Doğayla Derinden İletişim Kurmayı Öneren Mükemmel Bir İskandinav Felsefesi: Friluftsliv

İskandinav kültürü, doğayla iç içe bir yaşamın dünya üzerindeki merkez noktalarından biri. İskandinav ülkelerindeki insanların mutlu, huzurlu ve üretken olmasının altında da bu doğayla iç içe olma felsefesi yatıyor: Friluftsliv.

Norveççe bir sözcük olan "Friluftsliv", tam kelime anlamı olarak "açık hava hayatı" olarak geçiyor.

Bu felsefenin temelinde, doğayla baş başa olmak, doğayla etkileşime geçmek, doğal güzellikleri takdir etmek ve doğaya yakın olmak yatıyor.

Friluftsliv felsefesi, ilk ortaya çıktığı zamanlardan bu yana gelişerek modern yaşama da kusursuz derecede uyum sağlamış durumda.

Hatta İskandinav topraklarında, bu felsefenin mimari yansıması olarak dağ tepelerine, nehir kenarlarına, yeşilliklerin ortasına inşa edilmiş pek çok minik kulübe tarzı yapılar bulunuyor. İnsanlar bu kulübeleri, doğada bir başlarına zaman geçirmek istediklerinde kullanıyorlar.

Bu kulübelerin özelliği ise, temel ihtiyaçlar dışındaki her detaydan arındırılmış olmaları.

Yani bu evler, son derece lüks tatil yerleri olarak değil; gerçekten doğayı dinlemeye ve hissetmeye odaklanmanızı sağlayacak küçük hacimli barınaklar olarak tasarlanıyor. İskandinav aileler özellikle hafta sonları bu kulübelere gidiyor ve sevdikleriyle birlikte doğanın güzelliklerine kendilerini bırakıyorlar.

İskandinav ülkelerinin geri dönüşüm gibi çevre konularındaki hassaslığı, yalnızca sürdürülebilirlik odaklı değil anlayacağınız.

Tüm bu düşünce ve eylemlerinin yüzlerce yıllık bir kültürel geçmişi var, belli bir felsefe çerçevesinde şekillenmiş durumda.

Norveç'te kanunlar bile, "friluftsliv" felsefesi etrafında şekillendiriliyor.

Bu şekilde her insanın doğayla iç içe olma ve doğayı deneyimleme hakkı yasalarla korunmuş oluyor; hatta insanlar buna teşvik ediliyor. Araziler satın alınarak diğer insanlara tamamen kapatılamıyor, belli kurallar çerçevesinde ülkenin dört bir yanında doğayı dilediğinizce gezebiliyorsunuz.

Bilim de bu felsefenin, İskandinav ülkelerinin mutluluk düzeyi istatistiklerinde en yukarıda olmasını sağladığı konusunda hem fikir.

Nitekim doğayla düzenli olarak baş başa kalmanın zihinsel ve fiziksel etkileri defalarca kez gözlemlenmiş durumda. Özellikler çocuklarda etkili olmak üzere bu felsefenin, yaratıcılığı geliştirdiği, düşünme verimliliğini artırdığı, davranışları olumlu yönde etkilediği, huzur seviyesini yükselttiği ve özgüven gelişmesine katkıda bulunduğu bilinmekte.

Bu felsefe aynı zamanda Finlandiya'nın meşhur eğitim sisteminin de temelini oluşturuyor.

Eğitim kalitesi açısından dünya genelinde her daim zirvede yer alan Finlandiya, okul çağındaki çocukları doğayla mümkün olduğunca fazla iç içe tutuyor. Eğitim kurumlarında çocuklara toplu halde 1 saatlik doğayla baş başa olma seansları düzenleniyor. Bu uygulama sonucunda öğrencilerin derslere daha konsantre olduğu ve daha ilgili davrandığı gözlemlenmiş.

Felsefeyi daha güzel yapansa, uygulamasının bir hayli basit olması.

Herhangi bir araç gerece veya ekstra bir emeğe ihtiyacınız yok. Tek yapmanız gereken şehir hayatından, binaların arasından mümkün olduğunca çok uzaklaşıp kendinizi yeşilin ve mavinin arasına atmak. Doğanın renklerini izlemek, kokusunu almak, sesini dinlemek... Kısa bir süre sonra göreceksiniz ki, genel bağlamda çok daha mutlu ve başarılı bir insan olup çıkmışsınız.

İnsan olarak doğaya aidiz, doğadan ne kadar uzaklaşırsak, o kadar mutsuzlaşacağız. Doğaya yakın olun...

Popüler İçerikler

Cem Yılmaz'dan Küfürlü Gönderme Gelmişti: Hasan Can Kaya'dan Ünlü Komedyene Cevap Geldi!
Icardi ve Wanda Nara'yı Ahlaksız Bulan Batuhan Karadeniz'e Eski Sevgilisinden Bomba Tesirli Karşılık
Sonunda Bu da Oldu: Antalya'daki Bir Otelde Türk Müşteriden 120 Euro "Milliyet Farkı Ücreti" Alındı
YORUMLAR
27.01.2017

Olaya ba, Biz yayla ya gidince köylü oluyoz emekçi oluyoz ihtşyaç sahibi oluyoz, iskandinav ülkeleri yapınca Friluftsliv felsefesi :))) Ya bakın işinize ya

27.01.2017

Doğa ile derin iletişimin aracı beton dur. Betonlu yerlere eğiliyoruz, suratımızı yapıştırıyoruz, toprağın altından yukarıya doğru çıkan serinliği sonuna kadar hissediyoruz, ve her yer beton olduğu için Allah'a şükrediyoruz (!) bu durum özellikle yaz aylarında çok fayda sağlamaktadır, bu soğukluk kuraklık ile de mücadele etmektedir (!) hayvanların susuz bir şekilde yazın sıcağında daha uzun dayana bilmelerine de olanak sağlar (!). Bunları bilmiyor musunuz yoksa ? ayy pis cahiller, öğrendiniz artık, gidin biraz çimento falan alın karıştırın suyla toprakların üzerini kapatın, böylece doğa ile derinden iletişim kurabiliriz. Tüm halkımı çimenlik alanlara, çayırlara davet ediyorum ! HER YER BETON OLACAK, O KADAR ! ONLAR KONUŞUR, AK PARTİ YAPAR !

27.01.2017

bütün haftanın yoğunluğu stresiin sadece bir gün bile olsa böyle biryerde geçirmek.huzur diyoruz ama onun için imkanlar sağlamıyoruz ki ..

TÜM YORUMLARI OKU (17)