İnsanlık olarak yarım asırdan fazla bir süredir evrene kulak misafiri oluyor ve herhangi bir akıllı yaşam belirtisi sunacak olan sinyalleri dinliyoruz. Dünya dışı yaşam çok uzun bir süredir insanlığı en çok heyecanlandıran konulardan biri, dolayısıyla tüm çabamız da bu yönelik.
Acı gerçekse; bugüne kadar henüz bir cevapsız arama bile alamadık.
belkide yanlis seyi ariyoruzdur. hep kendimize benzer endustriyel bir medeniyetin izlerini ariyoruz ama bizim su anki halimiz akilli yasamlarin milyonlarca yillik gelisiminde goz kirpmasi kadar kisa bir an olabilir. nedenine gelirsek, singularity nin esigindegiz. singularity, kendi varligimizi aklimizla tasarlayip gelistirebildigimizde yasanacak zeka patlamasidir. kendimizi yeniden tasarlayip daha zeki hala getirdigmizde, o zeka cok daha ustun tasarimlarin yolunu acacaktir, daha ustun tasarim daha ustun zeka, daha ustun zeka daha ustun tasarim demektir ki, bu dongu buyuk bir zeka patlamasina neden olur. bundan sonrasini kestirmek cok zor. belki kendimizi maddesel dunyadan soyutlayip sanal bir evrende varolacaz, yada organik formadan siyrilip, tamamen elektronik varliklar haline donusecez. ne olacagini tahmin etmek cok guc, milyar yillik medeniyetlerin belkide bir kac bin yillik safhalarini aradigimiz icin hic bir sey bulamiyor olabiliriz
feyk kaçırmaz bunu
Evren bizim algımızın çok,çok üstünde bir büyüklüğe sahip ve biz evrenin kapısından yeni girdik insanlığın tek kurtuluşu başka gezegenlere sıçrama yapabilmesine bağlı dünyaya sıkışıp kalırsak büyük bir ihtimalle kendimizi yok ederiz.