Film seyrederken havaya savurduğunuz yumrukların ardı arkası kesilmiyor, hop oturup hop kalkıyorsanız tebrikler! Adrenalin bağımlısı bir aksiyon film tutkunu olarak tescillendiniz. Şimdi vizyona girmesini heyecanla beklediğiniz bir sonraki aksiyon filmine kadar hafızanızı tazelemenin tam zamanı. Hazırsanız popüler kültürün anavatanı 90'lı yıllara uzanarak film akşamlarınızı renklendiriyoruz. İşte 90'lı yılların replikleri ve karakterleri ile efsaneleşen kült aksiyon filmleri...
Shane Black'in elinde çıkma senaryosu ile The Last Boy Scout (Son Görev), aksiyon ile Bruce Willis mizahını bir arada sunuyor. Joe Hallenbeck karakterini özel dikim bir ceket gibi giyen Willis, bu filmde iyi bir aksiyon yapımı için abartıya gerek olmadığını kanıtlıyor. Son Görev, aşırıya kaçan özel efektlere ve gösterişli patlamalara ihtiyaç duymadan izleyiciye hak ettiği heyecanı yaşatıyor.
Bildiğiniz tüm vampir hikayelerini unutun çünkü başlangıçta sadece Blade (Bıçağın İki Yüzü) vardı. Az bilinen bir Marvel Comics hikayesinden sinemaya uyarlanan Bıçağın İki Yüzü, aksiyon filmi olmasına rağmen gotik ögeler de barındırıyor. Bıçağın İki Yüzü filminde, bir aksiyon filmi tutkununu tatmin edecek pek çok unsur bulabilirsiniz: Alaycı bir dil, bol kanlı sahneler ve hatta dövüş sanatlarının kemik kırma bölümüne giriş. Baştan aşağı deriler içinde seyre daldığımız Wesley Snipes ise filmde intikamcı bir vampiri canlandırıyor.
Zor Ölüm filmi otobüste geçse seyreder miydiniz? Cevabınız evetse sizi Speed (Hız Tuzağı) filmini izlemeye davet ediyoruz. Hız Tuzağı dikkat çeken hava çekimleri, beklenmedik kamera açıları ile heyecanı damarlarınızda hissettiriyor. Hareket halindeki bir otobüsün peşinde geçen kovalamacanın sonunda, kendinizi en az Jack Traven (Keanu Reeves) kadar yorgun hissedebilirsiniz. Ustalıkla yazılmış, baştan sona gerginliği arttıran heyecanlı hikayesi ile Hız Tuzağı, klasik bir aksiyon filmi. Sandra Bullock ve Keanu Reeves arasındaki kimya ise filmin kreması.
John Travolta ve Nicholas Cage'i buluşturan Face/Off (Yüz Yüze), ağız sulandıran bir aksiyon filmi. Aksiyon filmlerinin usta yönetmeni John Woo'nun izlemeye doyamayacağınız sahnelerle donattığı film, adeta bol çeşnili bir koreografi sunuyor. Yüz Yüze filmini biraz kitsch, biraz duygusallık hatta hassasiyet içeren şiirsel bir şiddet olarak tanımlamak mümkün. Film boyunca Travolta ve Cage'in rollerinden duydukları mutluluk, performanslarına yansıyor. Böylece seyirci sıradan bir yer değiştirme hikayesi yerine Sean Archer ile Castor Troy'un birbirlerinin hayatına nasıl adapte olduklarını keyifle seyrediyor.
Total Recall (Gerçeğe Çağrı), vizyona girdiği yıllar göz önüne alındığında oldukça yenilikçi görsel efektlere sahip. Aksiyonun üzerine eklenmiş bilim kurgu sosu ve Schwarzenegger mizahı ile Gerçeğe Çağrı, özgün bir film. 2012 yılında başrolünde Colin Farrell'in yer aldığı yeniden çevrim, aynı isimle vizyona girdi. İlk filmin başarısının yanında oldukça vasat kalan bu versiyon tüm gelişmiş efektlerine rağmen kendini sevdirmeyi başaramadı.
Klasik polis aksiyonu klişelerinden sıyrılan Point Break (Kırılma Noktası), heyecan dozu yüksek sahnelere sahip. Kırılma Noktası'nın çılgın aksiyon sekansları, göz alıcı Güney Kaliforniya sahilleri ile süslü. Sörf sahnelerinin yanı sıra, Bodhi (Patrick Swayze) ve Utah (Keanu Reeves) arasındaki restleşmeler adrenalin saçıyor. Film, başarısını büyük ölçüde Swayze ile Reeves arasındaki uyuma borçlu. Hatta Bodhi ve Utah arasındaki eril çekişme referanslarını başka Hollywood filmlerinde de bulmanız mümkün. Bu açıdan bakıldığında Hızlı ve Öfkeli filminin ilham kaynağının Kırılma Noktası olduğu söylenebilir.
