Doğup Büyüdüğü Şehirde Üniversite Kazananların 'Maalesef' Çok İyi Bildiği 15 Durum

Oysaki üniversite demek özgürlük demekti. Ama doğup büyüdüğü şehirde okul kazananlar hiçbir zaman diğerleri kadar özgür olamadı. İşte bu talihsiz güruhun çok iyi bildiği 15 iç burkan durum.

1. Millet yurt vesilesiyle birbiriyle çatur çutur tanışırken sen hep en sona kalan olursun.

Yurt deyip geçmeyin, en büyük sosyalleşme alanı. Siz akşamları ailenizle akraba dedikodusu yaparken millet tanışıp kaynaşıyor. Size de okulda hali hazırda kanka olmuşlara ööyle bakmak kalıyor.

2. Onlar, hayatın zorluklarına beraber göğüs gererken senin tuzun kuru.

Yeni şehre gelmişler, alışverişti, adaptasyondu derken onların konuşacak dertleşecek bir sürü şeyi olur. Sen ise anlattıkları şeylere 'bebek işi' diye baktığın için, ister istemez grubun dışında kalırsın.

3. Nereye gitmeli, ne yapmalı gibi tartışmalarda sesiniz daha çok çıktığı için "havacı civacı" yaftası yersiniz.

Ne yani söylemeyelim de kendilerini itin kopuğun arasında mı bulsunlar? Bunlar da bir hoş, iyilik yaramıyor.

4. Şehrinize bok attıklarında gıcık olmak, savunmaya geçmek.

'İstanbul'un nesini bu kadar abartıyorlar anlamadım!' ya da 'Ankara'da yaşanmaz diyenler haklıymış valla' dediklerinde hangimizin içinden ağızlarına bir tane patlatmak gelmedi ki?

5. Arkadaş edinme turlarında en önemli koz: Anne yemeği ile tavlamaya çalışmak.

Biriyle daha yakın mı olmak istiyorsun; hemen sıcak aile yuvasına yatıya misafirliğe çağır. En etkili uyuşturucudan daha fazla bağımlılık etkisi vardır, biz uyaralım da...

6. Kimsenin eve dönüş saati yokken sizin akşam 8-9 gibi bal kabağına dönüşmeniz.

Herkes takılıyor eğleniyor ama sizin erkenden evde olmanız lazım! Neden, çünkü ailenizle yaşıyorsunuz ve en fenası da onlar sizi hala lisede sanıyor. Koş koş otobüs kaçacak...

7. Herkes eve çıkmaya başlayınca, ebesinin nikahına gitmek zorunda olan tek kişi olmak.

Birinci sınıf atlatıldıktan sonra tüm arkadaşlarınız şehrin hip mahallelerinde eve çıkmaya başlar. Siz ise Bahçelievler Beylikdüzü dolaylarında, günde üç araç değiştirmeye mahkum :(

8. Sevgili yaptığında yersizlik yurtsuzluk.

Hele sevgilin de senin durumundaysa vay halinize! İki sevişeceksiniz diye rezil rüsva olursunuz; akşam 10 gibi aramaya başlarsınız arkadaşları, artık hangisinin evi müsaitse...

9. Onlar özgür ruhlar gibi savrulurken, sizin bayram temizliği yapmak zorunda oluşunuz.

Hafta sonu, bayram öncesi gibi zamanlar size haram. Arkadaşlarınız gezip tozarken siz mecbur ailenizin istediğini yapacaksınız, mecbur yani.

10. Milletin ailesinin hasretten gözü kör olmuşken, sizinkiler hep aynı nane, hep aynı despot.

Onların aileleri özlüyor; özlem gözlerini kör ediyor; toleransları artıyor da artıyor. Sizinkiler ise hala 'Hafta sonu plan yapma, amcanlar gelecek' kıvamında.

11. Evi olan yakın arkadaşa vantuz gibi yapışmak.

Hepimizin evinden çıkmadığımız bir Özge'si Samet'i illaki vardı. Bu arkadaşlar anne baba ile en yakından tanışan, nerede kalırsanız kalın mecburi olarak isimleri telafuz edilen can yelekleridir. Çok emekleri var üzerimizde, eksik olmasınlar.

12. Yeni arkadaşları eskilerle kaynaştırma, mümkünse birbirine ayarlama girişimleri.

Arkadaşa aç yeni kankilerinizin beklentileri malum; o yüzden onları liseden arkadaşlarınızla tanıştırmanız, aradaki kıvılcımları fark edip gerekli çöpçatanlıkları yapmanız lazım. Küserler valla yoksa!

13. Gezmeye dolaşmaya çıkıldığında mecburi hizmet; ulaşım danışmanlığı.

Ne kadar arkadaşımız da olsalar, hala bu şehrin yabancısı ve hatta cahililer. O yüzden nereden nereye hangi otobüsle gidilir, metro kaça kadar çalışır, vapur nerede durur; sürekli bu sorulara maruz kalırsınız.

14. Yaz tatillerinde, bayram tatillerinde herkes gittiğinden, yaralı kuş gibi tek başına kalmak.

Kaderin cilvesi. O yaz tatilleri bitmek bilmez, telefonun müptelası olursunuz. Ama hakkını yemeyelim; ayrılık ne kadar zorsa sonra kavuşması da o kadar güzel olur.

15. Yara: En büyük hayalinizin eve çıkmak olması...

Her gün bu hayalle başlar, her uykuya bu hayalle dalınır. Hoş eve çıktıktan sonra çok da matah bir şey olmadığını anlarsınız ama o zamanlar en imkansız olduğundan, en tatlı hayaldir.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
11.08.2016

Memleketimin (Mersin'in) 10 saat uzağını, Samsun'u kazandım. Tam kimse yok rahat ettim derken, ailem "İkinci senen de Samsun'a taşınırız" dediler ve dünya başıma yıkıldı. :(

11.08.2016

bu yüzden mersinde kalıcam ırjoenvertrj

11.08.2016

bonus: "kanka ailenle yaşaman çok iyi ya ne yemek derdin var ne çamaşır." diyen dingiller.

11.08.2016

Kardes haklı bence fazlasıyla aile de istediğin zaman kusebilirsin ne yemek ne çamaşır yine sana kalmaz, halledilir

Pasif Kullanıcı
11.08.2016

ne yaparsanız yapın aileden izin almak zorunda olmak,millet sohbeti yeni koyulaştırmışken evden gelen nerdesin daha gelmiyo musun telefonu,herkesin en iyisi seninki yeaa çamaşır bulaşık yok dırdırı ve tabi ki biz kendi ayaklarımızın üstünde duruyoruz sen daha işe girince görürsün ya çokta şeyapma nasihatleri..abaaav taam olum anladık siz freesiniz biz lise7 :/

TÜM YORUMLARI OKU (28)