Yapılan bir araştırma öğretmenlerin yüzde 41’inin çocuk istismarıyla karşılaştığı, ancak dört öğretmenden birinin istismar vakalarının resmi makamlara bildirilmesi gerektiğini bile bilmediğini ortaya koydu.
Yapılan bir araştırma öğretmenlerin yüzde 41’inin çocuk istismarıyla karşılaştığı, ancak dört öğretmenden birinin istismar vakalarının resmi makamlara bildirilmesi gerektiğini bile bilmediğini ortaya koydu.
Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği’nin öncülüğünde Ege Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Şeyda Aksel ve Doç. Dr. Türkan Yılmaz Irmak'ın işbirliğiyle İzmir'deki öğretmenlerle görüşülerek yapılan araştırma, istismarın önüne geçecek önlemlerin yetersizliğini ortaya koydu.
Çocuk istismarının ortaya çıkarılması konusunda öğretmenlere gerekli eğitimin verilmediği belirtilen araştırmanın sonuçları şöyle:
Öğretmenler hem eğitimleri hem de hizmet içi dönemde cinsel istismarla ilgili yetersiz ya da hiç bilgi almıyor. Araştırmada yer alan öğretmenlerin yüzde 67’si üniversitede çocuk istismarı eğitimi almadı. Bu öğretmenlerden yüzde 27’si branş, yüzde 22’si sınıf, yüzde 51’i psikolojik danışman öğretmeni.
Çocuk istismarında hizmet içi eğitim oranı yüzde 30.
Dört öğretmenden biri karşılaştıkları cinsel istismar vakalarını resmi kurumlara bildirme zorunluluğu olduğunu bilmiyor.
Öğretmenlerin yüzde 84’ü çocuk istismarında eğitime ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Öğretmenlerin yüzde 41’i çocuk cinsel istismarıyla karşılaştığını söylüyor.
Okulda cinsel istismar vakalarıyla karşılaşan öğretmenlerin yüzde 30’u üç ve üzeri olguyla karşılaştı.
Araştırmayı yürüten akademisyen Prof. Dr. Şeyda Aksel, çocuk istismarı eğitiminin öğretmenlere, hakimlere, avukatlara ve doktorlara verilmesi gerektiğini belirtti.
Aksel şöyle konuştu: “25 yıldır bu konuda çalışıyorum. Çocukla ilgilenen kesimlerin bu konuda bilgi düzeylerinin çok kısıtlı ve az olduğunu biliyorum. Öğretmenler önemli çünkü çocuklar yaşamlarının büyük bölümünü okulda geçiriyorlar. Öğretmenlerine daha çok açıklıyorlar. Öğretmenlerin ne yapacaklarını bilmeleri çok önemli.”
Çocuk cinsel istismarında iki-yedi yaş arasının çok kritik olduğunu belirten Aksel şöyle devam etti: “7 yaş altı yüzde 30’unu oluşturuyor. Çocuklara öncelikle çocuk hakları ve doğru cinsellik öğretilmeli. Cinsellik tabu ancak konuşulmalı anaokulundan itibaren cinsellik eğitimi başlanmalı. Ergenlik de dahil doğru cinsel bilgilerin verilmesi gerekiyor.”
'Yurtlar boşaltılmalı'
Karaman’daki skandalla gündeme gelen Ensar Vakfı yurtlarında olduğu gibi çocuğun çeşitli gerekçelerle ailesinden ayrılmasının doğru olmadığını belirten Aksel, “Kuran kursu verme nedeni yoksul oldukları için iki kap sıcak yemek yesin, okusun diye. Biz çocuk yuvalarını, yetiştirme yurtlarını boşaltmak istiyoruz. Çocuğun yeri ailenin yanı. Yoksul aileye evinde yardım edip çocuğu evinde yetişmesini sağlamak gerekiyor” dedi.
İzmir’de dört yıldır çocuk istismarı konusunda bilimsel araştırma yapan Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Başkanı Canan Arıtman, adli sicil kayıtlarına göre son beş yılda dava sayısında yüzde 50 oranında artış yaşandığına dikkat çekti.
Arıtman “10 yılda yüzde 125 oranında artış var. Çocuğun cinsel istismarında Türkiye dünya listesinde 3’üncü sırada. Her altı erkek çocuktan biri cinsel istismara uğruyor. Uğrayanların yüzde 70’i 18 yaş altı. 11 yaşından küçüklerin oranı, yüzde 70. Rakamlar bu kadar vahimken ve devlet bu gerçekleri bilmesine rağmen devletin görevini yapmadığı ciddi yetersizlik içinde olduğu aşikar” diye konuştu.
'Karikatürlü broşürlere izin verilmedi'
Arıtman ayrıca istismar konusunda çocukların eğitimi için konunun uzmanı 12 profesör tarafından karikatürlü broşürler hazırlayıp 2012 yılında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne sunduklarını ancak dağıtıma izin verilmediğini de söyledi.
DHA
Ülke batıyor her yönden
çocuk istismarını bildirmenin gerekli olduğunu bilmek için öğretmen olmaya da gerek yok insan olmak yeterli, ha ama insanlığın diploması yok, karlı bir ünvanda sayılmaz bir çokları için, hatta artık çoğu zaman başa bela açacak bir durum oldu insan olmak
Öğretmen bilmiyor halk bilmiyor çocuklar öğrenmiyor bilenler derdini ancak bilenlere anlatabiliyor,biz ne bok yiyeceğiz nereye gidiyoruz aq sonumuz hayırlı değil.