Yaşlı internet kullanıcılarının yanlış bilgilere karşı artan savunmasızlığının ilk ve en bariz açıklaması, yaşlanmanın beyin üzerindeki etkisi. Çok sayıda araştırma, yaşlı Amerikalıları finansal dolandırıcılıklara duyarlı hale getiren faktörlerin (daha düşük dürtü kontrolü, daha yavaş bilişsel işlev, daha yüksek sosyal izolasyon oranları) aynı zamanda onları yanlış bilgilere karşı savunmasız hale getirdiğini gösteriyor. Yaşlılar her anlamda kandırılmaya daha müsait, üstelik araştırmalar şu an boomer kuşağı denen yaşlı kuşağın (1946-1964 arası doğanlar) kendilerinden önceki nesillere oranla bilişsel işlevlerinin daha düşük olduğunu ortaya koyuyor. Genellikle bilişsel işlev 45 yaşından sonra düşmeye başlıyor, yani kimi koşullarda boomer kuşağına mensup olmayan, daha genç yetişkinlerin de tıpkı yaşlılar gibi sahte haberleri bilinçsizce ve inanarak paylaştığını görebiliyoruz. Genç yaşlarda kullanılan alkol, bazı zararlı maddeler ve sağlıksız beslenmenin yaşlılıkta bilişsel eylemleri etkileyebildiği düşünülse de, bu konuda kapsamlı bir çalışma yok.
Atatürk olanda "bu kadar gülecek ne vardı" bir gülme aldı beni .Bence inanmak da istiyoruz . Adam uzaya giden roket paylaşmış üstüne photoshop ile Türk bayrağı yapıştırmışlar . Gizli üstten atılan füze. Böyle 10 namlulu tank paylaşıyor yeni tankımız çok gizli filan. O adam buna inanmak istiyor .Gerçeklerle yüzleşmek belki üzücü gelebilir ondan korkuyor. Cem Yılmaz'ın dediği gibi Hindistan'da millet doğuştan fakir bir dahaki hayatta kralsın diyor adam ona inanmak istiyor.Facebook hesabında genç bir kızın resmi var kendisine yazıyor yakışıklı filan seviyorum seni diye , o adam yalan olduğunu biliyor ama sevgiye aç belki inanmak istiyor. Rus ordusu Berlin'e geldiğinde top sesleri gelmesine rağmen halk inanmak istememiş savaşı kaybettiklerine sadece gerçeklerle yüzleşmek bence üzücü .
Teyzenin biri bana “kola kazanın içine aidsli kan düşmüş, polis ve jandarma biliyor ama bir şey yapamıyormuş “ dediğinden beri hayata bakışım değişti. Ne kadar doğru bir haber bilmiyorum ama 1997 yılında 14 yaşında bir çocuk bir imza kampanyası başlatıyor. Olay “ dihidrojen monoksit” adlı kimyasal metallerin çürümesine neden oluyor. Kanserli hücrelerde en çok bulunan madde yine bu. İnsanların terlemesine sebep oluyor. Ağız yoluyla alındığında kusma ve hatta boğulmanın nedeni olduğunu söylüyor ve ekliyor; bu Amerika’da bütün su kaynaklarında var. Bu tehlikeyi önemseyen insanlar (!) imza kampanyasına katılıyor. Hatta dernek bile kuruluyor. İşin aslı ise yasaklansın dedikleri şey suyun ta kendisi. Sosyal deneyin adı da “ usturuplu yalanlara kanma katsayısı” sonuç birileri destek verdi bende vereyim. Bu tutum bundan sonra Zohnerizm diye anılıyor. Kısaca her boka inanıyoruz. Yeterki destek görsün
Yaş ilerledikçe, yalan haberlere inanan yaşlı sayısı artmayacak. Zira alttan gelenler, haber süzmeyi öğrenerek geliyorlar.