Yapay zeka, otomasyon ve dijital dönüşüm... Son zamanlarda bu kavramlar sadece teknoloji gündemini değil, ekonomik ve toplumsal hayatı da derinden etkiliyor. Peki dijitalleşmenin artması gerçekten işsizliğe mi yol açıyor? Dr. Hakan Özerol, bu kritik soruya bakın nasıl yanıt verdi. 👇
Dr. Hakan Özerol Anlatıyor: Dijitale Geçişin Hızlanması İnsanların İşsiz Kalması mı Demek?
0
“Dijitalleşme işsizliği artırır” algısı neden bu kadar yaygın?
Çünkü gözle görünen ilk etkiler hep kısa vadeli oluyor. Otomasyon sistemleri devreye girdiğinde bazı meslekler hemen etkileniyor, bu da iş kaybı gibi algılanıyor. Ancak bu tablo uzun vadede değişebiliyor.
Robotlar, yapay zeka işimizi elimizden alır mı?
Bu korkularda bir yere kadar haklılık payı olsa da hemen kötümser olmamak gerek. Evet robotlar hayatımıza dahil oldu ve birçok iş gücünde kullanılıyor ama 'mutfak robotu' düzeyinde olan robotlar da var! Bu nedenle her sektör iş kaybı yaşamasa bile önemli olan bu sisteme adapte olabilmek.
Asıl mesele işin tamamen yok olması değil, dönüşmesi!
Dr. Hakan Özerol’a göre dijitalleşmeyle birlikte işler ortadan kalkmıyor, şekil değiştiriyor. Aynı işin yeni bir dijital versiyonu oluşuyor. Yani eskiden bir bankada çalışan insanın yaptığı işi artık bir yazılım yapıyor olabilir, ama o yazılımı tasarlayan, geliştiren ve yöneten yeni işler ortaya çıkıyor.
Peki herkes bu dönüşüme ayak uydurabilir mi?
Zor soru ama cevap net! Eğitim ve yetenek dönüşümü olmazsa, dijitalleşme bazı grupları geride bırakabilir! O yüzden sadece teknoloji değil, insanların bu teknolojiye hazırlanması da şart.
Yeni işler yaratılıyor ama bu yeterli mi?
Özerol bu konuda iyimser. Ona göre teknoloji, tarih boyunca hep yeni istihdam alanları doğurdu. Sanayi devriminde de benzer bir panik yaşandı ama zamanla insanlar yeni beceriler kazanarak yeni işlerde çalışmaya başladı. Aynı şey bugün de olabilir.
Önemli olan teknolojiyle beraber yaşayabilmek!
Dr. Hakan Özerol'a göre her şeyin kısa süre içinde dijitale dönüşmesi o kadar da mümkün olmayabilir. Örneğin; tank bulundu ama hala asker var, otomatik pilot diye bir şey olsa da hala gerçek pilotlar var, dijital bankacılık var ama hala bankacılar da var. Kısacası, iş yapma biçimi değişebilir ama önemli olan teknolojiye adapte olup ondan faydalanabilmek.
Geleceğin en büyük yatırımı: İnsan sermayesi!
Dr. Hakan Özerol’un altını çizdiği en önemli noktalardan biri şu: Teknolojiye yatırım kadar, insanlara da yatırım şart. Eğitim sistemleri, mesleki kurslar, dijital beceri programları bu sürecin merkezinde olmalı. Aksi halde eşitsizlik artabilir.
Dijitalleşme korkulacak bir şey değil, doğru yönetilirse fırsata dönüşebilir.
Sonuçta teknoloji bir araç. Onu nasıl kullandığımız, toplumun genel refahını da belirliyor. Korkmak yerine uyum sağlamak, öğrenmek ve dönüşüme açık olmak gerekiyor. Hem birey hem de devlet düzeyinde...
