi rehin alırlar ve korku dolu anlar başlar. (IMDB Puanı: 6,5)

21. The Loved Ones (Sean Byrne, 2009, Avustralya)

Lola mezuniyet gecesine sınıf arkadaşı Brent'i davet eder fakat Brent teklifi reddeder ve kendisini dehşetle dolu bir gecenin içinde bulur. Avusturyalı yönetmen Sean Byrne’nin ilk uzun metraj çalışması olan “The Loved Ones” 2009 yılında Toronto Uluslararası Film Festivalinde “Midnight Madness” bölümünde gösterildi ve People’s Choice Award ödülünü kazandı. (IMDB Puanı: 6,7)

20. Eden Lake / Kan Gölü (James Watkins, 2008, Birleşik Krallık)

Sakin bir göl kenarında huzurlu bir tatil ve romantik bir hafta sonu geçirmek isteyen Jenny ve sevdiceği Steve'in başına gelen şiddet öyküsünün aktarıldığı İngiliz gerilim sinemasının kalburüstü örneklerinden 'Kan Gölü'nü benzeri yapımlardan ayıran en önemli özellik, standart korku gerilim unsurlarının yanı sıra şiddetin sorgulanmasına dair bir kaygı taşımasıdır. Orman içindeki ferah mekanda iyi vakit geçirmek isteyen kahramanlarımızın başına bela olacak olan bir grup genç, bu masum gölü bir kan gölüne çevireceklerdir. Bu huzurlu mekanda birdenbire ortaya çıkan gençler kendilerini bu genç çifte kanıtlamak için güç gösterisine girip şiddet uygulamaya başlayınca, olaylar kendiliğinden gelişir ve kedi- fare kovalamacası vahşete dönüşür. (IMDB Puanı: 6,8)

19. Haute Tension / Yüksek Tansiyon (Alexandre Aja, 2003, Fransa)

Okuldan arkadaş olan Alex ve Marie sınavlarına rahat bir yerde çalışabilmek dinlenmek için Marie'nin ıssız bir yerde olan evine giderler. Gece geç saat varır varmaz yatarlar. Kısa bir süre sonra kapı çalınır ve psikopat bir seri katil içeri dalıp evdekileri öldürmeye başlar. Marie bütün bu olanlara şahit olur ve katil onun odasına bakacağı sırada saklanır. Fakat katil Alex'i bulur ve onu kelepçeler. Marie, Alex'e yardım edeceğine söz verir ve katilden saklanarak hayatlarını kurtarmaya çalışır. Acaba Marie bu zorlu mücadeleden arkadaşıyla sağ kurtulabilecek midir? Acaba her şey göründüğü gibi midir? Şaşırtmacalı, yüksek gerilimi ve yüksek tansiyonuyla, festivaller tarafından ilgi gören bu yapım, gerilim filmi severlerin de yüksek beğenisini topladı. (IMDB Puanı: 6,8)

18. Inside (À l’intérieur) / İçerde (Alexandre Bustillo, Julien Maury, 2007, Fransa)

Hamileliği sırasında geçirdiği trafik kazasında eşini yitiren Sarah henüz kocasının yasını tutmaktadır. Doğumuna bir gün kala kendisini tanıyan gizemli bir kadın ansızın kapısında belirir. Sarah'dan ne istediği belirsiz olan bu kadının ortaya çıkmasıyla kabus dolu anlar başlar. Bu,içerde ağır darbelere yol açacaktır. (IMDB Puanı: 6,9)

