Yeni doğan oğlunu tutarken fotoğrafları bulunan Rawlings, doğumdan birkaç gün sonra oğlunu kaybedişinin ardından hayata gözlerini yumdu.
Kendisine sunulan seçenekler arasında hamileliği sonlardırmak ya da tedaviyi erteleyerek 9 ay boyunca oğlunu taşımak bulunuyordu. Rawlings ise hamileliği devam ettirmeyi tercih etti, ki bu kendisinin hayatta kalma şansını yarı yarıya azaltıyordu. Genç kız şiddetli ağrı ve ateş şikayetlerinden dolayı 3 ay erken doğum yapmak zorunda kaldı.
Oğlunu kaybedişinin ardından Daily Mail'e röportaj veren Rawlings, 'Minik oğlum Kyden ile geçirme şansını bulduğum, onu tuttuğum, ayak ve el parmaklarını saydığım ve tıpkı karnımdaykenki gibi onunla konuştuğum o 12 gün çok özeldi. Hayatımın en iyi 12 günüydü!' demişti. 'Daha sonra aldığımız 'mide enfeksiyonu kaptığı' haberi ise en şok edici ve kalp kırıcı haberdi, saatler içinde de ona veda etmemiz söylendi. Bu enfeksiyon onun değerli hayatını aldı ve oğlumuzun kanatları çıktı.'
Bebeği de kadının kendisi de hayatını kaybetmiş , kadına ne hakla bencil diyorsunuz lan embesiller ? size mi kaldı siktirin gidin .
Çok üzücü.. Annenin bunca çabaya evlat acısı çekmemesini, Oğlunun yaşamasını onun için canını veren bir annesi olduğunu bilmesini isterdim.
bu ne cesurca ne de kutsal. gereksiz duygusallıklara girmeden aklıselim düşünün biraz. ikisi de yitip gitti. ha iyi ihtimal bebek ölmeyip annesiz büyüyecekti. her şeye bir kutsiyet yüklemekten artık neyin gerçekten kutsal olduğunu unuttuk. annesiz büyüyeceği kuvvetle muhtemel olan bir bebekten vazgeçtiği için duyacağı acı evet kutsal olurdu. bu değil, hiç değil.