Dövmelerle Anlatılan Anadolu Masalları

Anadolu, binlerce yıllık tarihiyle, medeniyetlerin beşiği ve pek çok kültürün kesişme noktası olarak dünya tarihinde eşsiz bir yer tutar. Bu kadim topraklar, zengin folklorik gelenekler, mitolojik hikayeler ve derin tarihi dokularla bezelidir.

Yeliz Dursun, işte bu toprakların modern bir hikâye anlatıcısıdır.

Dövme iğneleriyle Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş motiflerini, geleneksel desenlerini ve sembollerini yeniden hayat vererek, sanatının her bir çizgisinde bu toprakların ruhunu taşır. Anadolu kadınının sessiz çığlıklarını, onların çektiği zorlukları ve yaşadıkları sevgiyi ten üzerine işleyerek, eski ile yeniyi harmanlayan bir köprü kurar.

Yeliz'in sanat yolculuğu, çocukluğundan itibaren sanata olan tutkusunu keşfetmesiyle başlar. Küçük bir mavi odada, resimler çizerek, hikayeler yaratarak ve müzikle iç içe bir hayat sürerek büyür. Bu erken yaşlardan itibaren sanat, onun en yakın dostu ve ifade aracı haline gelir. Daha sonraları resim öğretmenliği yaparken Anadolu'nun dört bir yanını dolaşır, köy köy, kasaba kasaba gezerek bu toprakların renklerini, hikayelerini öğrenir ve öğretir. Ancak bir gün, bir öğrencisinin masum bir yorumuyla, mesleki hayatında bir dönüm noktasına gelir ve öğretmenlikten ayrılır. Bu ayrılık, onun sanatını daha da kişisel ve anlamlı bir yola yönlendirir.

Sanatını derinleştirmek için kendi iç dünyasına ve Anadolu'nun kadim bilgeliklerine yolculuk yapar. Nevşehir’den babasının yıllar önce aldığı, üzerinde Hacı Bektaş-i Veli'nin 'Her ne ararsan ara kendinden ara' sözlerinin yazılı olduğu kilim desenli bir vazo, onun bu içsel yolculuğunda kılavuzluğunu yapar. Kendi kimliğini, sanatını ve yaşamın anlamını bu derin tarihi ve kültürel bağlamda yeniden keşfeder.

Söyleşide Yeliz Dursun, dövme sanatını, Anadolu'dan ilham alarak nasıl bir dünya görüşü ve sanatsal ifade biçimi geliştirdiğini ve bu sanatın bireyler üzerinde nasıl dönüştürücü bir etki yarattığını detaylı bir şekilde ele alacak. Anadolu'nun zengin kültürel mirasını modern bir sanat formuyla yeniden canlandıran Yeliz Dursun hem geçmişin izlerini sürüyor hem de gelecek nesillere bu değerleri aktarıyor.

- Yeliz Hanım, isminizin sizde yarattığı anlamı ve dövme sanatıyla insanlara nasıl iz bıraktığınızı anlatır mısınız?

İsmimin anlamı için “güzel, aydınlık, ferah”, derler… Bende çağrışan ise yeldeki İZ…

Yeldeki İZ miyim, bilmiyorum lakin insanlara dövme sanatı ile İZ bırakıyorum şu beş yıldır.

- Çocukluğunuzda sanatla iç içe büyüdüğünüzü belirtmişsiniz. Bu erken dönemde sanatın hayatınızdaki yerini nasıl tanımlarsınız?

Çocukluktan beri küçük mavi odamda sanatın sembolleri olan resim, şiir, müzik, hikâye ve masal benim arkadaşım oldu… sanat dolu bir hayatın içinden devam ederken;

Üniversitede güzel sanatlar akademisinin resim bölümünü bitirmemin ve akabinde on yıl boyunca Anadolu’nun köy ve kasabalarında geçen resim öğretmenliği deneyimim oldu. Çocukların dünyasına dokunan onlara bu dünyanın renkleri ile yolculuğa çıkaran bir keşiş gibiydim. Bir gün on bir yaşlarında bir çocuk: ‘’öğretmenim artık gülümsemiyorsunuz’’ deyince. Öğretmenlik hayatımın bittiğini anladım ve bir süre sonra istifa ettim.

- Kendinizi ve hayatın anlamını arama sürecinizde, Nevşehir'den alınan bir vazonun size ilham verdiğini söylemişsiniz. Bu süreçte neler keşfettiniz?

Kendimi, yaşamı, neden var olduğumu anlama gayretine düştüm. Düştüğüm yer siyah bir vazonun derinliğiydi… Babam, otuz yıl önce Nevşehir’den üzeri; kilim desenli siyah, seramik bir vazo almıştı. Simsiyah, kilim dili ile konuşan, beni kendi derinliğine çeken o vazonun üzerinde Anadolu alim ve erenlerinden Hacı Bektaş-i Velinin şu cümlesi yazıyordu: “Her ne ararsan ara kendinden ara”. Kendimde. Kendimde. Kendimde… İşte ben de aramaya kendimden yani Anadolu’dan başladım.

- İlk dövme deneyiminiz annenizin koluna bir serçe kuşu işlemekle başlamış. Bu deneyimin sanatınıza etkilerini ve dövme sanatına nasıl girdiğinizi anlatır mısınız?

