Onlar yaşanacakları öngördü ancak kimse onlara kulak asmadı. Eğer yaptıkları uyarılar dinlenmiş olsaydı, tarihin akışı tamamen başka yönde ilerleyebilirdi. “Olması imkansız!” dedikleri için sözünü kimselere dinletemeyen ve doğru söyledikleri halde dokuz köyden kovulan isimlere hep birlikte göz atalım.
Kadın, rüyasında ertesi gün yolcu olan oğlunun uçağının düştüğünü ve kimsenin kurtulmadığını görür. Endişelenir ve sabah oğlunu uyandırmaz. Oğlan uyuyakalır ve uçağı kaçırır. Bi süre sonra kadın haberlerde o uçağın tıpkı rüyasındaki gibi kalkıştan bikaç dakka sonra düştüğünü ve kimsenin kurtulamadığını öğrenir. Sevinçle oğlunu uyandırmaya ve olan biteni anlatmaya gider. Ancak oğlan uyanmaz. Çünkü uykusunda ölmüştür. Yani demem o ki alnına ne yazıldıysa o kardeş!
Aklıma Tubitak geldi!
Demek ki hangi çağda yaşarsak yaşayalım insanoğlu "default" olarak beyinsiz!