İnsanoğlunun fizyolojik olarak kusurlu olup olmadığı büyük bir tartışma konusu. Bir görüş insanoğlunun ve diğer canlıların kusursuz tasarlandığını öne sürse de bir diğer grup da insanın sisteminde çok fazla 'bug' bulunduğunu iddia ediyor.
İnsanoğlunun fizyolojik olarak kusurlu olup olmadığı büyük bir tartışma konusu. Bir görüş insanoğlunun ve diğer canlıların kusursuz tasarlandığını öne sürse de bir diğer grup da insanın sisteminde çok fazla 'bug' bulunduğunu iddia ediyor.
Case Western Reserve Üniversitesi'ndeki İnsan Kökenleri Merkezi'nin müdürü Bruce Latimer'e göre yürüyebilmemiz bile bir mucize. Çünkü Latimer'e göre iki ayağımızı kullanmaya başladığımızda omurgamızdaki kemer şeklindeki yapı bir sütuna dönüşmek zorunda kaldı. Çalışmalara göre alt sırt ağrılarımızın %80'inin nedeni bu.
Dizlerimizin de ileri ve geri dönebilmesi Latimer'e göre büyük bir sorun.
Dar olan leğen kemiğinin 200 bin yıldır aynı kalması insanoğlunun doğum yapmasını acılı ve zorlu hale getiriyor. Beynimizin büyümesini engelliyor.
İnsanoğlunda üst ve alt çenenin her iki tarafında, ağzın arkasına yakın üç azı dişi bulunur. Beynimiz genişlediğinde, çenemiz genişledi ve kısaldı ve en arkadaki azı dişlerine yer kalmadı.
Tekrarlayan laringeal sinir (RLN), konuşma ve yutma yeteneğimizde hayati bir rol oynar. Beynimizden ses tellerinin altındaki ses kutusu veya gırtlağın kaslarına talimatlar iletir. Teorik olarak, yolculuk kısa olmalıdır. Ancak fetal gelişim sırasında RLN, boyundaki küçük bir doku parçasına dolanır ve kalbin yakınındaki kan damarları haline gelir.
Nefes borusu ve yemek borusu, burun ve ağızdan gırtlağa uzanan aynı boşluğa, yani yutağa açılır. Epiglottis adı verilen yaprak şeklindeki bir kapak refleks olarak yiyecek ve içeceklerin gırtlağa gitmesine engel olsa da bazen bu işe yaramayabilir. Yavaş kalan bu refleks boğulmanıza neden olur.
omurga baştan sona hatalı imalat
N. Vagus’un teorik olarak kısa değil uzun bir sinir olması gerekir çünkü sindirim organlarımızı innerve edeceği için en uzun yolu katetmelidir. Epiglottisin bir kapak gibi yiyecek gelirken nefes borusunu kapatması . Nefes alırken yemek borumuzu kapatması ise tamamen bir tasarım harikasıdır . Eğer epiglottis olmasaydı, burnumuz tıkandığında nefes alamaz ölürdük. Ağzımızın da nefes borusuna açılabiliyor olması çok büyük bir avantaj. Bir Hekim olarak başlıktaki yanlışlığı düzeltmek istedim. O Allah ki, yarattığı her şeyi en güzel bir şekilde yarattı(Secde/7. Ayet)
bence fiziksel açıdam mükemmeliz. asıl sorun zihnimizde.