Öyle replikler vardır ki sadece o sahnede kalmaz, bizim zihnimize de kazınır! Dilimize dolanıp gündelik konuşmalarımızda yer almaya başlar. Film ve diziler görselliği ile bizi etkiler. Fakat karakterlerin dudaklarından süzülen cümleleri unutmamalıyız! Ayrılık acısı, hedeflere ulaşma, iç hesaplaşma... Tek bir cümle ile birçok şey anlatılabiliyor.
Kendimizi özdeşleştirdiğimiz ve yaşadığımız bazı anları tam olarak anlatan repliklere gelin birlikte bakalım!
Bu ikonik repliği kime söyleseniz hangi diziden bahsettiğinizi bilirler! Dizinin karanlık ve sürprizlerle dolu yanının bir özeti gibi... Tehlikelerin yaklaştığını ve hiçbir yerin güvende olmadığını belirtir. Hayatın belirsizliğini vurgulamak ya da zorlu bir döneme girerken bizim de kullandığımız bir replik haline geldi!
Bu replik kuşaktan kuşağa aktarılmış ve aktarılmaya devam ediyor! Artık bir evrenin cümlesi olmaktan çıkmış durumda. Evrensel bir motivasyon cümlesi haline geldi. Cesaret, umut ve kararlılık aşılamak için kullanmaya başladık... Jedi felsefesini yansıtan en güzel repliklerden biri. Güç seninle olsun!
Biraz da Türk televizyon ve sinemasına bakalım! Ezel bizim için ayrı bir yerde... Vurucu sahneleri, gizemli ilerleyişi, müziği ve etkili cümleleri ile aklımıza kazınmış durumda. Bu replik ise Ezel için çok önemli! Sadece bir uyarı değil, aynı zamanda kimlik hatırlatması... Bir süre sonra tartışma esnasında ya da şakalaşırken hepimiz farkında olmadan bu cümleyi kullanmaya başladık.
Unutulmaz filmin unutulmaz sahnesinden bir replik... Jack hem gençliğini hem de özgürlüğünü haykırıyor! İzlerken sizin de tüyleriniz diken diken olmuştur. Genellikle okul mezuniyetlerinde ve sosyal medya paylaşımlarında hedeflerine ulaşan insanların çokça kullandığını görürüz. Başarının ve özgüvenin bir haykırışı gibi!
Tekrar Star Wars evrenine girelim! Yeni zamanların en sevilen dizilerinden birinde kullanılan bu replik çoktan genelin hayat felsefesi haline geldi... Hem sadakati hem onuru simgeleyen bu replik kısa da olsa çok etkileyici. Bu yüzden büyük adımlar atılırken bazılarımızın ağzından fısıltı ile bu cümleyi duyabilirsiniz!
Karşınızda sinema tarihinin en ikonik sahnelerinden biri! Travi karakteri aynada kendi ile konuşurken birden bu replik söylenir... Yalnızlık, öfke, yabancılaşma! Tüm bunlar tek bir cümlenin içine sığdırılmıştır. Günlük hayatta da artık espri ya da meydan okuma amaçlı kullanılıyor. Bu kült filmden bir replik olmasaydı olmazdı!
Hayatın belirsizliğini tatlı ve sıcak bir şekilde aktarmayı başaran o replik! Bu film birçok insanın hayatına dokunmuştur. Önündeki engelleri aşabilecek güce sahip olduklarını anlamışlar... Aynı zamanda her gün yeni bir tat ve sürprizle de karşılaştığımızı gösterir bize. Hayatın nasıl olduğunu unutmamak için bu repliği tekrarlayanlar çok!
Türk dizi tarihinin sistemle çatışıp yorulan adamını görüyorsunuz... Toplumun başarı olarak ele aldığı şeyleri tekrardan gözden geçirmemizi sağlıyor. Hedef ve hayallerimizin çevre tarafından belirlenen başarı kriterleri nedeniyle bir kenara kaldırılmaması gerektiğini de hatırlatıyor.
Son sahnede söylediği bu replik... Birçok izleyiciyi gözyaşlarına boğmuş, Marvel evreninde bir dönemi kapatmıştır. Cesaret, sorumluluk ve kahramanlığı içeren bu repliği bir süre herkesten duymuş olabiliriz. Önemli bir iş yapacaklar ilk başta bu repliği söyleyip kendini motive ediyordu!
Türk sinemasının en çarpıcı aşk filmlerinden biri! Bazı insanlar hayatımıza girerek çok büyük izler bırakabilirler. Ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın, izi her zaman bizimle kalır... Ayrılık sonrası duygusal bir sürecin içine girmiş olanlardan sıkça duyduğumuz bir replik!
"Unutmak kelimesi undan çıkmış. Bildiğimiz un yani,hamur işi,öyleymiş. Unutmak için un ufak etmek gerekiyormuş. Birini bütün olarak unutamazmışsın zaten. Öyle pat diye unutamazmışsın. Öyle yavaş yavaş gidermiş, avaş yavaş unuturmuşsun. Gözleri,kaşı,burnu ile kulağı,sesini yavaş yavaş. Unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. Hatırlamazmış,sonra unuttuğunu unuturmuş." Behzat Ç.
what's in the box
Koko wa Sparuta da!