Dosya: 14 Soruda Taşeron Yasası

Kamuoyunun uzun zamandır beklediği, Soma faciasının ardından da hızlandırılan, taşeron çalışma sistemini yeniden oluşturan kanun tasarısının ayrıntıları belli olmaya başladı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 12 Nisan 2013 tarihinde yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısına sunduğu taşeron (alt işveren)  uygulamasına ilişkin yasa değişikliği taslağı farklı uygulamalar öngörürken hükümete yakın yayın  organlar tarafından da gerçeği yansıtmayarak “müjde” ve “taşeron işçiye süper koruma” olarak  sunulduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir.

1. Neden taşeron, taşeron uygulamasının amacı nedir?

Taşeron uygulamasının temel nedeni maliyetlerin özellikle de işgücü maliyetinin  düşürülmesidir. Bu sistem, çalışma ilişkilerini güvensizleştirirken,  sendikasız ve toplu sözleşmesiz ve hatta iş yasası dışında işçi  çalıştırmanın bir aracı haline gelmiş durumda. Alt işveren uygulaması  özel sektörde örgütsüz ve ucuz işçi çalıştırmanın bir aracıdır. Asıl  işverenler maliyetlerini düşürmek için alt işveren uygulamasına  başvurmakta ve bu yolla özellikle işgücü maliyetlerini düşürmektedir.  Taşeron şirketlere bağlı çalışan işçilerin örgütlenmelerinin zorluğu ve  kolayca ikame edilebilmeleri nedeniyle asıl işverenler için bu uygulama  bulunmaz nimet haline gelmektedir.

2. Taşeron (Alt İşveren) tanımı nasıl değişiyor?

İşverenler uzun zamandır İş Yasasının 2. Maddesinde yer alan bu düzenlemeden hem de dava tehdidinden kurtulmak istiyor. Bakanlık şimdi tam da bunu yapıyor ve asıl işte taşeron çalıştırılmasına olanak sağlayacak yeni bir tanım getiriyor. 

Bakanlık teklifine göre, “işletmenin gereği” ve “işin gereği” olmasa da asıl işler taşerona verilebilecek.

3. Taşeron işçilerin güvenliğinden kim sorumlu tutulacak?

Hem kamu, hem özel sektörde taşeron işçilerin iş sağlığı ve güvenliği önlemleri işe başlamadan alınacak, bunun gözetim ve denetiminden asıl işveren de sorumlu olacak.

4. Sözleşmeler kaç yıllık olacak?

Taşeron işçinin sürekliliğini sağlamak üzere sözleşmeler en az üç yıllık olacak ve yeraltı işçileri için, altı aylık kıdeme sahip olma şartı kaldırılacak.

5. Taşeron denetiminde iş müfettişlerinin yetkisi neden kaldırılıyor?

Bakanlık taslağı ile muvazaalı (hileli) taşeron işlemlerine ilişkin denetim ve yaptırımlar zayıflatılıyor. Yasada yer alan “muvazaa” (hile) kavramı “kanuna aykırılık” olarak değiştirilmekte böylece hileli taşeron çalıştırma suçu hafifletilmekte. Öte yandan bakanlık müfettişlerinin muvazaa ve kanuna aykırılık denetimi yapma olanakları ortadan kaldırılmakta. Böylece şimdiye kadar pek çok muvazaalı taşeron çalıştırmayı gün ışığına çıkarmış bakanlık müfettişleri devreden çıkarılmakta.

6. Hileli (muvazaalı) taşeron uygulamaları sürekli bir istihdam biçimine mi dönüşüyor?

Bakanlık taslağında yer alan en dikkat çekici noktalardan biri muvazaanın tespiti halinde işverene uygulanacak yaptırımın değişmesidir. Taslağın 5. Maddesi ile muvazaalı (hileli) veya yasaya aykırı  alt işveren çalıştırmanın yaptırımı köklü biçimde değiştirmektedir.

Taslağın 5- Maddesi ile  alt işveren  işçileri asıl işverenin işçilerine ödenen emsal ücretin ödenmesi  yaptırımı getirilmektedir. Böylece yasaya aykırı ve muvazaalı alt  işveren ilişkisi “emsal ücret” ödenerek ilelebet sürdürülebilecektir.  Hukuksuz bir işlem yasallık kazanmış olacaktır. Bu hüküm tasarının en  tehlikeli hükümlerinden biridir. Bu yolla hukuksuzluğun yaptırımı  azaltılmakta, asıl işveren sorumluluktan kurtarılmakta ve taşeron  ilişkisinin devamlılığı sağlanmaktadır. Bu yolla hileli şekilde  çalıştırılan taşeron işçisinin geçmişe dönük hak talep etmesi zorlaştırılmaktadır.

7. Taslak iş güvenliği konusunda asıl işverene yeni yükümlülükler mi getiriliyor?

Taşeronlaşmanın en önemli sonuçlarından biri işçilerin sağlık ve güvenliklerine yönelik tehditlerin artmasıdır. Nitekim iş kazalarının taşeron şirketlerde daha yaygın görülmesi bunun önemli bir göstergesidir. Kamuoyuna bir iyileştirme olarak sunulan iş sağlığı ve güvenliği konusundaki değişiklik mevcut yasal düzenleme de herhangi bir değişikliğe gidilmediğini gösteriyor.

8. İddia edildiği gibi taslak kamuda taşeron çalıştırmayı azaltıyor mu, yoksa artırıyor mu?

