Drag Queen'lerin Başlattığı Transların Kendilerini Güvende Hissettikleri Alan Olan Balo Kültürü'yle İlgili Bilinmeyenler

Netflix'te birçok trans oyuncunun yer aldığı "Pose" isimli bir dizi var. Aranızda izleyen ya da duyan var mı bilmiyorum ama ben hiç sıkılmadan izleyip bitirdim. Dizide 80'li yıllarda toplum dışına itilen trans bireylerin var olabilecekleri bir alan konu alınıyor. Yani balo salonları.

Biz de sizlere dışlanmış, ötekileştirilmiş, hiç edilmiş hayatların birlik ve beraberliğe dayanan balo kültürlerini anlatmak istedik. Çoğumuz bu kültürden "Pose" dizisi sayesinde haberdar olsa da aslında bu kültür çok eskiye dayanıyor.

Bu kültürün 1920'lere kadar bir geçmişinin olduğu söyleniyor. O dönemlerde beyaz drag kraliçeleri çeşitli konseptlerle şovlar düzenliyormuş ve bu şovlara siyahi kraliçeler katılmıyormuş. Ötekinin de ötekisi olarak adlandırabileceğim siyahi drag kraliçeleri sadece yüzlerini beyaza boyayarak şovlarda yer alıyormuş.

cpb-us-e1.wpmucdn.com

Ve bu nedenden dolayı da 1960'lara gelindiğinde siyahiler kendi balo kültürlerini yaratmaya başlamış. İlk zamanlar az kişiyle ve az konseptle düzenlense de 70'lere gelindiğinde çok sayıda insanın katılımıyla popülerliği artmış.

Siyahilerin kurulumunda yer aldığı bu balolarda sadece siyahiler yer almamış elbette. Latin kökenli LGBTİ+ bireyler de bu balolarda podyuma çıkıyormuş.

O dönemler trans bireyler için sokaklar, yaşam alanları güvenli değildi. Bu nedenle toplumdan soyutlanmışlardı. İşte balo salonları onlar için hem eğlenebilecekleri hem de kendilerini güvende hissedebilecekleri alanlar olmuştu.

"Bu balo salonlarında neler oluyormuş biraz açar mısın editör." derseniz de hemen anlatayım. Salonlarda çeşitli kategorilerden oluşan şova dayalı yarışmalar düzenleniyormuş. Drag kraliçeleri de bu kategorilere ve kendilerine uygun şovlarını sergiliyormuş.

Podyuma çıkıp konsepti en iyi yansıtan kişiler de kendi kategorisinde jüri tarafından birinci seçiliyormuş.

O dönemler yarışmaların en bilindik kategorisi de Vogue kategorisiymiş. Her ne kadar Madonna ile anılsa da Vogue aslında geçmişi balo salonlarına dayanan bir dans.

Aynı zamanda toplumun baskıcı yapısına karşı gelmekle kalmayıp biyolojik aileleri tarafından dışlanan, kabul görmeyen LGBTİ+ bireyler "Aile" konseptini de geliştirmişler.

cdn2.creativecirclemedia.com

Trans kadınlar ve lezbiyenler "anne", trans erkekler ve gayler de "baba" olarak bu aile evlerini yönetirmiş. Bu aileler de balo salonlarında birlikte yarışırmış.

Ötekiyken ötekiyi dışlayan bir kültürden, drag kraliçelerin LGBTİ+ bireylerine sunduğu güvenli ve toplumun baskıcı cinsiyet rollerine karşı çıkan, özellikle ırk ayrımının olmadığı bir alana dönüştürdüğü "Balo Kültürü"nü size kısaca anlatmaya çalıştık.

Eğer "Ben daha çok bilgiye sahip olmak istiyorum" diyorsanız da yine Netflix'teki "Paris Is Burning" belgeselini izleyebilirsiniz. Bu arada Pose dizisini de izlemeyi unutmayın. 😎

Popüler İçerikler

Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
YORUMLAR
07.12.2019

gereksiz insanların gereksiz hikayeleri (kendi düşüncem bu yönde karşı çıkacak olan varsa düzgünce yazsın)

07.12.2019

tecavüzcüler ve katiller hariç hiç bir insan gereksiz değildir. bu bir kültür hala daha sahip çıktıkları ve bize ancak saygı duymak düşer, ki biz kendi kültürümüze sahip çıkamıyoruz. profil fotonuzda Atatürk fotoğrafı varken ırkçılığı ve gereksiz diyerek küçümsemeniz sizin de kültürümüzü anlamadığınızı gösteriyor

Pasif Kullanıcı
07.12.2019

saçma ve boş

07.12.2019

farkettiniz mi bu olaylar yani lgbti bireylerinin dışlanması kaç yıldır var, neredeyse 2020 hala aynı şekilde dışlanıyor küçümseniyor öldürülüyor. geri kafanıza lanet olsun

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