Geceleri, Güneş'ten gelen ışıkları bize yansıtan ve gezegenimizde harika manzaralar oluşturan uydumuz Ay, biz aslında pek fark etmesek de Dünya için oldukça önemli bir astronomik objedir. Peki Ay, Güneş ışığını bizlere yansıtmasa neler yaşanırdı? Biz de bu yazımızda bu soruyu inceliyoruz.
Gelgitlerin şiddeti dışında Ay'ın hangi evrede olduğunu anlamanın bir yolu olmazdı. Bu dairesel ritim, birçok canlının davranışlarını senkronize etmek için kullandığı çok önemli bir zamanlama sinyalidir. Örneğin, Büyük Set Resifi'ndeki mercanlar, yıllık toplu yumurtlamaları için tetikleyici olarak dolunayı kullanır. Bu, tüm poliplerin yumurtalarının ve spermlerinin aynı anda suda olmasını sağlar ve başarılı döllenme şansını artırır.
Örneğin bir deniz kuşu olan Barau's Petrel, Hint Okyanusu'ndaki Réunion adasındaki üreme alanına hava ve beslenme koşullarına bağlı olarak her yıl farklı bir zamanda gelir, ancak tüm kuşlar her zaman dolunayda orada olur.
Bunun nedeni, Ay doğrudan önden aydınlatıldığında Ay'ın yüzeyindeki kraterler ve çıkıntılar tarafından yaratılan gölgelerin parlaklığı bozamamasıdır.
Güneş ışının %1'inden bile bin kat daha sönük olmasına rağmen, geceleri gökyüzündeki yıldızlardan bin kadar daha parlaktır. Ay ışığının yardımı olmasaydı gece hayvanları, sadece dokunarak veya ekolokasyon yoluyla yön bulabilen hayvanlarla sınırlı kalırdı. İlk memeliler, gezegenin gündüz saatlerinde dinozorların egemen olduğu zamanlarda ortaya çıktılar. Memeli görüşü, Ay ışığında iyi çalışacak şekilde özel olarak evrilmiştir ve hâlâ da öyledir. Geceleri çalışabilme yetenekleri olmasaydı, belki de memeliler hiç evrim geçirmeyeceklerdi!
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!