Doğumunun 112. Yıl Dönümünde Edebiyatın Dahi Kalemi George Orwell

1984 size ne hatırlatır? Sadece bir yıl, belki de bir sayı.

George Orwell'a göre 1984 bir sancı, kötülüklerin kol gezdiği ve korkunun hakim olduğu bir yıldı. Aptallığa ve sosyal adaletsizliğe direnen bir adamın son çığlığını attığı bir kitabın ismiydi.

Biz de bu içeriğimizde büyük yazarın sesine kulak veriyoruz.

Buyursunlar...

Orwell'ın Çocukluğu

George Orwell, asıl adı ile Eric Arthur Blair 1903 yılında Hindistan'ın Bihar kentinde doğdu. O sırada Hindistan bir İngiliz sömürgesi olduğu için ilk öğreniminden sonra İngiltere'ye gitti. O dönemin en elit okullarından olan Eton Koleji'ne yazıldı.

Burayı iyi bir dereceyle bitiren Orwell için yine bir başka ülkenin kapıları açıldı o da Mynmar'dı.

Mynmar'da insanlara yapılan şiddet, onun duygularını da etkiledi.

Eton Koleji'nden mezun olan George, Mynmar'da yani o günün Burma'sında bir polis olarak teşkilata girdi. 

Burada gelen mahkumlara yapılan muamele onun emperyalizme olan öfkesini daha da arttırdı.

Burada mutlu olup para kazanamayacağını anlayan Orwell için bir sonraki durak Paris'ti.

İlk romanı ''Paris ve Londra'da Beş Parasız'' oldu.

Paris'e gelen George Orwell'ı çok büyük bir yokluk bekliyordu. Büyük bir sefalet çeken Orwell, günler boyu aç gezdi ve parasız kaldı.

Bunu konu alan ve asla otobiyografisi olduğu yönünde bir açıklama yapmadığı kitabını, Paris ve Londra'da Beş Parasız eserini piyasaya çıkarttı.

Bu eserde ismi asla zikredilmeyen bir kahraman kendi ağzından kısaca hayatını anlatır. Paris'te İngilizce kursu açan ana karakter, müşteri bulamayınca işsiz kalır ve sokaklara düşer. O sırada bir iş teklifi gelir.

Engelli bir çocuğun eğitimini üstlenmek üzere Londra'ya gittiyse de burada da sefalet peşini bırakmaz.

''Zambak Solmasın'' ile artık tamamen tanınır.

Paris ve Londra'da Beş Parasız'da sonra iki roman daha yayınlayan Orwell aradığını bulamaz. Ama Keep the Aspidistra Flying (Zambak Solmasın) eserini yayınladıktan sonra Orwell'ın yıldızı parlar.

Bu kitapta ise kendisini de konu edindiği, dar gelirli orta direk ailenin yaşantısına ayna tutar. İnsanların umutlarını öldüren yoksulluğa dikkat çeker.

Gittikçe sevilmeye başlanan Orwell için edebiyat bir sürelik kesintiye uğrayacaktır. Çünkü Nazi lideri Adolf Hitler'in desteğini alan Franco birlikleri İspanya'da iç savaşın fitilini ateşleyeceklerdir...

İspanya İç Savaşı ve Orwell

Orwell Franco kuvvetlerine karşı direnen İspanya halkının yanında yer alır. Orwell bu savaşa gidişini şu şekilde anlatır:

''POUM milisine 1936 yılı sonunda katıldım. Bir başkasına değil de bu milise katılmamın başlıca nedenleri şunlardı: İspanya’ya gitmeye gazete makalelerim için malzeme toplayabilmek amacıyla niyetlenmiştim. 

Bunun yanı sıra, eğer çarpışmaya değer gibi görünürse, belki de savaşırım diye muğlâk bir düşünce de vardı kafamda. 

Ne var ki hastalıklı bünyem ve nispeten az sayılabilecek askeri tecrübem hesaba katıldığında, savaşmak hususunda pek bir kuşkuluydum.''

Orwell dilencilerin sokaktan çekildiği, fuhuşun ortadan kalktığı ve herkesin sadece zafere koşarcasına ellerinde ne var ne yoksa bağışlamalarına hayran kalır.