17. Taxidermia (György Pálfi, 2006, Macaristan)

Mide bulandırıcı, tiksindirici fakat her anında Gilliam-vari, büyüleyici ve sıradışı bir görsel estetik yakalayan Taxidermia’da bir aileden üç kuşak erkeğin hikâyesine tanık oluyoruz: Büyükbaba, baba ve oğul. 2. Dünya Savaşı sırasında görevli olan büyükbaba, garip fanteziler diyarında yaşar; en büyük arzusu, aşktır. Dev bir cüsseye sahip olan baba, savaş sonrası Sovyet döneminin atletidir; hedefi başarı kazanmak, yarıştığı dal ise hızlı yemek yemektir. Torun, ufak tefek, edilgen bir tahnitçidir; ancak arzusu babasından da büyükbabasında da daha büyüktür: Ölümsüzlük. Kendi bedenini tıpkı bir hayvan postu gibi doldurarak ölümsüz bir sanat eseri yaratma peşindedir. İnsan hayatının uç sınırlarını mercek altına alan Taxidermia’nın üç hikâyesinin de ana ekseninde tüm doğallığıyla insan bedeni yer alıyor; fakat gerçek-dışı arzularla donanmış olarak. (IMDB Puanı: 7,0)

16. Cold Fish (Sion Sono, 2010, Japonya)

Murata ve Shamoto farklı hayatlar yaşayan aile babalarıdır. Shamoto oldukça pasif ve sözü geçmeyen birisi; Murata ise oldukça gelenekçi sert yapılı ve ahlak düşkünüdür. İkisinin yolları günün birinde kesişince Murata kendi özelliklerini Shamoto’ya zorla empoze etmek isteyecek ve bu süreç içerisinde vahşet dolu anlar yaşanacaktır. (IMDB Puanı: 7,1)

15. Gozu (Takashi Miike, 2003, Japonya)

Film bir Yakuza mafyasının üyesi olan Minami’nin başından geçenleri anlatıyor. Minami’nin çok değer verdiği Ozaki son zamanlarda kafayı yemiş ve gördüğü her nesneyi, canlı cansız ayırt etmeksizin yok etmeye çalışmaktadır. Yakuza patronu, Ozaki'nin öldürülme görevini Minami'ye verir. Minami ise Ozaki'yi kaybeder. Olaylar bundan sonra çok daha komik, trajik ve grotesk bir hal alır. (IMDB Puanı: 7,1)

14. Ex Drummer / Eski Davulcu (Koen Mortier, 2007, Belçika)

Engelli müzisyenlerden oluşan bir rock grubu davulcu aramaktadır. Ünlü olmalarına çok az kalmıştır, aradıkları davulcuyu da bulduklarında hızla yükseleceklerdir.Başarılı ve düzenli bir yazar gruba katılmaya karar verir. Davul olayına çok hakim değildir fakat grubun bir parçası olmak istediğini fark eder. Grup toplandıktan sonra çalışmalar başlar. Fakat müzisyenlerin egzantrik tavırları ve başlarına gelen fantastik olaylar müziklerinden çok daha sert ve çarpıcıdır. Belçikalı yönetmen, filmini ülkesinin en sıradışı yazarı olan Herman Brusselmans'ın kitabından uyarladı. Punk'ın 'Gelecek Yok' sloganını örnek alan film izleyiciyi şaşırtmayı başarıyor. 'Geriye saran' sahneler, tavanda yürüyen kahramanlar, sert konserler ve daha bir dolu şey bu 'gürültülü' filmi orijinal yapıyor. (IMDB Puanı: 7,1)

13. Ichi the Killer (Takashi Miike, 2001, Japonya)

Şiddetin bir erdem olarak ve ahlaki çöküntünün ise bir yaşam tarzı olarak benimsendiği dünyaya hoşgeldiniz... Shinjuku'nun yer altı dünyası ve aynı zamanda sadist bir yakuza tetikçisi olan Kakihara'nın şehrinde meydana gelen olaylar nefesinizi kesecek. Kakihara patronunu öldüren kişiyi bulmak üzere durmaksızın yer altı dünyasının altını üstüne getirir.Meydana gelen olayların arkasındaki beyin ise Japon çetelerini birbirine düşürmeyi başarmış olan eski bir polis olan Jiji'den başkası değildir. Elindeki en büyük kozu ise uçurumun eşiğindeki ruhsal bozukluğu had safhada olan bir kaçıktır. Söz konusu deli adam, katil Ichi'den başkası değildir ve katil Ichi ile Kakihara arasında gelişen olaylar kısa sürede caddeleri kan gölüne çevirir. (IMDB Puanı: 7,1)

