Dünya Ekonomisinde Alarmlar Çalıyor! Türkiye'de de Sinyal Veren Küresel Durgunluğun Eşiğindeyiz

Dünyada artan enflasyonla mücadelede izlenen klasik iktisat yolları faiz artırımını gerektirince, yükselen faizler çarkların arasında çomak soktu. Böylelikle kırılmasa da aşınan dişliler, küresel ekonomiyi tehdit etmeye başladı. Türkiye bu süreçte klasik iktisattan epistemolojik kopuş yaşarken, yine de yavaşlamadan etkileneceğinin sinyallerini veriyor.

Dünyaya geçmeden önce Türkiye'ye bakalım. Geçen yıl ilk etapta ismi üzerinde karar varılamayan sonrasında Türkiye Ekonomi Modeli olarak belirlenen ekonomi politikalarında, ana dayanak (aslında her modelin olmasa olmazı) üretim!

Kısaca model, 'üreterek kazanmaya' yarıyor. Biraz daha uzun anlatırsak, 'üretimi ucuz tutarak sürümden kazanmaya yarıyor' da diyebiliriz. O yüzden ilk etapta Çin'e benzetilen model, TL'deki değer kaybını avantaja çevirmek temeline dayanırken, konjonktürel dalgalanmalara içeride de artan oynaklık eklenince üretimde ucuzluk konseptinin yerini belirsizlik aldı. Faiz indirimleriyle hedeflenen ucuz kredi de belirsizlik engeline takılınca finansman ve yatırım da zora düştü.

Geçen ay Reel Kesim Güven Endeksi'nde görülen durum çok da iç açıcı değildi.

Reel Kesim Güven Endeksi, Güvensizlik Gösterdi! TÜİK Güven Verileri Yükseldi, Sanayide Kapasite Kullanım Arttı

Sonuç olarak modelin öncü hedeflerinden biri olan cari açık da rekor düzeyde artmaya devam ediyor. 👇

Bu Ay da Kapanmadı: Merkez Bankası Ödemeler Dengesi 40,89 Milyar Dolar Cari Açık ile Dengede Değil

İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi iki ay üst üste eşik değerin altında kaldı.

Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi dün açıklanan verilerde, 50 eşik değer olurken, ağustosta 48,8’e gerileyen endeks, Eylül'de de değişmedi. Türk imalat sanayi ihracatçılarının talep ikliminde üst üste ikinci ay ılımlı bir bozulmaya işaret etti. Eylül ayında Türk imalat sektörünün en büyük beş ihracat pazarında üretim azaldı.

Denizcilik Genel Müdürlüğü, Eylül yük istatistiklerinde de Türkiye limanlarında elleçlenen toplam yük miktarı yıllık yüzde 3 gerilerken, toplam ihracat yükü de yüzde 8 oranında geriledi.

İhracatta önemli göstergelerden olan konteyner taşımacılığında ise düşüş çok daha sert yüzde 11 oldu. En büyük kayıp ise yüzde 40’a yakın oranda transit yük tarafında oldu. 

İstatistikleri, Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Başkanı Aydın Erdemir, Dünya'ya değerlendirirken, dış ticaretin kritik sinyaller verdiğine dikkat çekti. Büyüme ivmesinin birkaç aydır terse döndüğünü vurgulayan Erdemir, 'Küresel ekonomideki yavaşlamanın ya da resesyonun etkilerini limanlarda da daha sert hissetmeye başladık” dedi.

UTİKAD: Navlunlar pandemi öncesine döndü ve düşüş devam edecek.

Lojistik sektörünün gündemine oturan ‘navlunlarda ani düşüş’ için UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Denizyolu Çalışma Grubu Başkanı Cihan Özkal, “Yüksek enflasyonun yol açtığı potansiyel bir küresel resesyon zemini navlun fiyatlarını aşağı çekti. Küresel ekonomide olası resesyonun etkisiyle navlun seviyelerinin yılın geri kalanında düşmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Devam eden savaş, artan enflasyon baskısı ve gelişmiş ekonomilerde para politikası sıkılaşması nedeniyle küresel ekonomik büyüme hedeflerinde belirsizlik artıyor' dedi.

"Ülkemizin yoğun ticaret rotalarında global konteyner endeksine paralel bir düşüş yaşandığını yakından takip ediyoruz."

UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Kahraman ise, “Global ticarette bitmiş ürünlerin yüzde 90'ı konteyner gemileri ile taşınıyor. Dolayısıyla konteyner navlunları, global ekonomi için öncü göstergelerden biri olarak kabul edilebilir. Dolaşımdaki yükün azalması, navlunların sert bir şekilde düşmesi ve bunun bir süreklilik arz etmesi küresel bir daralmanın habercisi olarak nitelendirilebilir. Ülkemizin yoğun ticaret rotalarına bakarsak; Uzakdoğu ithalat, Akdeniz ve Ortadoğu ihracat navlunlarında global konteyner endeksine paralel bir düşüş yaşandığını da yakından takip ediyoruz' şeklinde değerlendirdi.