Taslağın 2. Maddesi ile kamu idaresine ait bir  işyerinde “yeterli nitelikte veya sayıda personel olmaması durumunda”  hizmet alımı ihalesine çıkma hakkı tanınıyor. İş Yasasının 2. Maddesine  göre asıl iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında bölünerek alt işverene verilemez. Bu ifadede yer alan üç koşul aynı anda ve birlikte gerçekleşmek zorundadır. 

Taslak ile getirilen yeni hükümle yeterli sayıda veya nitelikte  personel olmaması durumunda yasanın bu hükümleri işlemez hale  getirilecektir. Öte yandan yapım işi olan asıl işlerin de hizmet alım  sözleşmesiyle ihaleye çıkarılmasının yolu açılmaktadır. Bu durum Kamu İhale Kanunu’nda yer alan yapım işi hizmet işi ayrımının da ortadan  kaldırılması anlamına gelmektedir.

9. Taşeron işçisinin ücreti güvence altına mı alınıyor?

Bakanlık taslağına göre ücretlerini tam ve düzenli alamayan taşeron işçilerin tam ve düzenli ücret alması sağlanacağı ifade edilmektedir. Fakat İş Yasası’nın 2. maddesinde var olan düzenleme tekrar edilmektedir. İş Yasası’na göre asıl işveren taşeron işçilerin hakları konusunda, alt işveren ile birlikte sorumludur. Dolayısıyla ücret konusunda da asıl işveren alt işveren ile birlikte sorumludur.

10. Taslakta taşeron işçisine kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin hakkı müjdesi var mı?

Taşeron işçilerin de yasal hakkı olan kıdem tazminatı yeni bir düzenleme gibi sunularak, “Tüm işçilerin kıdem tazminatı sorunu çözülecektir. Bireysel kıdem hesabı sistemine geçilecek ve tüm işçilerin kıdem tazminatı sorunu çözülecektir.” denilmektedir. Kamuda çalışan taşeron işçilerin kıdem tazminatlarını, söz konusu kamu kuruluşu üstlenecek. Bu işçilerin yıllık izinlerinin kullanılması da kamu tarafından takip edilecek.

Taşeron işçiler de diğer işçiler gibi iş hukuku hükümlerine tabidir ve  diğer işçiler gibi yıllık izin hakları vardır. Bakanlık bu gerçeğe rağmen “alt işveren işçileri yıllık ücretli izin hakkına kavuşacak” demektedir.

11. Taslak işçilik alacakları konusunda işçinin dava açmasını nasıl zorlaştırıyor?

Taslağın taşeron uygulaması konusundaki düzenlemelerinden önce işçi alacak  davaları konusunda getirdiği yeni zorluklara dikkat çekmek gerekiyor. Tasarı ile işçi alacaklarından kaynaklanan davaların belirsiz alacak  davası olarak açılmasının önü tıkanıyor. Tasarı ile işçi alacakları belirli alacak davaları haline getirilmeye çalışılıyor ve işçinin dava açması zorlaştırılıyor. Böylece işçi ve işverenin eşit konumda olduğu, işçilerin tüm alacaklarını bilebilecek durumda olduğu ve dava açarken alacaklarını tam olarak belirterek dava açması isteniyor. 

Böylece işçi dava açarken “yasaya aykırı biçimde işten çıkarıldım, yasalardan ve (toplu) iş sözleşmelerinden kaynaklanan haklarım, kıdem tazminatım, ücret alacaklarım, ihbar tazminatım, fazla çalışmalarım, yıllık ücretli izinlerim ödenmedi” diyemeyecek, bunun yerine her bir alacağı için  miktar belirtmek zorunda kalacaktır. Oysa işçinin dava açarken tüm alacaklarını kesin olarak bilmesi, hesaplaması mümkün değildir. Bu nedenle belirsiz alacak davası işçisinin lehinedir.

12. Haftalık çalışma saatleri azami ne kadar olacak?

Yeraltı işçilerinin haftalık çalışma saatleri azami 36 saat olacak. Bu süre mevcut sistemde 45 saat olarak uygulanıyor.

Ayrıca yeraltı işçilerinin azami çalışma süresi 6 saati geçmeyecek. Yeraltı  işçilerine olağanüstü haller dışında fazla çalışma yaptırılmayacak.

13. Taşeronu yaygınlaştıran 11. maddedeki değişiklik ne öngörüyor?

Üç konfederasyonun tümüyle  kaldırılmasını talep ettiği 11. maddede, kamunun asıl işlerini taşerona  vermesi ile ilgili olarak “yeterli nitelik veya sayıda personel  olmaması” şartı öngörülüyordu. Kamuda taşeronlaştırmanın  yaygınlaştırılmasına yol açacağı için kamuoyunda da çok tartışılan bu ifade tamamen çıkarıldı.

Aynı maddede, taşerona verilebilecek yardımcı işlerin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesi  öngörülüyordu. Bakanlar Kurulu'na verilen “yardımcı işleri tespit etme  yetkisi”ne, “yerleşik yargı içtihatlarının esas alınması” şartı ilave  edildi, böylece Bakanlar Kurulu'na tanınan yetki kısmen sınırlandırılmış oldu.

14. Taslak ilelebet taşeronluk mu öngörüyor?

Kamuda taşeron uygulaması daha sistemli hale  getiriliyor ve yargı kararlarının uygulanması yerine mevzuat  değiştirilerek durum daha da kötüleştiriliyor. 

Taslak ile taşeron çalıştırma kısıtlanmıyor, aksine kamuda taşeron çalıştırma daha da  kolaylaştırılıyor ve yasaya aykırı taşeron uygulamalarının önü açılıyor.

Tasarı bu haliyle yasalaşırsa Cem Karaca’nın “işçisin sen işçi kal” şarkısı “taşeron işçisin sen taşeron kal” halini alacak.

Onedio

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"