12. Martyrs / İşkence Odası (Pascal Laugier, 2008, Fransa)

1970’lerin başında, Fransa’dayız. Birkaç ay önce kaybolan 10 yaşındaki küçük kız Lucie yolda başıboş dolaşırken bulunuyor. Vücuduna şiddet uygulanmış fakat hiçbir cinsel taciz izi yok ve kaçırılma nedenleri bir türlü açıklanamıyor. Şokta, kelimelerini kaybetmiş Lucie, bir hastaneye kaldırılıyor ve orada kendi yaşında Anna adında bir kızla arkadaş oluyor. 15 sene sonra… Sıradan bir ailenin kapısı çalar. Evin babası kapıyı açar ve elinde av tüfeğiyle bekleyen Lucie’yi karşısında bulur. İşkencecisini bulduğuna ikna olan Lucie tetiği çeker. (IMDB Puanı: 7,1)

11. Strange Circus (Sion Sono, 2005, Japonya)

Okul müdürü Gozo’nun (Ôguchi Hiroshi) bitmek bilmeyen seks iştahı, karısından sonra kızına da yansır. Henüz 12 yaşındaki Mitsuko’nun (Kuwana Rie-Takahashi Mai) tam da hayatı anlamlandırmaya başladığı yaşta, babası tarafından istismar edilmesi, Mitsuko için tam bir “sonun başlangıcı”. “Sapık” kelimesinin ifade için az kalacağı baba Gozo, anne ile kızının arasını açarken, birbirine adeta düşman kesilen ana-kız olgusu, anlamsız bir tartışmadan sonra annenin kazara ölmesiyle bambaşka bir boyuta geçer. Shion Sono’nun ailesel şiddet ve cinsel istismar konularına eğildiği bu yapımı, izlenmesi zor olmasına rağmen bazı gerçekleri çıplaklıkla ortaya koyuyor. (IMDB Puanı: 7,1)

10. Three…Extremes (2004, Hong Kong)

Film üç ayrı yönetmenin emeği olan üç ayrı bölümden oluşuyor. Bir devam filmi olan Üç Sıra dışı, kötülük yapan insanın özündeki nedenin, sıkıntının ne olduğuna odaklanıyor. İlk bölümde eski bir TV yıldızı olan Quing, kocasının, genç bir başka kadına gitmek üzere olduğunu fark eder ve korkuya kapılarak çare arar. Gençleşmek için sözde sihirli bir mantıdan yer ancak bu davranışının sonucunda korkuları tavan yapar. İkinci bölümde Ryu Ji-Ho, başarılı bir yönetmendir. Bir gün eve geldiğinde filminde oynayan bir figüranın, piyanist karısının parmaklarını kestiğini görür. Piyanonun üzerine yapıştırdığı parmaklar karşılığında da kendisinden, yanında getirdiği çocuğu öldürmesini talep eder. Üçüncü bölüm ise bir yazar olan Kyoko’nun, vaktiyle kaza ile ikiz kardeşinin ölümüne neden oluşunun tükenmeyen vicdan azabına odaklanır. (IMDB Puanı: 7,1)