Zor Ölüm serisinin bu ilk filmi, Willis'in imza oyunculuğuna sahip. Modern aksiyon filmlerinin prototipi sayılan Zor Ölüm'de Willis arsız çekiciliğini kullanırken aynı zamanda mekanları havaya uçuruyor. Film, bir aksiyon filmi olarak seyirciyi tatmin etmesinin dışında, garip bir biçimde içinizi ısıtan bir cazibeye sahip. Hollywood stüdyo sisteminin kurguladığı doğru matematik ile Zor Ölüm, en başarılı aksiyon filmlerinin başında yer alıyor.
İzlemeye doyum olmayan Lethal Weapon (Cehennem Silahı) I-II-III filmleri arasından seçim yapmak, en sevdiğin çocuğun kim sorusuna yanıt bulmaya benzer. Tam birini seçecekken Roger Murtough (Danny Glover) size ne kadar yaşlı olduğunuzu hatırlatabilir, Martin Riggs (Mel Gibson) delilik saçan bakışlarıyla sizi cezbedebilir. 90'lı yılların bu çok sevilen filmi, dolu dolu aksiyon sahneleri kadar gülmekten karın ağrıtan sekanslara da sahip. Gibson ve Glover'ın muhteşem uyumu ile yaratılan, ikonik karakterleri ile Cehennem Silahı'nda aksiyondan fazlasını bulabilirsiniz.
Luc Beson'un zamanının ötesinde filmi 5. Element, Fransız sinemasının en pahalı filmlerinden biri. Öyle ki, bu fantastik aksiyon filminin kostüm tasarımları ünlü modacı Jean-Paul Gaultier'e ait. Milla Jojovich (Leeloo) ve Bruce Willis (Korben Dallas), 23. yüzyılda dünyanın sonu ile sonuçlanacak bir felaketi önlemeyi çalışıyor. Fizik bilginizi de sınayan filmden küçük bir spoiler: Tahta bir element değildir.
Lola (Franka Potente) ve Manni'nin (Moritz Bleibtreu) hayatlarının kritik 25 dakikasını uzun metrajla anlatan bu Alman yapımı film, sinema öğrencileri için adeta bir ders niteliğinde. Biz aksiyon sevdalıları için ise el kamerası çekimleriyle içinde kaybolduğumuz ödüllü ve kült bir film. Alternatif sonu, insanı kendinden alan film müzikleri ile Koş Lola Koş, yoğun olduğu kadar sade bir aksiyon filmi.
Ebeveynlere burun kıvırmanın yükselişi, 90'lı yıllara denk gelmiş olabilir. Ancak kuşaklar arası bu çatışmayı bir kişi sona erdirmeyi başardı: Doktor Richard Kimble. 1963 yapımı Amerikan TV dizisinden uyarlanan ve Harrison Ford'un başrolünde yer aldığı yapım, heyecanlı öyküsü ile her iki neslin de beğenisini kazanmayı başardı. Tommy Lee Jones'un karakteristik oyunculuğu ile taçlanan film, karısını öldürmekle suçlanan Dr. Richard Kimble'ın (Harrison Ford) kaçış hikayesini anlatıyor.
Jurassic Park filmini kısaca hayal gücünün beyaz perde devrimi olarak tanımlayabiliriz. Steven Spielberg efsanesinin kilometre taşlarından biri olan film, Michael Crinton'un kitabından uyarlandı. 90'lı yıllarda dinozor furyası başlatan, yürek ağızda izlenen sahneleri ile adrenalin pompalatan Jurassic Park bugün hala yaşıyor. Jurassic World filmlerinin dedesi sayılan Jurassic Park'ı seyretmeden iyi bir aksiyon filmi seyretmiş sayılmazsınız.
Ülkemizde Sevginin Gücü ismi ile gösterime giren Luc Besson'un bu kült filmini, tekrar tekrar izlemek isteyebilirsiniz. Gary Oldman'ın üst düzey oyunculuğu ile adeta ders verdiği, Jean Reno'nun ilahlaştığı filmin etkisinden kurtulmanız zaman alabilir. Hak ettiği değeri nadir bulan aksiyon filmlerinden biri olan Sevginin Gücü, Natalie Portman'ın ilk sinema filmi olma özelliği taşıyor. Portman'ın canlandırdığı Mathilda karakteri ile Léon (Jean Reno) arasında geçen diyaloglar ciğer söken cinsten. Unutmadan ekleyelim, filmi seyrettikten sonra Shape Of My Heart şarkısını her dinlediğinizde aklınıza sadece Léon gelecek.
Arnold Schwarzenegger 'I'll be back' dedi ve dönüşü muhteşem oldu. Efsanevi Terminatör serisinin ikinci filmi, fragmanın vadettiğinden fazlasını izleyici ile buluşturmayı başardı. Gelişmiş dijital efektleri ile teknolojiyi sinemada zekice kullanan Terminatör II: Mahşer Günü, en kült aksiyon filmlerinden biri. İlk iki filminin senaryosunu yazan ve aynı zamanda yöneten James Cameron, serinin diğer devam filmlerinde ise bayrağı devretti. Usta yönetmenin Terminatör filmlerinde yaşattığı heyecanın hatırına, Avatar filminin devamını hala sabırla bekliyoruz.