Savaşta Orwell gırtlağından vuruldu

Savaşçılık bakımından tecrübesiz olan Orwell, keskin nişancının hedefine girer ve gırtlağından vurulur. Ölümden son anda kurtulan Orwell hemen cephenin gerisine taşınarak tedavi edilir.

Fakat gördükleri karşısında şoka girer. Çünkü o çok beğendiği düzen tamamen yok olmuştur. Tüm bunların sorumlusu olarak Stalin'i görür. 

Katıldığı POUM örgütü yasadışı kabul edilir ve Orwell ile arkadaşları İspanya'dan sürülür.

''Aspidistra'' kitabında sınıf farkını mizahi bir dille eleştirdi

1930'ların İngiltere'sinde yaşayan George Orwell, o dönemde yaşanan sınıf ayrımına oldukça karşıydı. Aspidistra eserinde de birçok insanın bu sınıf atlama hevesini komik bir tutumla eleştirdi.

Aspidistra yükselmek isteyen insanların evinde bulundurduğu bir zambak türüydü. 

Reklam şirketinde çalışan ana karakter, kapitalizmin getirdiği reklamcılık anlayışından nefret eder ve şairliğe soyunur. Sevgilisini bu uğurda kaybeden adam için sürpriz sonu yine sevgilisi belirler.

''Hayvan Çiftliği'' kitabı klasiklerden...

İspanya'daki yıllarında gördüğü ''İhanete Uğramış Devrim''  tablosundan oldukça etkilenen Orwell bir tragedya yazar. İsmini ise Hayvan Çiftliği koyar.

Sürekli ezilen, kırkılan hayvanların olduğu bir çiftlikten bahsedilir bir kitapta. Köpeksi olan eşek Benjamin, fedakar at Boxer veya serçelere kardeş olduğunu söyleyerek onları pençelemeye kalkan kedileri bile konu edinir. 

Siyasi eleştirisini yıllar öncesinin fabl yazarları gibi yapmayı tercih ederek akıllıca bir yöntem izler: 

'Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir'

George Orwell

Ve en çok bilinen eseri: 1984

1984 bir korku ütopyasıdır. Big Brother (Büyük Birader) ismindeki biri büyük bir  ekrandan tüm halkı bilgilendirir.

''Düşünce Polisi'' kavramını hayatımıza sokan eserde Totaliter bir merkezi tek parti iktidarı vardır. 

Bu partinin yönetiminde korku, propaganda ve beyin yıkama ile halk ve hayatı manipüle edilmektedir.

''Geçmişi denetleyen' diyordu Parti sloganı, 'geleceği de denetler; şu anı denetleyen geçmişi de denetler.''

Büyük Birader seni izliyor.

George Orwell

Orwell bir verem hastasıydı

Uzun zaman süren yoksulluktan dolayı yaşamına çok özen gösteremeyen ve sokaklarda  yatan, soğuktan dolayı oldukça fazla akciğer rahatsızlığı geçiren Orwell'da kronik verem vardı. 

Zenginliği giderek artsa da bu hastalıktan bir türlü kurtulamadı. 1984'ü de bu veremin ağır olduğu bir dönemde yazmıştı. 

Hayatının son dönemlerini çoğunlukla hastanelerde geçirdi.

Eşinin kaybettikten sonra hastalığı ağırlaştı...

1945 yılında yanlış bir ameliyattan dolayı 41 yaşında eşini kaybetti. II. Dünya Savaşı'na denk gelen bu dönemde Observer gazetesinde yazmaya devam etti.

1949 yılının ortalarına doğru Orwell tekrar evlendi. Hastalığının ilerlediği bu dönemde artık tek beklentisi kendisine yardımcı olabilecek bir eşti.

Orwell 1950 yılında hayatını kaybetti.

upload.wikimedia.org

Tüberküloz (verem) hastalığından tamamen yataklara düşen Orwell Ocak ayının sonlarına doğru 1950 yılında hayata gözlerini yumdu.

İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir.

Orwell

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Kasımpaşa’nın 18 Yaşındaki Futbolcusu Yasin Özcan 8 Milyon Euro’ya Aston Villa’ya Transfer Oluyor