Akdenidz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, en yüksek oranda H1N1 virüsü ile karşı karşıya olunduğunu belirterek, 'Ülkemizde yaklaşık 20 milyon kişi risk grubunda. Ancak şu ana kadar bu gruptakilerin yüzde 10'u H1N1 gribine karşı aşı oldu' dedi.
Gribin yoğun gerçekleştiği bir dönemde olunduğunu söyleyen Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, mevsim değişkenliği ve hava şartlarının bu virüsün artmasında önemli rol oynadığını, ancak bundan sonraki dönemde azalmaya başlayacağının kesin olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yalçın, 'Grip hastalığı ya da griple ilgili komplikasyonların gelişiminde şu anda H1N1 daha çok ön planda. Türkiye'de 6 merkezde kurulan laboratuvarlara 17 ilden düzenli veriler gönderiliyor. Bu veriler daha sonra Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Daire Başkanlığı tarafından değerlendirilip grafik oluşturuluyor. Geçen yıl H1N1'in ön planda olduğunu, bunu da H3N2'nin izlediğini görüyoruz. Daha az da diğer virüsler ön planda' diye konuştu.
Gebelerde ölü doğum ve düşük tehlikesi
Prof. Dr. Yalçın, bugün görülen H1N1'in 2009 yılında 'domuz gribi' olarak tabir edilen virüs olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
'Gribin değişik komplikasyonları var. Kendisi değil de daha sonra oluşan primer ya da sekonder zatürree çok tehlikeli. Gebelerde ölü doğumlar, düşükler ya da nadir kalp kapağını tutabilen rahatsızlıklar olabiliyor. Dolayısıyla ya da multiple (çoklu organ yetmezlikleri) özellikle ümminsüpresif hastalar (bağışıklık sisteminin bozulması) veya altta yatan kanser hastalığı, başka bir kronik metabolik hastalığı olan bireylerde hastalık daha ağır seyredebiliyor. Kronik karaciğer, akciğer hastaları ya da kronik böbrek hastalığı olan bireylerin mutlaka düzenli aşı yaptırmasını öneriyoruz.'
Hastalıklı bireyler işe gitmesin
Prof. Dr. Yalçın hasta olanların işe gitmemesinin salgının ivmesini azaltacağını da ekledi:
'Bir kere hastalıklı bireylerin kesinlikle işe gitmemesi gerekiyor. Hastalıklı çocukların okula gönderilmemesi gerekiyor. Aile içinde özellikle el yıkama oranlarını yükseltmek gerekir. Grip hastalarının mutlaka evde istirahat etmesi öneriliyor. Aksırma ve öksürürken elimiz ile ağzımızın kapatılmasına dikkat etmek şart. Her türlü aktiviteden sonra el yıkamamız virüslerin hastalık yapmasını önleyecek en önemli hususlardan biri olarak öngörülebilir'
“En sık görünen grip virüsü”
Göğüs hastalıkları uzmanları ve solunum hastalıkları alanında çalışan hekimler tarafın kurulmuş olan Türk Toraks Derneği, Türkiye'de 2009 yılında ilk olarak saptanan domuz gribi (H1N1) virüsünün şu anda en sık görülen grip virüsü olduğuna dikkat çekti.
Dernekten yapılan yazılı açıklamada, gribin, influenza virüsü denen hastalık etkeniyle oluştuğunu, influenza virüslerinin A, B ve C adında 3 ana tip ve birçok alt tipten oluştuğu belirtildi. Bulaşıcı bir hastalık olan gribin çok sayıda insanı etkileyen salgınlara yol açabileceği, bunların epidemi ve pandemi şeklinde ortaya çıkabildiği, epidemi şeklinde ortaya çıkan salgının bir topluluk veya bölgede görüldüğüne işaret edildi. Pandemi denen salgın türünün ise birçok ülkede epidemilerin yaygın olarak görülmesi şeklinde tanımlanabileceği belirtildi.
Gribin oluşma süreci ile ilgili bilgi de verilen açıklamada, influenza virüsünün antijenik yapısında küçük değişiklikler yaparak mevsimsel epidemilere neden olduğu, sonbahar kış aylarında yüksek ateşli solunum yolu enfeksiyonlarının aniden artışının influenza epidemisini, yani grip salgınını düşündürmesi gerektiği de aktarıldı. Epideminin 2-3 haftada en yüksek düzeye ulaştığı ve 5-6 hafta sürdüğü, tüm ayaktan ve yataklı tedavi kurumlarına başvuruları arttırdığı vurgulandı.
Anlaşılan ilaç firmaları yine parasız kalmış.
Domuz Gribi her sene yakalandığımız 3 gün salya sümük yatıp düzelip sonra 'Hiç değilse sinüsler temizlendi hehehe.' yaptığımız gribin şekil verilmiş hali. Şöyle açıklayabiliriz, bir adam zatürreden öldü diyelim. İlaç firmaları başlar hemen 'DOMUZ GRİBİİİ' diye, bazı ilaç firmalarının gözünün içine bakan labarutuarlar ve doktorlar sponsorluk için hemen kamera karşısında geçer. 'Domuz gribi H1N1 virüsü olarak geçer...' falanda filanda böyle gider. İlaç firmaları hiçbir işe yaramayan bir ilaç çıkartırlar ve milletin bütün paraları gider. Sonra başka birisi veremden ölür gene aynı muhabbet olur. Bu tür haberlerin çoğunluğu bunun gibi.
Domuz gribi değil. Bildiğimiz yüksek ateşli ve geç tespit edildiğinde kişiyi ölüme dahi götürebilecek olan ve hatta gördüğünüz gibi götüren grip. Tavukmuş, domuzmuş.. Bunlar ilaç şirketlerinin yeni üretip denedikleri yada hem kendi hemde sattıkları ecza depolarındaki stokları bitirmeye çalıştıkları aşılar.. Yerlerine yenileri gelsin ki para gelsin.. Normal grip dense kimse aşı olmaz çünkü.. Ben de dün 39 derece ile griptim. Novalgin 3 lüsünü çaktılar sapasağlam çıktım. Bol bol su için, c vitamini tüketin ve öksürük yada balgam için şurup, asist yada c sandoz için..