Yok öyle sırıkla atlamaymış, engelli koşuymuş, körlingmiş, atletizmmiş... Kolaysa bunlarda yensinler bizi bakalım. Haydi hodri meydan!
Yok öyle sırıkla atlamaymış, engelli koşuymuş, körlingmiş, atletizmmiş... Kolaysa bunlarda yensinler bizi bakalım. Haydi hodri meydan!
Geyiği bir kenara bırakıp da ciddi olarak düşünürsek uluslararası alanda en iyi olduğumuz şeylerden birine dublaj sektörünü örnek verebiliriz. Zira Türkiye'de dublaj profesyonel bir meslek kolu hatta bir sanat dalı olarak görülür. Dünyanın bir çok ülkesinde dublaj yabancı dil bilmeyen ve okur yazar olmayan minik bir kitleye hitaben yapılır. O nedenle pek özen gösterilmez. Mesela bir filmde kadın, erkek, çocuk tüm karakterleri tek bir kişi seslendirir, onda da belgesellerdeki gibi orijinal ses arkadan gelir. Bizdeki tamamen keyif amaçlı olduğundan en ufak detaylara bile dikkat edilir. Seslendirme işini genellikle usta tiyatrocular yapmakla birlikte karakterlerin aksanı bile dublaja yansıtılır. Öyle ki bazı filmlerin dublaj versiyonu orijinalinden bile güzeldir. Mesela Buz Devri'ni orijinalinden izlediğimde sıradan bir animasyon filminden farksızdı. Oysa dublajlı versiyonu en iyi filmler listemde ilk 10'dan hiç düşmedi. :D
#15 in sonundaki o üç nokta ...
Aktroll olmak. Yarışmacılar tırrek tırrek yorumlarla en fazla küfürü toplamaya çalışır. En fazla küfrü toplayana jüri büyük en aktrol göt kılı madalyası verilir. Buradan hepsinin a.ına koyduğumu tekrardan belirtmek isterim.