Dizilerde Neden Dini Ögeler İşlenmeye Başladı? Reyting Oyunu mu, Toplumsal Yansıma mı?

Türk televizyonlarında son yıllarda muhafazakâr ve seküler hayatların hikayelerine odaklanan diziler dikkat çekmeye başladı. Dizilerde yeni başlayan bu furyanın ardında siyasi ya da ideolojik bir amaç olduğu tartışması büyüdü. Hatta birçok dizi RTÜK'ten ceza da aldı. Ancak yayın hayatlarına başarı ile devam ediyorlar. Peki, bu tür diziler yalnızca bir izleyici talebi mi, yoksa daha derin bir toplumsal ve ideolojik yansımanın göstergesi mi?

Son yıllarda Türk televizyonlarında muhafazakâr ve seküler hayatların karşılaşmasını merkeze alan diziler dikkat çekmeye başladı.

Ekranda sık sık gördüğümüz fakir kız, zengin oğlan; aile içi şiddet ve baskı; acı, dram ve gözyaşına dini ve ideolojik temalar eklendi. Aniden dizilerle birlikte hayatımıza giren dini öğeler hangi izleyicinin talebiydi ki?

Kızılcık Şerbeti ile başlayan furyaya Kızıl Goncalar eşlik etti. Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncalar gibi yapımlar, hem dramatik ögelerle harmanlanmış aile çatışmalarını hem de dini ve ideolojik temaları cesurca işlemeye devam ederken bunun siyasi bir amacı olup olmadığı tartışmaları da yükseldi.

Ancak her ne kadar biz Kızılcık Şerbeti'ni ezberlesek de bu değişimin ilk adımları dijital platformda yayınlanan Bir Başkadır ile atılmıştı.

Dizide Meryem (Öykü Karayel) tesettürlü ve aile baskısı ile büyümüş genç bir kadındı. Doktor Peri (Defne Kayalar) ise Meryem'in tamamen zıttını temsil ediyordu. Hikaye bu ya, sevmediği ot burnunun dibinde bitmişti. Üstelik bir şekilde de ona 'aynalama' çalıştırmıştı. Bir Başkadır, başörtülü Meryem ile seküler doktor Peri’nin çatışmasını, önyargıları ve psikolojik alt metinleriyle büyük bir etki yarattı.

Psikolojik esintilerle harmanlanmış bu ideolojik hikaye birçoğumuzun kalbine dokunmayı başarınca Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncalar'ın yapımcısı Faruk Turgut, ilhamı havada yakaladığını söylüyor.

Faruk Turgut, bu yeni temaların reytinglerdeki gücünü fark ederek Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncalar gibi projelere imza attı. Turgut’a göre, ekranlarda toplumun sadece bir kesimini yansıtan hikâyeler artık izleyiciyi tatmin etmiyordu.

İzleyicinin artık dramadan sıkıldığını fark ettiğini söyleyen Turgut, 'Hep aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemek anlamsız.' diyerek dizilerdeki bu yeni temaya tam manasıyla daldığını söylüyor. 

Muhafazakâr temaların reyting başarısı ise bu yaklaşımı doğrular nitelikte. Öyle ki Kızılcık Şerbeti, her cuma reytinglerde zirveyi kimseye bırakmıyor.

İki ikonik dizinin yapımcısı toplumun bir kesiminin asla ekrana yansıtılmadığını da düşünmüş. Bunun bir reyting getirisi olabileceğine inanarak işe girişmiş. 

Siyasi amaç yorumlarını kesin bir dille reddeden Turgut, bu yeni türü sadece bir "hikâye ve izleyici talebi" olarak tanımlıyor. Görünen o ki Türk dizilerinde izleyicinin değişen ilgisi, ekranların da yönünü değiştirdi.

İlginizi çekebilir:

Artık Ağlamaktan Bıktık! Sahipsizler Dizisi ile Birlikte Ekranda Bir Dönemin Sonuna mı Geldik?
Cumhurbaşkanı Erdoğan RTÜK'e Seslendi: "Reyting Uğruna Kadına Şiddet Normalleştiriliyor!"
Şaka mı Gerçek mi? Müge Anlı'nın Yayınında Kahkaha Kopartan Anlar

Popüler İçerikler

Temsilcimiz Ege Karabenli İlk 10'da: Mr. World 2024 Erkek Güzellik Yarışması'nın Birincisi Belli Oldu!
Yaş Farkından Dolayı Artık Kocasını Beğenmediğini İtiraf Eden Kadından Dumur Eden Açıklamalar
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
YORUMLAR
26.11.2024

Toplum muhendisligi..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