Doktorlardan Sonra Hemşireler de Yurt Dışına Gitmek İçin Harekete Geçti: Yüzde 70'i Gitmek İstiyor

Çalışma koşularının kötülüğü, sağlıkta şiddetin önüne geçilememesi gibi nedenlerle doktorlar yurt dışına gitmeyi tercih eder oldu. Sıra şimdi de hemşirelere geldi. Aynı nedenlerle hemşirelerde yurt dışının yolunu tuttu.  

Türk Hemşireler Derneği'nin yaptığı bir çalışma, hemşirelerin yüzde 70'inin yurt dışına gitmek istediğini ortaya koyarken, bir başka çalışma ise hemşirelerin kendilerini değersiz hissettiğini, barınma sorunlarının giderek artığını gösterdi.

Türk Hemşireler Derneği Başkanı Doç. Dr. Azize Atlı Özbaş, yakın zamanda 8 binin üzerinde hemşireyle bir çalışma yaptıklarını ve “yurt dışına göç etmeyi düşünüyor musunuz?, "neden göç etmek istiyorsunuz?" gibi sorular yönelttiklerini belirterek “Hemşirelerin yüzde 70’inden fazlası 'fırsat bulsam başka ülkelere giderim' yanıtını verdi.

Birgün'den Sibel Bahçetepe'nin haberine göre, Bine yakın hemşire ile sorunları üzerine bir çalışma yaptıklarını anımsatan Özbaş “Hemşirelerin çoğu çalışma koşullarının olumsuzluğundan ve değersizlik hissini yoğun yaşadıklarından bahsetti' diye konuştu.

Hemşirelerin refah düzeyi yüksek, güvenli çalışma ortamı olan ülkeleri daha çok tercih ettiğini kaydeden Özbaş, özetle şunları söyledi: "ABD, Kanada, İngiltere gibi ülkeler tercih edilen ülke sıralamasında üstlerde geliyor. İkinci sırada güvenli çalışma ortamı geliyor. Üçüncü olarak ise hemşirelik mesleğinin saygınlığı geliyor. Anketi cevaplayan hemşirelerin yüzde 90'ına yakını 'çalışma koşulları iyileştirilseydi burada kalmak isterdim' diyor. Yurt dışına gitmek isteyenlerin büyük çoğunluğu da tecrübeli hemşireler. Meslektaşlarımızın sorunları çözülemedi ve giderek de ağırlaşıyor."

Hemşirelerin barınma sorunu ile de karşı karşıya olduğunu anlatan Özbaş, "Ankara'da orta düzeyde bir mahallede 100 metrekare civarında ortalama bir ev 15 bin liraya kiralanıyor. Antalya'da son bir yılda üç meslektaşlarımız nöbetten çıkınca, ev sahibi tarafından kapının önüne konulduğunu öğrendi. Yeni mezunlar artık büyükşehirlerde çalışmak istemiyor. Maaşlar, bazı şehirlerde kirayı bile karşılamıyor" dedi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi Sabiha Akdeniz ise hemşirelerin ciddi barınma ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Hacettepe Üniversitesi içinde yer alan hemşirelik lojmanlarının öğrenci misafirhanesine dönüştürüldüğünü; 16,5 metrekare bir odanın aylık ücretinin 4 bin 475 TL olduğuna dikkat çeken Akdeniz, şöyle devam etti: "24 saat hizmet sunan sağlık çalışanlarına, kurumlar lojman tahsis etmek zorundaydı. Yönetmelik değiştirildi, zorunluluk ortadan kaldırıldı. Üniversite lojmanları, yüksek fiyatlarla öğrencilere tahsis edilmeye başlandı. Hacettepe Üniversitesi Hastanesi kampüsü içinde olan, öğrenci misafirhanesine dönüştürülen lojmanda, şu an 4 hemşire kalıyor. Fazla mesailer ve verilen ücret hemşirenin yemek ve yol ücretini dahi karşılamıyor. Büyük şehirlerde kiralar o kadar artık fazla tercih edilmiyor. 3. basamak tedavi hizmetleri sunan üniversite hastanelerini de hemşireler tercih etmemeye başladı."

Hastanede İğrenç Olay: 3 Günlük Bebek Kaçırıldı

Popüler İçerikler

Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
28.09.2023

haklilar, 'giderlerse gitsinler' kafasi insanlarimizda oldugu icin degersiz gorulen ve siddet uygulanan bi ulkedense insan haklarina uygun, duzgun bi yerde yasamak istemeleri olagan.

28.09.2023

Gitmek de Haklılar çünkü Fazla Yorgunluk+Fazla Dram +Fazla Bunalım içindeler.

28.09.2023

o zmaan yapmıcak bu işi. her yere ben hemşireyeim diye yazmak için mi okumuşlar

Bu iş çığa benziyor. Göç bir kez başladı mı kalanların üzerine iş yükü daha fazla biniyor; bu sefer gitmeyi düşünmeyenler de göç etmeye başlıyor. Bu bir kısır döngü. Aynısı orduda da yaşandı. Orduda o kadar büyük personel açığı vardı ki bir doğu-bir batı görevi şeklinde çalışan personel batı görevinde de özel görevlendirmeyle doğuda çalışmaya zorlanıyordu. Böylece fırsatını bulan istifa edip başka bir kamu kuruluşunda çalışmaya başladı. Hatta bir dönem Genelkurmay tüm kamu kurumlarına özel ricada bile bulundu: Bizden istifa edenleri kabul etmeyin diye. Peki pandoranın kutusunu açan neydi? 15 Temmuz. 15 temmuz bahane edilerek orduya darbe yapıldı. Fetö'yle alakasız kişiler dahi ya hapse atıldı ya ihraç edildi. Böylece orduda herkes fetöyle alakası olmadığı hâlde başına iş gelir korkusuyla istifa etmeye başladı; istifalar iş yükünü arttırdı, iş yükü yeni istifalar getirdi. Böylece bu çığ orduyu zayıflattı. Oysa sadece fetöcüler ihraç edilmiş olsa hiçbir sıkıntı doğmayacaktı.

Türkiye genel olarak yönetilemiyor. Biliyorum fanatikler bunu duyunca kudurup öfkelenecek ama mevcut iktidar partisinin devleti yönetme becerisi yok. Gelirken demişlerdi zaten; devleti şirket gibi yöneteceğiz diye. Evet, bir şirket sirkülasyonları çok rahat kaldırır ama devletler kaldıramıyor işte. Ne oldu ekonomi politikalarındaki sirkülasyon? Birbirine 180 derece zıt faiz politikalarını bir adamın paşa keyfi istedi diye kısa aralıklarla uygulamak ülkeye ne gibi bir yarar getirdi? Tüm zamanların cari açık rekorunu kırdırdılar ülkeye. Akp'de birkaç tane "devlet adamı" olsaydı ülke bu hâlde olmazdı. Hepsi tüccar kafalı olduğu için her alanda çöküş getirdiler ülkeye.

TÜM YORUMLARI OKU (29)