Koronavirüsün hayatımızın çok farklı alanlarında, çok farklı etkileri oldu. Salgının dijital dünyayı etkilemesi de kaçınılmazdı. Bu süreçte dijitalleşmenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Virüsün, dolaylı olarak, dijitalleşmenin hızına hız kattığını söyleyebiliriz. 2021 ve sonrasında karşımıza sıkça çıkacak olan 10 dijital kavramı biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz?
Artırılmış gerçekliğe örnek olarak Pokemon Go’yu verebiliriz. Akıllı telefonumuzu elimize alıp etrafta bir sürü Pokemon gördüğümüz günleri hepiniz hatırlıyorsunuzdur. Koronavirüs sonrası temasın daha az olacağı bir dünyada yaşayacağımızı düşünürsek; sanat, eğlence sektörü, turizm, pazarlama gibi alanlarda AR teknolojisinin kullanılacağını söylemek mümkün. Böylece hiçbir yere temas etmeden gerekli bilgileri telefonumuzun ekranından görebileceğiz. Örneğin; gittiğimiz bir mağazada ürünle ilgili tüm bilgileri telefonumuzun ekranından okuyabileceğiz.
Binali Yıldırım’ın dediği gibi; “Bulut teknolojisine fazla kafayı yorarsan sıyırırsın, hikmetine fazla şey yapmamak lazım”. Ancak bulut teknolojisi geliştikçe gelişti, hepimizin kullanması zorunlu hale geldi.
Bulut Bilişim; bilgisayarlar ve diğer cihazlar için, istenildiği zaman kullanılabilen
ve kullanıcılar arasında paylaşılan veri kaynakları sağlayan, internet tabanlı
bilişim hizmetlerinin genel adı. Koronavirüs salgını sonrası evden çalışanların
sayısı oldukça arttı ve birçok kurum bu çalışma modelini devam ettirecek gibi. Haliyle, bulut bilişim kavramı gelecekte çok daha fazla hayatımızın içinde olacak diyebiliriz.
Sizce kripto para gelip geçici bir rüzgar mıydı? Her şeyin giderek sanallaşacağı bir gelecekte kripto paranın olmayacağını söylemek mantıksız olur açıkçası.
Koronavirüs salgınından önce bile kripto paraların tekrar değer kazanacağını söyleyen pek çok kişi vardı. 20’li yıllarda gireceğimiz hızlı dijitalleşme çağı kripto paranın kullanımını da dolaylı olarak etkileyebilir. Ancak yine de belirtelim, bu söylediğimiz yatırım tavsiyesi değildir.
Endüstri 4.0 çağı ile birlikte, akıllı fabrikalar yıllardır duyduğumuz bir kavramdı.
Koronavirüs sonrası daha az insanın bir arada olması gerekliliği ve daha az
temas gayreti akıllı fabrikaların gelişimini hızlandıracaktır. Neredeyse hiçbir insana ihtiyaç duymadan, makinelerin kendi aralarında iletişim kurarak, kendi kendilerini yönetebildiği bir üretim sisteminden bahsediyoruz. Maalesef bu gelişme bazı fabrika çalışanlarının işsiz kalmasına sebep olabilir elbet.
Akıllı fabrikalar hayatımıza girer de akıllı evler eksik kalır mı? Buzdolabındaki eksikleri bize söyleyen, evin ısısını günlük hava durumuna göre ayarlayan, evdeki sorunlu cihazlarla ilgili kullanıcıya uyarılarda bulunan, tamamıyla hayat kolaylaştıran evler hayatımıza girecek. Bu tarz kolaylıklar evden çalışırken çok yararlı olabilir.
Akıllı ev ve fabrikaların temelini oluşturacak makinelerin haberleşmesi, 20’li
yıllarda çok daha fazla yerde karşımıza çıkacak ve hayatımızın bir parçası olacak. En temel haliyle; 2 teknolojik aletin birbiri ile insan olmaksızın kablosuz iletişim kurması olarak özetleyebileceğimiz makinelerin haberleşmesi; trafikte, ofislerde, alışveriş merkezlerinde karşımıza çıkacak. Tahmin ettiğiniz üzere, teması oldukça azaltacak.
Evinizdeki, ofisinizdeki, trafikteki akıllı nesnelerin birbiriyle iletişimini ne sağlayacak peki? Bildiniz; Bluetooth 5. Önceki Bluetooth sürümlerinden daha hızlı, batarya dostu ve 200 metrelik bir mesafeye kadar sorunsuz çalışabiliyor. 2021 yılında Bluetooth 5’in günlük hayatımıza daha çok gireceğini söyleyebiliriz.
Akıllı telefonlarda bir süredir kullanılan bu teknoloji; ofislerde, araçlarda, evlerde
de kullanılacak. Evlerimize anahtar yerine yüzümüzü tanıtarak gireceğimiz günler yakın.
Yüz tanıma teknolojisini beğenmediniz mi? Alternatif olarak ses tanıma var.
Evinizdeki akıllı cihazları seslenerek çalıştırdığınız, günlük işlerinizden bazılarını sesinizle halledebildiğiniz bir geleceğe hazır olun.
Yapay zeka kavramını duymayanımız kaldı mı? 20’li yıllarda yaygınlaşacağından şüphemiz yoktu. Ancak dünyadaki gelişmeler sonrası kullanım alanları tahmin ettiğimizden daha çok yaygınlaşabilir. Bir hastanede belli başlı tedavileri hatta ameliyatları yapan robot doktorlara şahit olabiliriz. Koronavirüs salgını sırasında gelişmiş ülkelerde dahi hastanelerin yetersiz kalabildiğini gördük. Yapay zekayı sağlık sektöründe kullanmak için geç bile kaldığımız söylenebilir.
Şüphesiz ki 2021’den itibaren dijitalleşme hızlanacak. Teknoloji, daha az temasta bulunacağımız ve uzaktan birçok işimizi halledeceğimiz şekilde gelişecek. Kimilerine göre bu gelişmelerin olumlu olduğu kadar olumsuz etkileri de var. Ancak geleceğin dijitalleşme etkisinde şekilleneceği, su götürmez bir gerçek.