9. Bedevilled / Cinnet (Chul-soo Jang, 2010, Güney Kore)

Hae-won, 30'lu yaşlarında, hayatını kariyerine adamış bir genç kadındır. Seul'de tek başına yaşayan Hae-won bir cinayete tanıklık eder. İş yaşamında da şansı dönen Hae-won elini nereye atsa hep karmaşık durumların içine düşmektedir. Çalıştığı banka onu zorunlu bir 'tatil'e gönderince, Hae-woe çocukken büyükbabasını ziyarete gittiği Moodo isimli adaya yolculuk yapmaya karar verir. Burada çocukluk arkadaşı Bok-nam ile karşılaşır. Daha önce kendisi ile hep iletişime geçmeye çalışan iyi niyetli Bok-nam'ın  adadaki insanların alay malzemesi olduğunu görünce kısa çaplı bir şok yaşar. Zulüm gören Bok-nam'ın tek istediği adadan kaçabilmektir, bu konuda Hae-won'un yardımını ister. Genç kadın ise hayatının yeterince karmaşık olduğunu düşündüğünden bu duruma karışmak istemez. Adadan Hae-won'un ihmali yüzünden ayrılamayan Bok-nam intikam planları kurmaya başlar. (IMDB Puanı: 7,3)

8. Irreversible (Gaspar Noé, 2002, Fransa)

Paris'te oldukça pis bir arka sokak barı... İçeriden dışarıya çıkan sedyeler, ambulans ışıkları ve yaşanmış kanlı bir gece... Bu gecenin kurbanları, aslında bu gecenin sonunda değil, başındalardır henüz. Hayatın kurgusu, bazen insanın zannettiği gibi ileri doğru değil, geriye doğru akar. Bütün günahlar, birer birer ortaya çıkacaklardır ve insanoğlu kendi pisliğiyle karşı karşıya gelecektir. Modern sinemanın heyecan verici yönetmenlerinden Gaspar Noe'nin oldukça sert tonlarda kotardığı filmi kimi festivallerde seyirciyi şoka uğratmıştı. (IMDB Puanı: 7,4)

7. Funny Games / Ölümcül Oyunlar (Michael Haneke, 1997, Avusturya)

Anne, George ve küçük oğulları Georgie, gözlerden ırak bir göl evine tatil amacıyla gelmişlerdir. Şehir hayatının yorgunluğunu bu tatil sayesinde üstlerinden atmayı hedefleyen aile korkunç bir saldırıyla yüzleşmek üzerdir. Evlerine musallat olan ve nereden geldikleri belli olmayan iki genç, sorunlarından uzaklaşmaya çalışan bu ailenin başına çok daha büyük dertler açacaklardır. Şiddet dolu bir tatil başlamak üzeredir. Kaçış şansı yoktur. Michael Haneke burjuvazi eleştirisine ve olağan şiddete bambaşka ve rahatsız edici bir bakış açısı kazandırdığı filminin 10 yıl sonra Amerikan versiyonunu da çekmiştir. (IMDB Puanı: 7,6)

6. The Skin I Live In / İçinde Yaşadığım Deri (Pedro Almodóvar, 2011, İspanya)

Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir.  Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek neredeyse DR Frankenstein haline gelecektir... Yönetmenin 20 yıl sonra Antonio Banderas'la tekrar bir araya geldiği 'The Skin That I Live In', kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahın saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor. (IMDB Puanı: 7,6)

5. I Saw the Devil (Kim Jee-woon, 2010, Güney Kore)

Zevk için öldüren bir psikopatla bir gizli ajan arasındaki kedi-fare oyununu izleyen bir intikam filmi. Şeytani zekâsıyla dehşetengiz cinayetler işleyen, kurbanları arasında çocuklar bile bulunan seri katil Kyung-chul'u polis bir türlü yakalayamaz. Ancak, emekli bir polisin kızı öldürüldüğünde, kızın nişanlısı, gizli ajan Dae-hoon, katili kendi bulup cezalandırmaya karar verir. İntikamı kanlı olacaktır, bir canavara dönüşse bile. (IMDB Puanı: 7,8)

