Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kızamık vakalarında dünya genelinde ciddi bir artış trendi olduğunu açıkladı.
Bu yılın ilk üç ayındaki vakaların, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre dört kat arttığının belirtildiğini raporda Kongo, Etiyopya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Madagaskar, Myanmar, Filipinler, Sudan, Tayland ve Ukrayna en riskli ülkeler arasında gösterildi.
DSÖ tarafından hazırlanan raporda, kızamık vakalarının birçok ülkede arttığı ve salgın boyutuna geldiği ifade edildi.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Etiyopya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Madagaskar, Myanmar, Filipinler, Sudan, Tayland ve Ukrayna, kızamık vakalarının en yaygın olduğu ülkeler arasında yer aldı.
Kızamığın son derece şiddetli ve en bulaşıcı hastalıklardan olduğu vurgulanan raporda, 2017 yılında dünya genelinde 110 bin kişinin hayatını kaybettiği ifade edildi.
Rapora göre, dünya çapındaki kızamık vakalarının sayısı bu yılın ilk 3 ayında 170 ülkede 112 bin 163'e ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde kızamık vaka sayısının 163 ülkede 28 bin 124 olduğu anımsatılan raporda, böylelikle kızamık vakalarının 2018'in aynı dönemine göre dört kart arttığı kaydedildi.
Kızamık vakalarında Afrika'da yüzde 700, Amerika kıtasında yüzde 60, Avrupa'da yüzde 300, Doğu Akdeniz'de yüzde yüz, Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik'te de yüzde 40 artış gözlemlendi.
Örgüt tarafından, dünyadaki kızamık vakalarının yalnızca 10'da 1'inin raporlandığı tahmini de paylaşıldı ve normal tablonun çok daha vahim olacağı vurgusu yapıldı.
Ateş, halsizlik, öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık gibi belirtileri olan kızamık kulak enfeksiyonunun, ishalin, zatürrenin ve beyin hasarının yanı sıra ölüme de neden olabiliyor.
Fakir ülkelerdekine bişey denemez ama batı ülkelerinde bunun patlamasının sebebi aşı karşıtı gerizekalılar. Herkes aşılı olduğu için çocukları hasta olmayınca bunun reklamını yaparak aşı yaptırmayanların sayısını arttırdılar. Şimdi uğraşsınlar. Herkesin çocuk yapmaya hakkı olmaması gerektiğinin en önemli örnekleri
asida sunu anlamak gerek, asi bireyi degil, toplumu korur. bu yuzden bireyin tercihi ve ozgurluk meselesi olamaz. bir toplumda asisiz insan sayisi belli bir oranin uzerine ciktiginda salgin hastalik tum toplumu sarip asili asisiz herkezi tehdit edebilcegi sicrama tahtasina sahip olmus olur. keza asili bile olsa toplumdaki herkez mukemmel saglikda ve gucde degil, kanser, yaslilik yada baska nedenden bagisikligi zayif dusmus birinin salgin hastaliga karsi ne kadar direnci olabilir. birilerinin aptalca inadi yuzunden hic kimsenin hayati tehlikeye atilamaz. insan hayatinin tehlikeye girdigi noktada tum ozgurlukler biter.
Aşı yaptirmayanlar düşünsün bize ne. Aşıya erişemeyenler hariç. Hastalık beyne kadar ulaşıp çocukları ölünce de oturup ağlamaya hakları yok.