Dijital akıcılık kavramını; her şeyin hızla hareket ettiği, verilerin saniyeler içerisinde paylaşıldığı ve iletişimin çok yönlü olduğu bir ortamda bilgiyi etkili bir şekilde kullanma becerisi olarak tanımlayabiliriz.
Doğru kaynaktan alınan bilgiler, manipülatif veya doğru olamayan bilgilerin yayılmasını engellediği gibi insanları dezenformasyondan koruyarak yanıltıcı kararlar alınmasını da engeller.
Ancak burada bilgi kirliliği ve dezenformasyon ayrımını iyi yapmak gerek. Bu tür bilgiler, insanları yanlış yönlendirerek zaman kaybına sebep olabileceği gibi tehlikeli sonuçlar da doğurabilir. Çünkü doğruluğu teyit edilmeyen bilgiler insanlar için bir tetikleyici görevi üstleniyor.
Dolayısıyla doğru bilgiye erişmek için öncelikle doğru kaynakları kullanmak ve verileri sorgulamak gerekiyor.
Dijital okuryazarlık becerileri edinmek de depreme önceden hazırlanmak kadar önemli!
Maalesef ülke olarak yeterli bilinç düzeyinde olmadığımız dijital okuryazarlık ya da medya okuryazarlığı da üzerinde durulması gereken bir konu.
Çünkü gelişen iletişim ve internet teknolojileri artık herkesin ulaşabileceği bir uzaklıkta ve yanlış bilginin hızla yayılması eskiye nazaran çok daha fazla mümkün.
Dijital okuryazarlık, özellikle bu gibi durumlarda doğru kaynaklara yönelmeye ve yanlış bilgiye maruz kalmaları önlemeye yardımcı oluyor.
Özellikle okullar ve resmi eğitim kurumları, doğru bilgiye ulaşım ve paylaşım noktasında halkın her kesimini bilinçlendirerek bilgi kirliliği ve dezenformasyonu önleme gücüne sahip.
Gelişen iletişim teknolojileriyle hepimiz dijital akıcılık sürecinde kimi zaman kayboluyor kimi zaman bu süreçten etkileniyoruz. Ancak bilinçli bireyler olarak, özellikle sosyal medya platformlarının yalnızca fotoğraf ve video paylaşılan platformlar olmadığını anlamak ve bu mecralarda kimi insanlarca ardı arkası gelmeyen bir dezenformasyona zemin hazırlandığının bilincinde olmak gerek.
Instagram
Twitter
Facebook
Linkedln
YouTube