4. Das Experiment / Deney (Oliver Hirschbiegel, 2001, Almanya)

Deney, bilim adına bir oyun olarak başlar. 20 adam, iki hafta boyunca 4000 Mark para uğruna bir oyun oynarlar. Oyun yapay olarak oluşturulmuş bir hapishanede insanın saldırgan davranışlarının araştırılmasıdır. 8 kişi gardiyan, 12 kişi mahkum olur. Mahkumlardan kurallara uymasını isteyen gardiyanlar bunu sağlamak için şiddet uygulamak dışında her şeyde serbesttir. Oyun oynanmaya başlar ve olaylar karışık boyutlara ulaşır. Hem de çok karışık... (IMDB Puanı: 7,8)

3. The Chaser / Ölümcül Takip (Hong-Jin Na, 2008, Güney Kore)

Eski polis memuru Joong ho, yeni hayatında bir kadın satıcısı olmuş ve paradan başka birşey düşünmemeye başlamıştır. Ofise telefon gelir, kadınlar işe gider, Joong Ho parasını kazanır. Bir süre sonra ona bağlı telekızlar bir bir kaybolmaya başlar ve Joong Ho küplere biner, çünkü kadınlarının kaçırılıp satılmaya başlandığını düşünür. Bu işin izini sürerken, en son işe gönderdiği Mi Jin'in gittiği adamın diğer kaybolan telekızların gittiği adamla aynı adam olduğunu saptar. Ve kovalamaca başlar... (IMDB Puanı: 7,9)

2. Love Exposure / Aşka Maruz (Sion Sono, 2008, Japonya)

Yu Tsunoda ve Yoko pek de alışılmadık koşullar altında karşılaşır. Sonra Yu arkadaşı ile girdiği iddiayı kaybeder ve kadın elbisesi giyip şehre gitmeyi ve gördüğü ilk kadını öpmeyi kabul eder. Yu onlarla şehre gider ve arkadaşları ile bir haydut grubu tarafından çevrildiklerinde Yoko adında genç bir kız ile karşılaşırlar. Yoko haydut çetesini döver ve kadın kılığındaki Yu'ya yardım eder. Sonra Yu Yoko'yu öper ve kaçar. Yu ilk defa bir kıza aşık olur ama Yoko sadece 'Bayan Akrep' diye bildiği kadın elbisesi içindeki kadına aşık olmuştur. Bu arada Yu, 'Zero Church'' denilen tarikat grubunun üyesi Aya Koike tarafından takip edilmektedir. Aya Koike, Yu'nun 'Zero Church' ailesine girmesi için bir plan hazırlar ama önce 'Bayan Akrep' kılığına girip Yoko'dan tekrar yardım isteyecektir. (IMDB Puanı: 8,1)

1. Oldboy / İhtiyar Delikanlı (Chan-wook Park, 2003, Güney Kore)

Karısı ve bebeğiyle mutlu bir hayat süren işadamı Oh Dae-su bir gün evinin önünden kaçırılır. Uyandığında kendini özel yapılmış bir hücrede bulur. Karısının öldürüldüğünü öğrenen Dae-su, 15 yıllık tutsaklığın ardından serbest bırakılır. Oh Dae-su yemin etmiştir. Mutlu hayatını yok eden adamdan intikam alacaktır. Bir Japon lokantasında tanıştığı Mido, intikamını alması için ona yardım sözü verir. Daha sonra ortaya çıkan Evergreen lakaplı bir adam ona 5 gün içinde neden hapsedildiğinin nedenini bulmasını aksi takdirde Mido'yu öldüreceğini söyler. Oh Dae-su, hapsedilmesinin ardındaki gerçeği bulur. Bununla beraber başka bir gerçeği de. (IMDB Puanı: 8,4)

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
01.06.2016

a serbian film and das experiment

02.06.2016

bize böyle gel onedio.siyaseti salla.siyaset her yerde var.

03.06.2016

Bu filmler arasına Mezarına Tüküreceğim de konulabilir

TÜM YORUMLARI OKU (26)