Düğünlerin olmazsa olmazı bir adet gelin, bir adet damat olduğu gibi bir de mutlaka bulunması gereken dedikodu timidir. Bu insanlar o düğün sırasında bütün işlerini güçlerini bırakıp, stratejik noktalara konuşlanırlar. Ve düğün sahibinin bile bilmediği detaylara hakim olup en yakındaki kişiyle başlarlar dedikodu yapmaya.
Tabii ki bunun tersi de mümkün ama burada önemli olan damadın maliyeci teyzeler tarafından incelemeye tabi tutulması. Napacan teyze? Sana mı faydası var?
Görümcelerin adı çıkmış işte bir kere. Mutlaka erkek kardeşini kıskanıyor, gelinle sürekli yarışıyor zannedilir. Açıkçası çok da yalan değil. Bir görümce, yaptırdığı topuz ile 1000 kişilik düğün salonunda bile fark edilebilir.
Bir düğünün en can alıcı kısmı elbette takı merasimidir. Orası bir hesaplaşma alanı, bir düello meydanıdır. Daha önce kim ne taktıysa aynısı güm diye düğün sahibine akılır. Ancak bundan daha önemli olan şey, kimin ne taktığını detaylı bir araştırma sonucu bulabilmektir.
Miras meselesi olur, kırmızı ışıkta geçme meselesi olur fark etmez. Önemli olan, belirlenen şahısla ilgili yüzsüzlük ve utanmazlık ithamıyla başlatılan dedikodu. Nasıl da gelmiş, hayret...
İşte nokta atışı bir dedikodu! Çünkü düğün öncesi yaşanmayan gerginlik olmazsa bir şeyler eksik kalır biliyorsunuz. Bunun lafını etmek de elbette düğün katılımcılarına güzel bir malzeme oluyor. Ayıp ayıp!
Bir dahaki sefere oksijen tüpü ve dalgıç kıyafetinizle gelirsiniz olur biter teyzecim. Keşke sizin için Çırağan Sarayı'ndan yer ayırtsalardı. Yaptıkları resmen terbiyesizlik be!
Evet hıhım, kesin harcamazsın... Niyeyse bu tür düğünlerin bir numaralı misafiri de hep sen oluyorsun. Bir yerde havuz başı varsa, orada da sen varsın be ablacım!
Gelin ne kadar kusursuz olursa olsun, gelinliği yakıştırmayacak en az 3 adet teyze mutlaka bulunur. Gelinlik satın almadan önce bunların tek tek kapısını çalıp 'Olmuş mu?' diye sormak lazım herhalde.
Ahahahaha bekar olunca niye yazık oluyorsa artık, onlara sormak lazım. Geline kulp takmak bitmediği için bir de baldız üzerinden taarruza geçiliyor. Vallahi ne bitmiş enerjiniz varmış sizin dedikodu timi!
Allahım, sizi nasıl memnun edecekler belli değil ya... Keşke sizin için fıstıklı, linyit kömürlü, atom bombalı pasta çeşitlerinden seçip koysaydık önünüze.
Keşke düğünden sorumlu bir bakanlık olsa da bu tür şeyleri derleyip toplayıp resmi bir makama iletsek. Çünkü normal insanın baş etmesi pek mümkün görünmüyor. Limonatanı içtiysen hadi yallah!
Teyzem benim, canım teyzem, hayın teyzem... Senin fotoğraf çekimi, sabahın kör saati hazırlanmak gibi şeyler hiç umrunda olmaz mı, a benim dedikoducu teyzem? Sen istemiyosan yapma makyaj, millete de karışıp durma.
Bilmem, sen daha iyi bilirsin; halaları mı? Sabahtan beri kenarda oturup herkesin seceresini çıkardın ne de olsa. Düğün dediğin yerde hiç oynanır mı zaten, ne kadar ayıp.
Dillerin bağlansın dedikoducu timi!
Evlenen: "acaba takılacak takılarla masrafları kapatır mıyız?" derdinde, davetliler: çeyrek altın ebesinin hımı oldu kapalı zarfa 20 tl koysak ayıp olur mu acaba diye hesap kitap derdinde, kaynana: "bu kız acaba oğluşuma benim kadar iyi bakabilir mi " derdinde, düğün salonundaki şef garson : " şöyle special bi tabak hazırlayıp damadın akrabalarını köşeye sıkıştırayım iyi bahşiş koparırırm" derdinde... kısacası herkesin kafasında 40 tilki dolaştığı bir organizasyon düğünler, eğlence falan hikaye yeni yemeyin birbirinizi amk delikanlı olun :)
Evlenmeyip birlikte yaşamak iyidir ya kaybetme korkusu olmayınca resmiyete dökülünce işler çok bozulabiliyor
Yıl olmuş bilmem kaç. Düğün mü kaldı allaaşkına ya...