Silivri Cezaevi önünde başlatılan umut nöbetini Mehmet Ali Birand’ın kurucusu olduğu ve Can Dündar’ın da emek verdiği 32. gün ekibi devam ettirdi. Dondurucu soğuğa rağmen cezaevi önüne geldiğini belirten ünlü televizyoncu Ali Kırca da, 32. güne emek verenler olarak burada olduklarını söyledi. Can Dündar’ın da 32. Gün’e emek verenlerden olduğunu ifade eden Kırca, bunun kurumsal bir nöbet olduğunu belirtti. Kırca, şöyle konuştu: “Arkadaşlarımızla birlikte Can’a tabii ki Erdem’e destek ve moral için buradayız. Önce Mete Akyol’a çok teşekkür ediyorum. Ustalık böyle bir şey, üstat olmak böyle bir şey. Can Dündar iyi bir gazetecidir. Ve yaşamı boyunca da iyi bir gazeteci olmaktan başka hiçbir şeyi amaçlamamıştır. İkincisi Can Dündar’ın gazeteciliğinin şahidi olarak buradayız. Hem 32. Gün çatısı altında yaptıkları ve onun ötesinde ben kendi üzerimde söylüyorum. Can’ın benimle birlikte gazeteciliğe televizyonculuğa kattığımız değerler vardır, çabalar vardır, emekler vardır. Geçen 30 yıl boyunca onun gazeteciliğinin tanığı olarak bir anlamda buradayım. O tanıklık meselesini Can’a yazdığım açık mektupta da ifade etmiştim.”
Can Dündar’ın nikah şahidi olduğunu dile getiren Kırca, dolayısıyla hayatının iki önemli dönemecinin tanığı olarak burada olduğunu ifade etti. Kırca, “Onun mutluluğuna tanıklık ettim. O evlilik yoluna çıktığı gün Ankara’da tanığıydım, sonrasında açık oturumlarla başlayan 32. Gün ve diğer gazetecilik ve televizyonculuk macerasının tanığıyım. Dolayısıyla ilk söylediğim cümleyi tanıklıkla pekiştirerek söylemek istiyorum. Son olarak söylemek istediğimde tutuksuz yargılama konusu . İktidarından muhalefetine bu konuda düşüncelerini ifade eden siyasetçiler, hukukçular yargılamanın tutuksuz olduğunu söylerken bizim de arkadaşları olarak onların tutuksuz yargılanmaları için talebimiz vardır, onu burada ifade etmiş oluyoruz. Bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz.”