Evlenmek başlı başına bir masraf. Yeni bir hayata başlarken her şeyin mükemmel olmasa da eksiksiz olmasını istemek kadar doğal bir şey olamaz. Hele bir de düğün esnasında harcanan paralar var ki düşman başına! Bakın aşağıda düğün esnasında vermek zorunda kalınıp, yüreğe evlat acısı gibi oturan masraflar var. Bunun içinde daha yatak odası takımı, çamaşır makinesi falan yok. Düğün yapacaklara şimdiden geçmiş olsun...
Çok ilginç değil mi? Yaklaşık 15 yıl önce böyle bir şey yoktu yani bütün sandalyeler çıplaktı ve bu çok normaldi. Bir gün birisi çıktı ve 'Sandalyeleri giydirmemiz lazım' dedi, o gün bugündür giyiniyolar. Ortalama 200 kişinin geldiği bir düğünde bile dünyanın en gereksiz düğün masrafı listesinde başı çeken kalem.
Evlenenin gırtlağına çökmek adettendir. Bu aşamaya geçmenizi sağlayan en önemli kişi de kuafördür. Normalde yarım kilo kıyma fiyatına yapılacak saç için neredeyse ev kaporası alırlar. Sadece gelin olsa iyi, onun annesi var, kız kardeşleri var, kayınvalidesi, görümcesi, eltisi, ahretliği, karşı komşusu...
İşte size bir felaket habercisi daha. O bıçağın ne kadar keskin olduğunu dünyadaki herkes biliyor ama nedense böyle bir adet var. Halbuki 'Abicim bu ay sıkışığım, bi yardımcı olsan?' dese, damat seve seve iki çeyrek altını cebine sıkıştırır.
Bu da çok para. İstersen verme, napıcan? Mecbur verilecek. Üstelik herhangi bir makyajdan tek farkı takma kirpik. Ama ne demiştik: Düğün yapanın gırtlağına çökmek kanun hükmünde kararname. Ver ablacım rimeli, biraz da duvarlara süreyim.
Düğün esnasında hem evden çıkarken hem de salonda halay çekerken davulcularımız daima yanı başınızdadır. Öyle bir hırslı vururlar ki o davula, ne demek istediklerini anlayan damat 'Allah rızası için yapma' dercesine cebinden minnoş bir tomar çıkartıp verir.
'Tamam kalsın o zaman' diyerek geri dönmek isteyenler için artık çok geç olduğunu hatırlatmakta fayda var. Çünkü burada vereceğiniz bahşiş miktarı, sizin ilerleyen evlilik yıllarınızda etkili olacaktır.
Evet doğru okudunuz, iki dal ot! O kadarcık şeye dünya kadar para verecek sizden iyi biri bulunmaz kusura bakmayın çünkü düğününüz var. Hazır çiçekçi de yakalamışken, bu fırsatı kaçırır mı? Bizce de kaçırmaz. Evet...
'Sinek kaydı mı yapalım abim?' Lütfen yapın çünkü o damat sizinle de servetinin bir kısmını paylaşmak için yanıp tutuşuyor. Saçları da iyice parlatın şöyle yağlı yağlı görünsün. Heeehhh! Mükemmel oldu.
İnsana garip garip hareketler yaptıran bu fotoğrafçıların istedikleri ücretle okul ve hastane yaptırılabilir. 'Ama çok para' dediğinde de lafları hazır: 'Ben size bi tane büyük foto vercem, bi de albüm, ayrıca bi de DVD çekcem.' İkna olmayan kendi bilir beybiler...
Eğer canlısını istiyorsanız daha çok para vermeniz lazım. Halbuki normalde sahte çiçek daha pahalı olmalı çünkü 20 yıl sonra da bozulmayacak. Önemli olan çiçekçinin de bu dağıtılan düğün paralarından faydalanması tabi.
'Yavrum, evladım neden böyle yapıyorsun?' demeniz kadar nafile bir çaba yok. O çocuklar birkaç saniyeliğine bir kaplan, bir puma olmaya alışkın. Ne yapacaksın? Mecbur vereceksin. Zarfları boş bırakırsanız çok pis küfür ediyorlar arkanızdan.
Bunun çözümünü sahte dolarlar ile sağlayanlar çıksa da riskli bir yöntem. Parayı genelde damat değil, daha büyükler dağıtıyor ama sebebi neydi ki? Onun için en güzeli peçete fırlatmak.
Nikah memurları, nikah daireleri dışında nikah kıymaları istenirse ekstra para alıyorlar. Kendilerine almıyorlar elbette, bağlı oldukları belediye bunu tahsil ediyor. Ama çok güzel tahsil ediyor, öyle böyle değil.
Günümüz şartlarından garanti iş diye bir şey yok. Yani 30 sene öncesi kadar ileride değiliz. Buna rağmen asgari ücret alan ve kira vermek zorunda kalacak bir erkek, düğün yapıp ilk geceden eşini hamile bırakıyor. Sonunu düşünen kahraman olamaz zihniyetiyle mi giriyorsunuz dünya evine?
Düğün gerçekten çok boş bir iş. Şu saçma sapan şeylere vereceğim parayla çok sağlam bir Türkiye turu yaparsın ya da Avrupa'ya tatile gidersin.
Valla hepsi doğru. Benden düğün salonunun müdürü karşıma geçip bahşiş istedi ya. Hemde adamı görsen altında Mercedes...