Piyasaların ana gündeminde yer alan toplantılardan olan IMF ve Dünya Bankası'nın Yıllık Toplantıları ABD Washington'da başlarken, başkanlardan dünya ekonomisine ilişkin kritik değerlendirmeler geldi.

Dünya Bankası Başkanı Malpass, gelecek yıl dünya için bir resesyon riskine ve tehlikesine dikkat çekerken, birçok gelişmekte olan ülkenin para birimlerindeki değer kaybının borç seviyeleri için de yükü ağırlaştırdığına vurgu yaparak faiz oranlarındaki artışın da bunu ağırlaştırdığını belirtti. 

IMF Başkanı Kristalina Georgieva ise resesyon riskine dair, aynı fikirleri iletirken, dünya ekonomisinde yaklaşık üçte bir oranında 2022 ve 2023'te en az iki çeyrek negatif büyüme görüleceğinin hesaplandığını 2026'ya kadar da 4 trilyon dolara yakın kayıp beklendiğini belirtti. Özellikle Euro Bölgesi, Çin ve ABD ekonomilerindeki yavaşlamaya dikkat çeken Georgieva, Avrupa'da doğal gaz, Çin'de salgın tedbirleri ve konut sektörü, ABD'de de güçlü iş gücü piyasasına karşın artan faiz oranlarına işaret etti.

Fitch Ratings, İngiltere ekonomisine dair yayımladığı raporda, uyarıda bulundu.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, İngiltere Merkez Bankası BoE'nin faiz oranlarında hızlı artış yapması ve finansal piyasalarda görülen oynaklıkla ülkede derin bir resesyon uyarısında bulundu. Finansal piyasalardaki oynaklık ve hızla artan faizler nedeniyle 2023 yılı büyüme tahmini düşürülürken, enerji krizi ve Euro Bölgesi'nde de daralmanın etkisiyle 2022'nin 4. çeyreğinden itibaren resesyona girileceğini öngördü.

JPMorgan CEO'su Dimon, ABD ekonomisinin 6-9 ay içinde resesyona girmesini bekliyor.

JPMorgan CEO'su Jamie Dimon, ABD ekonomisinin ve küresel ekonominin gelecek yılın ortasına kadar bir resesyona girebileceklerini söyledi. 

CNBC'ye konuşan Dimon, hızla yükselen enflasyon, büyük faiz artırımları, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve Fed'in parasal sıkılaştırmasının bilinmeyen etkilerinin potansiyel bir resesyonun göstergeleri arasında olduğunu vurguladı. 

Dimon, 'Bunlar, ABD ve dünya ekonomini resesyona itecek çok, çok ciddi şeyler. Avrupa hali hazırda resesyonda ve ABD'nin şu andan 6-9 ay sonra bir çeşit resesyona girmesi büyük olasılık' diye konuştu. 

S&P 500'ün cari seviyelerinden bir yüzde 20 daha aşağı gelebileceğini de ifade eden Dimon, 'Bu yüzde 20'lik düşüşün ilk yüzde 20'lik düşüşten çok daha acı verici olması muhtemel' dedi.

Alman hükümeti 2023 yılında resesyon bekliyor.

Alman hükümetine yakın kaynaklara göre, hükümet Ülke ekonomisinin 2023 yılında daralmasını, GSYH'nın yüzde 0,4 düşmesini bekliyor.

Kaynaklara göre Alman hükümetinin 2022 yılı için enflasyon tahmini yüzde  8,0 ve doğal gaz fiyatına sınır uygulanması ile birlikte 2023 yılında enflasyonun yüzde 7,0'a gerilemesi bekleniyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir👇

Büyüme Verilerinde Sorun mu Var? Türkiye'nin Büyümesi Neden Alarm Veriyor? Çin de Daralmanın Eşiğinde!
Ekonomilerde Durup Durup Uzaklara Baktıran Resesyon Nedir? Nasıl Etkiler? Ekonomiler Depresyona Girer mi?
Avrupa Bizi Nasıl Kıskanmasın? Türkiye'de Bir Otomobil İçin Avrupa'nın Kaç Katı Vergi Ödüyoruz?
Merkez Bankası Yılbaşından Bu Yana Ne Kadar Dolar Sattı? TL'deki En Büyük Risk ve İkinci Rezerv Vakası!
Erdoğan'ın Açıkladığı Esnafa Düşük Faizli Kredi Paketine Sosyal Medya ve Uzman Yorumları

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
11.10.2022

Bunu en son sizin almanızı gerektiren şey neydi la kasada paramı kalmadı yoksa

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