Ailelerin şikayet etmesinin ardından İslam Çay Evi kapatılırken, IŞİD'e katılan Adıyamanlı gençlerden Orhan Gönder, geçen 5 Haziran'da Diyarbakır'daki HDP mitingine patlayan bombayı alana yerleştirdiği gerekçesiyle tutuklandı.
20 Temmuz'da ise Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde canlı bomba olarak kendini patlatan kişinin yine Adıyamanlı Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu ortaya çıktı.
13 kişi hakkında da yakınları başvurmadı
Türkiye'de meydana gelen bombalı saldırıları gerçekleştirenlerin Adıyamanlı olmasının ardından yapılan araştırmada son 2 yıl içerisinde kentten resmi olarak yakınlarının kayıp başvurusu yaptığı 18 kişinin Suriye'ye geçerek IŞİD'e katıldığı belirlendi. Bu kişiler 'terör nitelikli kayıp şahıs' olarak aranırken, güvenlik güçlerinin araştırmasında yakınlarının kayıp başvurusu yapmadığı ve farklı il ya da ülkelerde çalıştığını söylediği genç yaştaki 13 kişinin daha IŞİD saflarında olduğu belirlendi.
Alagöz ailesi şehri terk etti
Suruç'ta 34 kişinin öldüğü bombalı saldırıyı gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün ailesi Temmuz ayında yaşanan saldırı sonrası kenti terk etti. Patlamada ölen oğullarının cenazesini bile almayan ve kentten ayrılan Alagöz ailesinin, çevre bir ildeki köyde yaşayan yakınlarının yanına yerleştiği öğrenildi.
'Polise de valiye de defalarca gittim'
Adıyamanlı gençlerin, hangi camilerde ve çay ocaklarında buluşup yönlendirildiklerini anlatan Hatice Gönder, oğlunun peşinden koştuğu günleri hatırlattı. Gönder özetle şunları söyledi:
“Eğer benim çocuğum yarın bir gün, orada çocuğumu örgütleyip bu tarafa gönderir, bir şey olursa bunun vebalini, günahını kim verecek? Bunu söyledim. Polise de emniyet müdürüne de, valiye de… Defalarca gittim. (Bir milletvekili) ile de görüştüm. İsimleri yazdı cebine koydu. 'Bizzat bu işle ben ilgileneceğim' dedi. Gidiş o gidiş.'
'Sakal bıraktı, tavırları değişti'
'Oğlum, bugün IŞİD'e katılan kişilerle (2014 yılında dershaneye gitmesinin ardından) arkadaşlık kurduktan sonra saç ve sakal bıraktı, tavırları değişti. Bundan rahatsız olduk ancak kendisi bize endişelenmememizi söyledi. Değişim sürünce polise gittik, şikayet ettik.”
'Bildirmediğim yer kalmadı'
“Polis oğlumun ifadesini aldı. Bizim yanımızda almadılar, tek aldılar. Geldik. 6-7 ay geçti. Bu çocuk ortadan kayboldu. Ben ve babası sınırlardan eve gelmedik. Hatay'dan Şanlıurfa sınırına kadar… Gittik haftalarca, karakola, savcılığa bildirmediğim yer kalmadı. Ben kendi adıma konuşuyorum. Diğer annelere bir şey diyemem. Sürekli aradım.”
Polis Diyarbakır'a çağırdı
“Sınırın her tarafını dolaştık, aylarca çocuğumuzu aradık ama bulamadık. Sonra bir gün polisler arayıp oğlumuz için Diyarbakır'a çağırdı. Bulunduğunu düşünerek Diyarbakır'a gittik, patlamayı yapacağı aklımızın ucundan geçmedi. Gittiğimizde patlamayı yaptığını duyduk. Kendisiyle konuştuğumuzda o gün de bugün de bombayla ilgisi olmadığını, kendisine tuzak kurulduğunu söylüyor.'
Ailelere uyarı
Ailelerin çocuklarındaki değişime ve çevresine dikkat etmesi önerisinde bulunan Hatice Gönder, çocuğuyla ilgili şikayetçi olduğu zaman polisin duyarlı davranmadığını ve takibini yapabilse bugün patlamaların meydana gelmesinin engellenmiş olacağını da öne sürdü.
DHA