İlki annemin koluna bir serçe kuşu ve eli belinde motifi işledim. Bundan tam beş yıl önceydi. Hikâyeme; anneme, babama, kardeşime ve akrabalarıma kilim motifleri, hayvan motifleri işleyerek başlamış oldum. Dövmenin sanat kültüründe gelişmek için bir cana, yaşayan bir insan canına gereksinimiz vardır, sizin tuvaliniz artık insandır… Benim tuvalim artık yaşayan insan bedenleriydi.

Anadolu kadının sessiz dili: İlmek ilmek sevgisini, hasretini, çektiği zorluğu, göçünü, aşkını, gördüğü çiçeği, hayatı boyunca karşı köye gelin olmak dışında, çıkamadığı köyünün tabiatını dokumuş. Bir ömür vererek bir kilim bitirmiş. Parmaklar kanamış, bel bükülmüş. Kimse bilmez köydeki Anadolu kadının derdini ama dokuduğu kilim onun kozmosudur. Cennetini de ve cehennemi de orada anlatır. O göçer, kilimi konuşur.

- Anadolu’yu gezip, geleneksel sanatları araştırmanızın sanatınıza katkılarını detaylandırır mısınız?

Anadolu’yu geziyorum, gitmediğim şehirlere otobüs, tren biletleri alıyorum. Bir bakıyorum doğu ekspresi ile Kars’tayım oradaki motifleri, arkeoloji müzelerini keşfediyorum. Mezarlıkları geziyorum. Sonra gönlümün Hindistan’ı dediğim Mardin’in sarı, taş sokaklarında kaybediyorum kendimi. Motifler, desenler… Geleneksel sanatlarımızdan örnekler araştırıyorum.

- Dünya'nın farklı yerlerinden insanlar ve sanatçılarla nasıl bir etkileşim içindesiniz? Bu etkileşimler işinize nasıl yansıyor?

Zamanında yoğunlukla Viranşehir’deki genç kızlar kendilerine anne sütü ve kömür isinden oluşan boyalar yaparak deq’ler işlemişler. İşte o zamanın genç kızları bugünün nineleri olmuş. Bu kültür artık inançların, kültürün değişimi ile ceylanlarla beraber bu ovaları terk etmiş. Ben de deq motiflerini dövme olarak işliyorum insanlara anlatıyorum. Yerinde görmek, hatta bu geleneksel yöntemle kendime, orada yaşayan Halime teyzeden bir nokta halinde deq istedim. Düşünsenize onlar göçtüğünde artık Mezopotamya’daki bu dövme kültürü de yok olacak.

Dünya'nın çok farklı yerlerinden insanlar bu teyzelerimizi Ahmet'in rehberliği ile keşfediyor. Dünya basını ve sanatıyla insanlığa duyuruluyor bu kadim izler, kadim yüzler… Viranşehir mesela! Tarih boyunca kaç kez viran olmuş yeniden doğmuş. Köyleri, ovaları, tarlaları, ceylanları… Hele ki elleri, yüzleri, yürekleri dövmeli kadınları. Antropolog, araştırmacı ve kendi toprağına sahip çıkan değerli Ahmet Yavuklu arkadaşım beni bir Ekim ayında Viranşehir’e davet etti. Köyler ve tıklandıkça açılan kapıdan çıkan hızmalı, heybetli, dövmeli Mezopotamya'nın güneşi gibi doğan kadınlarımız… Ahmet buradaki deq dövme kültürünü araştırıyor yıllardır, onlarca teyzenin evladı olmuş sanki.

- Her yıl 7 Aralık’ta bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu gelenek hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz ve bu yılki planlarınız nelerdir?

Ankara'da karlı bir günde doğmuşum. 7 Aralık 1986. Her sene 7 Aralık’ta, gitmediğim bir şehre yola çıkarım. Bu sene Sivas ve Aşık Veysel'i ziyaret etme niyetim mesela. Ozanın dediği gibi… 'Anlatamam derdimi dertsiz insana, Dert çekmeyen dert kıymetin bilemez.' Derdiniz olsun, sizi yola düşüren. Aşkınız, inancınız ve ışığın bol olsun. Bu dünyanın ihtiyacı gerçek izler peşinde olmak. Benim izim size motifler, deqler… Bakana, görene şifa olsun.

Yeliz Dursun ile geçirdiğimiz zaman, onun sadece bir sanatçı olmadığını, aynı zamanda bir hikâye anlatıcısı olduğunu gösterdi. Anadolu'nun zengin kültürel mirasını dövmeler aracılığıyla ifade ederek, geleneksel ile modern arasında köprüler kurar. Her dövmesi, bir kişinin derinliklerine dokunan, onlara yeni anlamlar kazandıran bir sanat eseridir. Yeliz'in yolculuğu, her birimizin köklerimize ve bireysel öykülerimize dair daha derin bir anlayış geliştirmemize olanak tanırken, sanatının gücüyle de bize ilham veriyor. Onun izlediği yol, Anadolu'nun toprakları gibi eski ve yeni arasında, görünmeyen bağları keşfetme çağrısında bulunuyor.

Instagram adresine buradan ulaşabilirsiniz.

Instagram

X

LinkedIn

Facebook

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti