Dünya’nın En Eski Ormanlarının Günümüzdekilerden Çok Farklı Olduğunu Biliyor muydunuz?

Dünyamızın milyonlarca yıl önceki hâlini hayal ederken filmlerde de gördüğümüz gibi her gün gördüğümüz türdeki ağaçlarla kaplı, yemyeşil bir gezegen düşleriz. Oysa ilk ağaçlar hiç de günümüzdekilere benzemiyor. 385 milyon yıllık bir ağaç kökü sisteminin fosilini inceleyen bilim insanları, dünyanın ilk ormanlarının nasıl görüldüğünü gözler önüne serdi. İlk ormanları ve ağaçları merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

Bilim insanları ilk ormanları modellemek için epey uğraştı.

New York’un kuzeyinde kalan küçük bir kasaba olan Cairo yakınlarındaki bir taş ocağında dünyanın en eski ağaç türevi bitkilerden üçüne ev sahipliği yapmış bir ormanın kalıntılarını yeniden inşa etti. Buradaki üç tür fosillerinden biri, ağaç ‘taklitçisi’ olarak da bilinen klodoksilopsid türüne ait. Klodoksilopsidlerin kimi 10 metre yüksekliğine kadar ulaşabiliyor ve de büyük kereviz saplarına benziyorlardı.

Bu üç tür de görünüm olarak birbirlerinden farklıydı.

İkinci türümüz olan arkeopteriks, çam ağacına benzerken normal yaprakları yerine daha kıllı, eğreltiotununkine benzer yapraklara sahipti. Uzun süre önce gezegenimizin yüzeyini kaplayan üçüncü türümüze ise eospermatopteris deniyor. Görünüş olarak palmiye ağacına benzeyen bu tür, bombeli bir gövdeye ve eğreltiotununkilere benzeyen dallarıyla ön plana çıkıyordu.

Bu ormandaki ağaçlar iç içe konumlanmamıştı.

Cairo’daki araştırma alanındaki yedi paralel kesit, bu ağaçların oldukça yaşlı ve büyük olduğunun düşünülmesine yol açtı. Dolayısıyla bu ağaçlar, bir arada ve iç içe olmak yerine, bulundukları taşkın sahasında suyun yükselip alçalmasına da uygun olacak biçimde seyrek ve dağılmış bir şekilde konumlanmıştı.

Bir zamanların Cairo Ormanı pek çok türde bitki ve ağaca ev sahipliği yapıyordu.

Kurak dönemler de günümüzde olduğu gibi o zamanlar da döngünün bir parçasıydı. Catskill Nehri boyunca uzanan ormanlık alanın, bir zamanlar sadece bataklık ve nehir deltalarında bitebileceğini düşündüğümüz ilkel ağaç benzeri bitkilere da ev sahipliği yaptığını sanıyorduk.

Eospermatopteris türüne ait olan bu uzun bitkilerin dallanmayan sığ kökleri olduğundan muhtemelen daha kurak iklim koşullarında varlıklarını sürdüremediler.

Bu yüzden de Cairo’nun taşkın yataklarında bulunmaları kafaları karıştırdı. Aynı tür New York eyaletinde bulunan bir başka fosil bölgesi olan Gilboa’da da karşımıza çıkmıştı. Cairo Ormanı, bataklıklarıyla ünlü Gilboa bölgesinden 2 ila 3 milyon yıl daha yaşlı. Çok daha çeşitli bitkilerin yetiştiğini düşündüğümüz bu ormanlık arazinin, bir zamanlar orada bulunan bir suyolunun ve belirli mevsimlerde suyla dolup taşan bir çöküntü havzasının üzerine kurulduğu düşünülüyor.

Ağaçlar ve bitkiler zamanla taşkın koşullarına adapte oldu.

Eospermatopteris türü, 16.000 yıldan uzun süre boyunca bu bölgede gelişimini sürdürdü. Bu süreçte ağacın kökleri hem yarı kurak koşullara hem de su taşkınlarına uyum sağladı. Bölgedeki diğer türler de kuraklık şartlarına adapte oldu. Ancak bu bölgelerde bitmelerinin belirli bir nedeni var. Ağaçlar ve bitkiler tohum yerine sporlarla ürediğinden genlerinin çok daha uzaklara taşınabilmesi için nehir ve su kaynaklarının etraflarına yerleşmeyi tercih ettiler.

Diğer iki türün kalıntıları incelendiğinde çok daha dayanıklı oldukları görüldü.

Arkeopteriks cinsine ait çam ağacı benzeri bitkilerin köklerinin daha derine indiği fark edildi. Odunsu dalları ve fotosentez yapabilen yaprakları, Eospermatopteris türünden daha gelişkin olduklarını gösteriyor. Köklerinin ise 11 metre genişliğe ve 7 metre derinliğe kadar yayılabildiği gözlemlendi. Bu özellikleri sayesinde yüz milyonlarca yıl önce bataklıklardan kopup su seviyesinin yükselip azalabildiği taşkın yataklarında bittikleri düşünülüyordu.

Yeni bulgular ise kurak iklim koşullarını tercih ettiklerini gösteriyor.

Gerçek yaprakları ve derin kökleri olmayan Eospermatopteris türünün bile daha kurak koşullar için bataklıklardan göçtüğü belirlendi. New York Binghamton Üniversitesi’nden evrimsel çevrebilimci Khudadad bu durumla ilgili olarak, “Bu bulgu, en eski ağaçların farklı iklim koşullarında koloniler kurabildiğini ve yayılım alanlarını ıslak ortamla sınırlı bırakmadıklarını gösteriyor. Ağaçlar kurak bölgelere ek olarak Catskill ovasına hâkim olan killi topraklarda da varlıklarını sürdürmüş” diyor.

Fosillerin bir de yanıltıcı bir özelliği bulunuyor.

Milyonlarca yıl önce Cairo ormanının, uzun süren bir taşkın sonucunda ağaçların ölmesiyle yok olduğu düşünülüyor. Ancak taşkından sonra ortaya çıkan tortu, kökleri korumuş olabilir. Nadiren taşkın yataklarında görülen bu duruma daha çok delta ovalarında rastlanıyor. Bitki örtüsünün ve organizmaların korunması için gereken ideal koşullardan ötürü, fosillerin alçak bölgelerde olduğu düşünülmüş ve dolayısıyla da Eospermatopteris türünün morfolojisi gereği delta koşullarıyla sınırlı bir yayılım gösterdiği düşünülmüş olabilir.

Bu içeriklere de göz atabilirsiniz 👇

Jurasik Dönemden Kalma Deniz Mezarlığında Uzaylıya Benzeyen Canlı Türleri Bulundu
Dünya’yı Yanıp Kül Olmaktan Kurtaran ‘Montreal Protokolü’nü Biliyor muydunuz?
NASA Uydularının Bu Zamana Kadar Çektiği Birbirinden Hayranlık Uyandırıcı 10 Kuş Bakışı Fotoğraf

Popüler İçerikler

MHP, TikTok'un Kapatılması İçin Kanun Teklifi Hazırlıyor: "Ahlak Yok Olursa Gelecek Yok Olur"
Arzu Sabancı'nın "A" Harfli Ekmeğini Kesen Çalışanın 1 Mayısını Kutlayarak Hepimizi Güldüren Kullanıcı
Fatih Erbakan'dan Devlet Bahçeli'yi Kızdıracak Sözler: "Dedem Yaşında İnsan"
YORUMLAR
19.09.2021

Bilim harika bir şey.

19.09.2021

Doğa ana harika bir şey…

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