Düşününce pek mantıklı değil, evet.
Düşününce pek mantıklı değil, evet.
Böylelikle feromonlar ön plana çıkacak ve doğacak olan bebeklerin ne kadar sağlıklı olacaklarını algılayabilecek.
Burada küçük bir noktaya daha değinelim: Akrabalarımızla genlerimiz birbirine benzediğinden dolayı bağışıklık proteinlerimiz aynı seyrediyor. Bu nedenden ötürü akrabalarımızı hem etik sebepler hem de evrimsel süreçler yüzünden çekici bulmuyoruz. Vücudumuz bağışıklık sistemi proteinleri en farklı olan insanı seçmek üzere adapte oluyor.
Eski zamanlarda erkekler direkt seks yapmaya yönelirken kadınlar önce öpüşme ihtiyacı hissettiği üzerinde duruluyor.
Böylelikle erkeğin, kadının eşi olma yolundaki engel içgüdüsel olarak kalkabiliyor. Ayrıca uzun süreli bağlanmayı teşvik eden kimyasallar da bu yolla salınıyor.
Çünkü öpüşme oksitosin hormonunu arttırıp stres hormonu olan kortizolü düşürme etkisine sahip. Böylelikle stres seviyesi azalıyor.
Flörtleşmenin ardından sevgililiğe ilk geçişte bir an geliyor ve ilk öpücük gerçekleşiyor aynı günün akşamı ağızda farklı bir tat bırakıyor bu. Bakteri floralarımızı paylaşmış oluyoruz ve zamanla bu tat rutin algılanıyor sonraki öpüşmelerde. Aşkla, sevgiyle yapılan öpüşmelerin devamında artık sanki kendinden bir parçaymış gibi hissettirerek mutlu ediyor insanı. İnsanı insan yapan şeylerden öpüşmek. Seviyoruz tutkulu öpüşmeleri. Mutlu öpüşmeleriniz olsun, aşkla...
Düşlediğin kadını bulduğunda tek kelime dahi etmeden, hiç bırakmayacakmış gibi öp. Zamanın ve mekanın önemi yok. Başkaları hiç görmüyormuş gibi öp. Onu bir an olsun bırakma. Bu büyü hiç bozulmasın.
Hiç öpüşmeyen beni üzdü bu haber :D