Dost Dediğin Merhametle Bakar, Annenin Yavrusuna Baktığı Gibi

Uzun ve uykusuz bir gecenin ardından gözlerinizi açtığınızda size soğuk bir bardak suyu uzatan, beraber koşarken düşerseniz elini uzatan, gözyaşınızı silerken gözlerinizin içine bakan dostlarınız oldu mu?

Yakın zamanda tanıştığım insanların birçoğunun yaşadıkları psikolojik sorunların “yalnızlık” tabanlı olduğunu fark ediyorum.

Görünüşte koca koca şirketlerde de çalışsalar, bir milyon akrabaları da olsa, arkadaşlarıyla bir sürü aktivitede de bulunsalar, gerçek bir dostun yalnızlığı bu aslında. Zamansız arayabileceği, içindeki tüm karanlığı ve aydınlığı bilen, gözlerine baktığında konuşmadan da anlaşabileceği o dostun yokluğu.

Böyle dostlara sahip olmak için biraz şanslı biraz da öngörülü ve en çok da sabırlı olmak lazım mutlaka. Bu dostluğu size, sizinle büyümüş olan çocukluk arkadaşlarınız verir. Hani bir dönem facebook çıktığında hepimiz ilkokul arkadaşlarımızı aramıştık heyecanla. Çocukluğumdan kalan her duygu güzeldi sanki, sümüklü oğlanlar, kızlar dalga da geçsek arkadaşımızdı çünkü, kavga da etsek ertesi gün barışırdık. Çocuk duygularımız hâlâ onlarla olan anılarımızda bize gülümser. Aradığımız da tam olarak o affetme, empati yapabilme, yeniden ve yeniden başlayabilme halidir.

Ailenden azar işittiğinde gidip ona anlatırsın, aileni de tanır ve yargılamaz çünkü o da sana anlatır. Beraber büyüdüğünüzde, çoğaldığınızda ya da azaldığınızda hep yanınızdadır. Biz eskiden kan kardeş derdik böyle dostluklara. Biyolojik olmayan ama Allah’ın bir lütfu gibi hayatımızda filizlenen. Sağdıcın olur, kirven olur, ahretliğin hatta. Dünyanın bir ucuna gidip yerleşse bile sen yine her konuştuğunda yanında hissedersin. Sen seversin diye senin sevdiklerini sever mesela bu nasıl güzel bir şeydir. Birlikte bir sürü ilk yaşamışsınızdır şaşkınlıkları ve heyecanları yüzünün bir kenarından size görünür. Hüznün de mutluluğun da en yakın şahididir ve daha fazlası için yanıp tutuşursunuz. 

Hesap yapmaz, kaşına gözüne takılmaz, sen yanlış yaparsın o yeni doğrular için yüreklendirir. Eksiğini bilir ama gözüne sokmaz, kapısı hep açıktır, ocağında sana çayı, kahvesi eksik olmaz. Merhametle bakar yüzüne, annenin yavrusuna baktığı gibi, sanki bir parçanmış gibi.

Böyle dostlarınız varsa sahip çıkın. Vardır da mutlaka gerekirse açın eski karneleri, mektupları, isimlere bakın, arayın sosyal medyada onları. Sizi sümüğümüzle seven o tatlı çocuk hala bir yerlerde… Kaosun hakim olduğu şu saçma dünyada ruhunuzun aynasını kaybetmeyin. Bedenler eskiyecektir ama o çocuk bakışa sahip arkadaşınız sizi her daim yeniler. Yenilendiğiniz sürece de sizi kimse yok edemez!

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
16.08.2023

“Psikolojik sorunların çoğu yalnızlık tabanlı” buna çok katılıyorum. Dertler paylaştıkça azalıyor ve ne eş, ne kardeş bazen candan bir dost kadar iyi gelmiyor insana. Büyüdükçe kurulan arkadaşlıkların, daha yüzeysel olduğunu görüyorum. Oysa çocukken kurduğumuz dostlukların yerini kolay kolay tutan bir şey yok. Hala devam ettirebilenler şanslı, ben çok koptum eski dostlarımdan.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