Türkiye'de enflasyonun yüzde 60'ın üzerine çıkmasının ardından uluslararası yatırım bankaları tahminlerini yukarı yönlü revize ettiler.
Yurt içindeki kurumların raporlarında da yükseliş beklentisinin sürdüğü görüldü.
Türkiye'de enflasyonun yüzde 60'ın üzerine çıkmasının ardından uluslararası yatırım bankaları tahminlerini yukarı yönlü revize ettiler.
Yurt içindeki kurumların raporlarında da yükseliş beklentisinin sürdüğü görüldü.
Goldman Sachs, enflasyonun bu yılın büyük bölümünde yüzde 65'in üzerinde kalmasını beklediğini açıkladı. Kuruluş Mayıs ve Haziran aylarında ise yüzde 67,0 seviyelerinde bir zirve görülebileceğini ifade etti. Goldman daha önce zirvenin yüzde 60'ın hemen üzerinde olacağı, yıl sonunda ise yüzde 45 seviyelerine ineceği tahmininde bulunmuştu.
JPMorgan geçen ay enflasyon tahminini yıl sonu için yüzde 40,2'ye yükseltmişti.
Şekerbank raporuna göre, üretici maliyetlerindeki artışın tüketici enflasyonuna etkilerinin tamamlanmadığı ve maliyetlerin fiyatlar üstünde baskı yaratmaya devam etmesini beklediklerini, ayrıca kur geçişkenliğinin de devam ettiğini gördüklerini belirttiler.
Vakıfbank'ın raporunda ise, Yİ-ÜFE’deki yükselişin devam etmesi ve TÜFE ile arasındaki makasın açılmasının önümüzdeki aylarda enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskının devam edeceğini gösterdiğini, kira artışı ve hizmet fiyatlarındaki güncellemenin gecikmeli görülmesiyle TÜFE üzerinde yukarı yönlü baskının süreceğini belirtti.
İşbank raporunda da jeopolitik gelişmelerin küresel ekonomik aktivite ve enerji fiyatlarının seyrine ilişkin yarattığı belirsizliğin yurt içinde enflasyon beklentilerinde bozulmaya yol açtığının görüldüğünü, son dönemde tütün ürünleri, çeşitli gıda ürünleri ve doğal gazda yapılan fiyat artışlarının da yıllık TÜFE artışına önümüzdeki aylarda da destek vereceğinin düşünüldüğü belirtildi.
Güldem Atabay, Para Analiz'deki 'Bu çukura nasıl düştük nasıl çıkarız' başlıklı değerlendirmesinde, Türkiye’de yaşanan enflasyon fırtınasının dünya ekonomisinde izlenen enflasyon artışından öteye bir durumda olduğunu ve faizsizlik takıntısı ile para politikasının yok edilmesi, TL’nin savrulmaya bırakılması, KKM gibi bir ucube ile Hazine’ye bindirilen aşırı faiz yükü maliyetine katlanarak TL desteklenirmiş gibi yapılmasının esas nedenler olduğunu belirtti.
Petrol fiyatları son günlerde izlenen gerileme kimseyi yanıltmamalı. Başta gıda ile bağlantılı olanlar (buğday gibi) tahıl ve imalat sanayiinde kullanılan metal emtia fiyatları yeniden pandemi dönemi zirvelerini zorlar nitelikte. Çekirdek enflasyonun seviyesi ve üretici fiyatlarında gelinen seviye manşet TÜFE enflasyonun yükselmeye devam edeceğinin garantisi.
TÜİK ne kadar baskılasa da, makyajlasa da sokak, marketler, asgari ücret ve maaş zamları, emekli maaş zammı seviyesi gerçekte çok daha yüksek enflasyonun alım gücünü nasıl erittiğini ve kitleleri yoksullaştırdığını her gün tecrübe edilmesi ile sonuçlanıyor. Enflasyonla mücadele edecek, yükselmesine engel olup düşürme yoluna sokacak doğru politikalar devreye sokulmuyor. Bu da TL’nin giderek kırılgan hale dönmesine ve enflasyonun varacağı seviyenin ucu açık hale dönmesine neden oluyor.