Genel olarak insanların terapi almak ile ön yargılara sahip olduğunu biliyoruz. Hatta ne terapisi yahu deli misin sen diyen bir kesim bile var. İşte bu önyargıları kırmak için terapi hakkında doğru bilinen yanlışları mutlaka öğrenmelisiniz!
Genel olarak insanların terapi almak ile ön yargılara sahip olduğunu biliyoruz. Hatta ne terapisi yahu deli misin sen diyen bir kesim bile var. İşte bu önyargıları kırmak için terapi hakkında doğru bilinen yanlışları mutlaka öğrenmelisiniz!
Bildiğiniz gibi deli kelimesi toplum tarafından çoğu zaman kişileri küçümsemek ya da aşağılamak amacı ile kullanılır. Bu kelime bir davranışı tanımlamaktan çok kırıcı bir etkiye sahip olur. Aynı şekilde hayatlarındaki problemlerden kaynaklı terapi almayı tercih eden kişilere deli kelimesi ile hitap etmek kişilerin terapiye karşı ön yargılı olmasına neden olur. Deli derken neyi kastettiğimiz de belli değildir.
Yani bir insanın depresyonda olması, kaygılı olması, bağımlı olması ya da hayata karşı kararsızlıkları olması o kişiyi deli mi yapar? Halbuki terapi dediğimiz şey her yaş ve cinsiyete hitap eder. Aynı zamanda herkes her koşulda terapiye ihtiyaç duyabilir. Bu şekilde düşündüğümüz zamanda da tüm insanların deli olması gerekir.
Herkes hayatı boyunca çeşitli konularda yardıma ihtiyaç duyar ve bu durum yaşamdaki en doğal şeydir. Kendine yetebilen, hayatta her şeyi tam olan insanlar bile terapiye ihtiyaç duyabilirler. Yani kısaca özetlemek gerekirse terapiye gitmek için güçsüz olmaya gerek yoktur. Ya da terapi alan insanların güçsüz olduğunu söylemek yanlıştır.
En basit örnekle bu durumu şu şekilde açıklayabiliriz: Daha yüksek performansa sahip olmak için antrenöründen destek alan bir sporcu sizce güçsüz müdür? Değildir dediğinizi duyar gibiyiz. O zaman ruhsal sağlığını iyileştirmek için terapiste giden bir kişi neden güçsüz olsun ki değil mi? Hatta hayatındaki zorlukları kabul ederek kendini geliştirmek ve iyileştirmek için terapi almak isteyen bir kişi güçsüz olmanın tam tersine güçlü ve cesaretlidir.
Terapi sürecinde konuşmak ya da iletişim kurmak yaşananları karşı tarafa iletmek için kullanılan bir araçtan ibarettir. Eğer terapi süreci sadece konuşmaktan ibaret olsaydı bu konuşmayı herhangi bir kişi ile de yaparak problemlerimize çözüm bulabilirdik. Eğer siz ya da çevrenizdeki herhangi bir kişi terapi alıyorsa bu sürecin küçümsenmesine kesinlikle izin vermemelisiniz. Terapi süreci oldukça değerli ve özel bir süreçtir ve kesinlikle sadece konuşmaktan ibaret değildir.
Terapi ile ilgili bilinen en büyük yanlışlardan bir tanesi de birkaç seansta tüm problemlerin çözüleceğine olan inançtır. Halbuki terapi süreci kişilerin ihtiyaçlarına ve yaşadıkları problemlere göre değişiklik gösterir. Çünkü terapi sürecini birçok çeşitli faktör etkiler. Kişilerin yaşadıkları problemler çoğu zaman tek bir problem değildir ve o tek problemin altında yatan birçok problem de vardır. Nasıl ki grip olduğunuzda bile iyileşmek için bir sürece ihtiyacınız varsa aynı sürece terapi alırken de ihtiyacınız olduğunu unutmayın.
Terapide birçok farklı konu ele alınabilir. Dolayısı ile ele alınan her konu danışanı iyi hissettiremez ve danışanlar kimi zamanlarda bu konulardan dolayı rahatsız hissedebilirler. Örneğin bir kişi terapistine anlatmak istediği bir konuyu
açarken çok zorlanabilir ya da o konunun kendine hissettirdiklerini yeniden
yaşayarak rahatsızlık hissedebilir. Bu nedenle terapinin her zaman iyi
hissettirmesi gerektiği doğru bilinen bir yanlıştır.
Terapide çoğu zaman tüm problemin çocukluk dönemlerinde yaşandığı düşünülür. Bu düşüncenin temelinde belki de televizyon programlarında gördüğümüz terapi sahneleri yatar. Halbuki kişilerin terapiye gitmesine neden olan güncel problem dahil olmak üzere tüm konular terapistler için değerli ve önemlidir.
Danışanların terapistleri ile arkadaş ilişkileri kurmaları yalnızca filmlerde ve dizilerde karşımıza çıkan ve yanlış olan bir durumdur. Çünkü terapistlerin danışanları ile profesyonel ilişki dışında herhangi bir ilişki kurmaları etik dışı bir
davranıştır. Hatta bu bir kuraldır ve olaya gerçekçi baktığımızda eğer bir
arkadaşınız terapist ise sizi danışan olarak alamayacağını da size açık bir şekilde belirtir.
Terapi alan kişiler terapistlere ödeme yaparlar evet bu doğru bir tespittir. Ancak bu durum terapistlerin danışanları önemsemediklerini göstermez. Terapistlerin amacı kişilerin yaşadıkları zorlukları atlatmalarına yardımcı olmak ve mutlu olmaları yolunda onlara destek olmaktır. Bu mesleğe başlayan kişilere kendilerini çok kaptırmamaları gerektiği bile öğretilir.
Çünkü terapistlerin dinledikleri şeyler arasında gerçekten çok acı verici ya da mutsuz edici olaylar yer alır. Bu nedenle de terapistler danışanlarına karşı mesafeli durmak zorundadırlar. Ancak yeniden hatırlatalım ki bu durum terapistlerin sizleri önemsemediği anlamına gelmez.